Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli günlerinden 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107’inci yıldönümünü yaşıyoruz. Nusret Mayın Gemisi’ni, 2 yüz 50 kiloluk top mermisini tek başına kaldıran Seyit Onbaşı’nı, Çanakkale geçilmez destanını ve Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyoruz. 107 yıl önce bugün dönemin süper güçleri İstanbul’u işgal etmek ve Türkleri savaşın dışında bırakmak için devasa bir donanma, gururları ve kibirleriyle Çanakkale önlerine geldiler. Ancak vatanlarını canları pahasına savunan Mehmetçik’i, Mustafa Kemal Atatürk ve Çanakkale ruhunu hesap edemediler. Çanakkale geçilemedi, geçilemez ve geçilemeyecek.
Bu büyük gururu bize yaşatan başta Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Çanakkale kahramanlarına, atalarımıza layık olmak için daha çok çalışmalıyız.
İnsanlık halen Ukrayna Savaşı’nı izliyor. Çocuklar, bebekler, anneler, babalar, insanlar ölüyor. Acımasızca vuruluyorlar. Her gece siren sesleriyle uyanıyorlar. Üzerlerine bombalar yağıyor. Roketler atılıyor. Dünyanın en güçlü ordularından biriyle mücadele ediyorlar. Vatanları için fedakârlıkta bulunuyor, ailelerinden vazgeçip cepheye koşuyorlar. 23 gündür mücadelelerine tüm dünya tanıklık ediyor. Ancak dünyanın çok büyük bir kısmı Ukraynalıların ülkelerini gün gün kaybedişini sadece izliyor.
Annesiz bebekler, babasız çocuklar, parçalanan ailelere, masumların hayatlarını kaybetmesine dünya ne kadar çabuk alıştı. Anlamak mümkün değil. Umarım Çanakkale’de dünyanın en vahşi ordusuna karşı kazanılan zafer, Ukrayna’daki masumlara ilham olur.
Sevgiyle ve umutla kalın
İpek Esma Çeşme