Özge Özkan

ESKİ EVLERİ ANLAMAK

Özge Özkan


Geçen zaman ile şehirlerin dokuları değişiyor. Ancak bu değişime rağmen, yıkılmaya yüz tutmuş olsalar da, hala kimi insanların ilgisini aşırı derecede çekebilecek güzelliğe sahip eski evler hemen hemen her şehirde vardır.
Kimi insanlar o yapıları görebilmek için kilometrelerce yolu aşıp gelirler. Kimileri sadece bakar; kimileri sadece bakmaz, daha fazlası da vardır. Kimileri ise günlük hayat telaşı ile her gün o yapıların önünden geçer gider.

İşte böyle… “Kimileri” hep vardır hayatımızda. Siz hangi “kim”siniz? Bilemem…
Ama bildiğim bir şey var ki, eski evler “Aa ne güzel.” dedirtmenin ötesinde anlayana çok şey anlatır bir bakışta…

Şimdi kolaydan başlayalım…
Cumba mesela… Nedir bilir misiniz?
Cumba, Türk mimarisine ait olup, dıştan kafesli oda bölmesidir. Aslında cumbayı bir balkona benzetebiliriz. Ancak estetik olarak balkonun bir tık üstünde olan bir yapıdır. Çünkü cumbalar payandalar ile desteklenir ve payandalar genelde dekoratif olarak tasarlandığı için daha hoş bir görüntü oluşur. Aynı zamanda cumbalı evlerin ana malzemesi daha çok ahşap olduğundan; günümüzün betonarme evlerinin arasında cumbalı evler özgeliğini bariz hissettirmektedirler.
….. ….. …. ….. …… …… ……… ……. ……

Cumbalı evlerin yanı sıra, cumba olsun ya da olmasın Türkiye’ de bulunan eski evlerin çoğunda çift kanatlı büyük kapı kültürü vardır. Büyük kapılar evi hem daha kullanışlı hale getirir hem de evi daha ihtişamlı kılar.
Bu kapıların üzerinde işlemeler de görmek mümkündür. İşlenilmiş olan motifleri incelediğimizde birtakım anlamlar çıkarabiliriz. En bilinen motifler:
- Çarkıfelek Motifi: Bu motif dünya üzerinde birçok kültürde, inançta benzer anlamlar ifade eden bir süslemedir, bir semboldür. Genel olarak bereketi ifade ettiğini söyleyebiliriz. Edirne’ deki Selimiye Cami’ de de çarkıfelek motifi vardır.
- Hilal ve Yıldız Motifi: İslam ülkelerine ait bir semboldür. Nazardan korunmak amacı ile kapı üzerine oyma tekniği ile yapılan bir işleme, süsleme olarak da karşımıza çıkabilir.

Ancak bir kapı gördüğünüzde kapının deseninin yanısıra bakmanız gereken başka bir şey de kapının üzerinde asılı bir şey olup olmadığıdır. Çünkü kapının üzerine asılan şeyler genelde batıl inançları yansıtır.
Peki kapının üzerine neler asılabilir? Neden asılır?

At Nalı: Demir madeni bulunduğunda insanlar bu madenin büyücü ve şeytanlara karşı bir güç olarak meydana geldiğine inanmışlardır. Ancak at nalı sembolü daha çok Batı’ dan gelen bir batıl inançtır diyebiliriz. Batı’ daki bir rivayete göre, İngiltere’ de Dunstan isimli bir nalbant varmış. Bir gün şeytan kılık değiştirerek bu nalbanta gitmiş ve at nalı şeklinde ayakları için nalbanttan kendisine nal takmasını istemiş. Tabi şeytan ne kadar kılık değiştirirse değiştirsin, nalbant onun şeytan olduğunu anlamış ve ona demiş ki: “Ayaklarına nalı takabilmem için seni duvara zincirlemem gerek.” Şeytan bunu kabul etmiş. Sonra nalbant sıkıca şeytanı duvara zincirlemiş, ardından ayaklarına sertçe nalı geçirmeye çalışmış, şeytanın canını acıtmış. Sonra nalbant demiş ki: “Bir daha Tanrı’ ya inanan insanların mekânlarına girmeyeceksin!”
Şeytan: “Peki ya insanları inançlarına göre nasıl ayırt edeceğim?”
Nalbant: “Nal işaretinin olduğu hiçbir mekâna girmeyeceksin!” der ve böylece at nalı bir anlam kazanır.

Buradan anlayacağımız şey, bir evin kapısının üzerinde at nalı varsa büyük olasılıkla Batılı bir ailenin yaşamıştır. Özellikle Balkanlarda ve Ege’ de bu tarz evlere rastlamak mümkündür. At nalına dair dikkat edilecek bir diğer husus ise, üzerinde kaç delik nokta olduğudur. Genelde 7 tane delik nokta olur. Bu da, 7 rakamının uğuruna inanıldığını sembolize eder.

Boynuz: Küçük ya da büyük baş hayvanların boynuzlarını kapı üzerine asmak, nazardan korunmak için dikkat çekici bir şey asarak, insanların kem bakışlarını saptırma amacı taşır. Eğer ki kapı üzerine asılan bir geyik boynuzu ise ebedi yaşamı ifade eder. Boynuz asma batıl inancına daha çok Anadolu’ da rastlamak mümkündür.

Kaplumbağa Kabuğu: Genelde yavru bir kaplumbağanın kabuğu kapının üzerine asılır. Nazardan korunma amacı vardır. Antakya yöresinde bu batıl inancı görmek mümkündür.
 

Yazarın Diğer Yazıları