- Haberler
- Edirne
- Edirne'de sivil mimari örnekleriyle ön plana çıkan Kaleiçi semti turizme kazandırılmak isteniyor
Edirne'de sivil mimari örnekleriyle ön plana çıkan Kaleiçi semti turizme kazandırılmak isteniyor
Edirne'de birçok sivil mimari örneğinin yer aldığı Kaleiçi semtinde geçmişten günümüze ulaşan yapıların restore edilerek turizme kazandırılması isteniyor.
Kentte Roma ve Osmanlı döneminden kalan yaklaşık 1400’e yakın tescilli kültürel varlık bulunuyor.
Kaleiçi semti 400’e yakın sivil mimari örneğiyle ön plana çıkıyor.
Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Kaleiçi semtinin Osmanlı fethinden sonra büyük oranla kimliğini koruduğunu söyledi.
Beksaç, İslami kesimin bölgeye yerleşmesinin daha sonraki süreçlere gerçekleştiğini belirtti ve şunları kaydetti:
“Burada yaşayan etnik grupların kendilerine has mahalleleri, sokakları var ve bunun etrafında şekillenmiş evleri var. Levanten (İtalyan), Ermeni ve Rum evlerini teşhis edebilirsiniz. Edirne çok etnik gruplu bir yer ve bu etnik grupların çokluğunu yansıtan bir şehir. Yapısı değişmiş olsa da evrensel kimliğini korumuş bir kent.”
Edirne’nin evrensel ve çok uluslu kimliğinin dinlere çok hoşgörü ile bakan bir merkez olmasını gösterdiğini dile getiren Beksaç, bunları evlerin yapısında da gördüklerini aktardı.
Beksaç, iyi bir bakışla evlerin hangi etnik gruba ait olduğunu görebilmenin mümkün olduğuna vurgu yaptı.
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Başkanı Bülent Bacıoğlu ise Edirne’nin tarihi doğal mirasıyla turistik bir şehir olduğuna dikkat çekti.
Edirne’nin tarihinin ve kültürel mirasının korunması anlamında ele alınması gereken önemli konulardan birisinin de Kaleiçi bölgesi olduğunu söyleyen Bacıoğlu, “Biz istiyoruz ki bir an önce Kaleiçi bölgesi ciddi bir şekilde geniş ölçekli olarak projelendirilsin. Edirne’mizin bu bölgesi konaklayan ve etkinliklere katılan turistlerin olduğu, aktivite turizminin gerçekleştiği çok canlı bir bölge olsun. Bölgenin canlanmasıyla burada aktivite merkezleri, gastronomiyle ilgili birçok işletme ve festivaller olacaktır. Tarihi dokuyu 7/24 yaşayan bir bölge olacaktır burası. Buna inanıyorum.” Dedi.
Doğukan Vurgun