İL AFET VE RİSK AZALTMA PLANI TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

İl Afet ve Risk Azaltma planı (İRAP) Bilgilendirme Toplantısı Planda sorumlulukları bulunan kurum ve kuruluşların temsilcilerinin çevrimiçi katılımıyla gerçekleştirildi.

İL AFET VE RİSK AZALTMA PLANI TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Toplumda afet farkındalığın geliştirilmesi, afet risklerinin azaltılması ve önlem alınması konusunda davranış değişikliği oluşturulması maksadıyla 2021 yılı, İçişleri Bakanlığı tarafından Türkiye Afet Eğitim Yılı olarak ilan edildi. Afet Eğitim Yılı çalışmaları doğrultusunda ülke genelinde Afet Risk Azaltma Planı çalışmalarına başlandı. İl Afet Risk Azaltma Planında görev ve sorumlulukları bulunan kurum ve kuruluş temsilcileri "Zoom Meeting" uygulaması üzerinden çevrimiçi toplantıya katılarak teknik konularda bilgi alışverişi yapıldı.

Dünya nüfusunun yüzde 50’sinden fazlasının şehirlerde yaşamakta olduğu ve bu oranın 2050 yılına kadar yüzde 66 oranına yükselmesinin öngörüldüğü açıklamada; “Kentleşme ve kentlerin karmaşık özellikleri sürdürülebilir kalkınma için fırsatlar sunarken aynı zamanda zarar görebilirliği ve riski arttırma potansiyeline de sahiptirler. Afet riskinin azaltılması ve kentsel alanlarda dayanıklılığın sağlanması için yerel paydaşların planlama ve risk yönetimine katılımı gerekmektedir. Hızlı kentleşme ve nüfus artışı, sürdürülebilir planlama ve uygun arazi kullanım planları ile desteklenmediği takdirde şehirler ve yerleşimler için tehlike oluşturmaktadır. Bu durum çoğunlukla; insanların, kıyı alanları, taşkın yatakları ya da stabil olmayan dik yamaçlar gibi tehlikeye açık alanlara yerleşmelerine yol açmaktadır. Niteliksiz yapılaşma bir başka büyük risk dinamiğidir. Kentlerimizin fiziki ve mekânsal özellikleri, yaşayanların sosyo-ekonomik zarar görebilirliği, çevresel etkiler, kentlerin içinde bulunduğu karmaşık durumlar altında gelişen risk faktörlerinden bazılarıdır.” İfadelerine yer verildi.

Güvenli, eşit, dayanıklı, dirençli ve sürdürülebilir kentsel gelişmeye sahip olabilmek için stratejiler ve politikaların geliştirilmesi gerektiğine değinilen açıklamada; “Yereldeki sorumlu kuruluşlar, doğa ve/veya insan kaynaklı tehlikelerden kaynaklanan -küçük ve orta ölçekli afetler ve daha az yaşanan büyük ölçekli afetlere kadar- afetlerin etkileri ile mücadelede ilk sorumlu kurumlardır. Özellikle son yıllarda ortaya çıkan iklim değişikliğinin etkileri ve olağanüstü hava olayları da, şehirlerin afetlere maruz kalma olasılığını artırmaktadır. Aynı zamanda, şehirlerdeki yapılaşma ve kalkınma faaliyetlerinin de çevre ve doğaya olumsuz etkileri afet risklerini arttırmaktadır. İl afet risk azaltma planlarının hazırlanması ve uygulanmasıyla; şehirlerde güvenli bir yaşam sağlamak, afetlerden dolayı oluşabilecek can ve mal kayıplarını azaltmak ve önlemek, afet risk azaltma bilinci oluşturmak, kaynakların etkili kullanımını sağlamak, paydaşlar arasında iş birliğini artırmak, afet sırasında müdahale ve afet sonrasında iyileştirme için yapılan harcamaları azaltmak amaçlanmaktadır.” Şeklinde konuşuldu.

Afetlerin sayıları ve sıklığı ile birlikte verdikleri sosyal ve ekonomik zararların son yıllarda katlanarak artmakta olduğu ifade edilen açıklamada; “Bu kayıplarla başa çıkabilmek tek başına müdahale odaklı bir yönetim anlayışından ziyade risk odaklı bir yönetim anlayışıyla mümkündür. Bu amaçlarla; ülkemizde afet risklerinin belirlenmesi ve azaltılması çalışmaları kapsamında il afet risk azaltma planı hazırlık çalışmalarına başlanmış bulunmaktadır. İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP), ilin afetselliğini ve afetlerin olası etkilerini ortaya koyan ve bu etkileri en aza indirebilmek için afetler olmadan yapılacak çalışmaları eylemler biçiminde gösteren, sorumluları tanımlayan bir plandır. İl afet risk azaltma planlarının hazırlanması ve uygulanması sürecinde sayısız paydaş bulunmaktadır. Bu paydaşlar; kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlardır. Çok paydaşlı bu süreç, birden çok sektörün katılımıyla planların hazırlanmasında ve uygulanmasında iş birliği içinde bütüncül bir yaklaşım ortaya konulmasını amaçlar.” İfadelerine yer verildi.

22 Nisan 2021 tarihinde ise sel/ su baskısı ve göç hareketliliği ile ilgili riskler hakkında çalışma yapılacağı bildirildi.

Ebru Güven Mutlu