Yok olma tehlikesi yaşıyor
Traklar'ın bir çok yaşam izlerinin bulunduğu Edirne, arkeolojik verileri ile medeniyetin 3 bin yıllık geçmişini günümüze taşıyor. Lalapaşa ilçesinde dolmen, sunak ve kalelerden oluşan anıtları ile Trak geçmişine uzanan ilçede medeniyetten günümüze uzanan 3 bin yıllık yapılar yok olma tehlikesi yaşıyor.
Traklar’dan günümüze birçok medeniyette ev sahipliği yapmış Edirne, kültürel mirasların koruyucusu olma ünvanını taşıyor. Fakat son yıllarda gerek ilgisiz ve sahipsizlik gerek bakımsızlıktan dolayı eserler yok olma riski taşıyor. Traklar’dan günümüze ayakta kalmayı başaran yapıların kültürel miras olduğunu belirterek sahip çıkılması gerektiğine vurgu yapan, Arkeolog Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Engin Beksaç, “Bundan 10 yıl önce benim tespit ettiğim birçok mezarlık alanı bugün yok. 10 yıl önce rastlamış olduğum dolmenlerin önemli bir bölümü tahrip olmuş durumda ”dedi.
‘Çok hızlı tahrip ediliyor, 3 bin yıllık dolmenler yok oldu’
Traklar’dan kalma anıtların çok hızlı bir şekilde tahrip edildiğine vurgu yapan Beksaç, ‘’Lalapaşa, Trakya’ da arkeolojik mirası kültürel yapılanma açısından en önemli ilçelerin başında geliyor. Lalapaşa’nın çok özgün bir kimliği var. Bu özgün kimliği bazı köylerin de arkeolojik açıdan pirefer içinde kaldığını görebiliyoruz. Bunun başında su akacağı geliyor. Lalapaşa’nın hem merkez için hem Edirne Merkez kasabanın şehrin yapılanması kültürel turizminin büyük katkısı olacağı aşikâr. Maalesef yıllar boyu Lalapaşa unutulmuş terk edilmiş gibi kaldı. Lalapaşa ilçesinde çok değişik kültürünün bulmamız mümkün. Bu çok hızlı bir şekilde tahrip oluyor. Bundan 10 yıl önce benim tespit ettiğim birçok mezarlık alanı bugün yok. 10 yıl önce rastlamış olduğum dolmenlerin önemli bir bölümü tahrip olmuş durumda, mesela bunların bir tanesi aklıma gelen Lalapaşa merkezi merasında kalan kazan kaya dolmeni. Bu dolmenler son yıllarda ağır bir şekilde tahrip edildi ”diye konuştu.
‘Sahip çıkmıyoruz’
Tarihi yapıların önemli birer kültürel miras olduğunu ve bu yapılara sahip çıkılmadığından dolayı hızla tahrip edildiğine dikkat çeken Beksaç; “Bunun dışında mesela bu Uzunbayır köyünde, bazı dolmenlerin kiste örnekleri vardı. Bunlar da korunamamasından dolayı tahrip edilmiş durumda. Her ne kadar bizler arazilerde tahribi engellemeye ve köylüleri aydınlatmaya çalışsak da bu tahribat almış başını gitmiş durumda. Nedeni elbette ilgisizlikten ve sahip çıkmamızdan kaynaklı. Edirne’de, turizmden gelir elde etmek istiyorsak bu yapıların gözden uzak kalmaması gerekiyor. Bu miras başka bir ülkenin elinde olsaydı şuan ki durumu çok farklı olurdu. Örneğin bu yapılar Bulgaristan’da, Romanya veya Yunanistan’da olsaydı çoktan turizme kazandırılmıştı.”dedi.