Enver Şengül

YEMİŞ KAPANI HARABELERİ

Enver Şengül

III.Murat tarafından, 1590'lı yıllarda Selimiye'ye akar olsun diye yaptırılan ve 1930'lu yıllara kadar ayakta olduğu bilinen Yemiş Kapanı Hanı'nın kalıntılarının ortaya çıkarılmaya başlandığı kazıya ilk kazma vurulduğunda, birçok kişi gibi ben de burasının artık bir çözümsüzlük süreci içine girdiğini tahmin etmiştim. Çünkü kazı sürdükçe hanın devasa temellerinin ve diğer kalıntılarının ortaya çıkacağını biliyordum. İşte iki yılı aşkın bir süreçte ortaya çıkan görüntü fotoğrafta görüldüğü gibi…

Düzenlenmesi için her kesin dört gözle beklediği Selimiye Meydanı'nın son durumu ne yazık ki Edirne'ye yakışmayacak halde. Ne olacağı bilinmez şekilde gelip geçenlerin gözünü tırmalamaya devam ediyor. Bu hanın tekrar yapılmasını isteyenler olduğu gibi, yapılması halinde dünya mirası Selimiye'nin siluetinin bozulacağını öne sürenler var. Vakıflar ağırlıklı olarak ilk görüşten yana olurken, belediye ikinci görüşten yana bir tavır ortaya koyuyor.

Konu Edirne'yi aşmış gözüküyor. Dosyalar Kültür Varlıkları Yüksek Kurulu'na kadar ulaşmış durumda. Vakıflar Genel Müdürlüğü ise sonuç ne olursa olsun bu hanın restorasyon projesini yapılmasından yana. Genel Müdür Adnan Ertem, geçtiğimiz aylarda şöyle bir açıklama yapmıştı:

"Yemiş Kapanı Hanı restorasyon projesinin hazırlanması demek, oranın ihya edileceği anlamına gelmez. Ona bir genel müdür karar veremez. Bir başkan da karar veremez. Burası mademki bir dünya kültür mirası, Türkiye'nin önemli eserlerinden birisi, buna ortak akıl, üst irade karar verecektir. Yapılması halinde ise bir siluet sorunu olacağını düşünmüyorum.  Siluet konusunda ecdat çok daha naif düşünmüş. Onu tasarlarken, yaparken bizden çok daha fazla kılı kırk yararak düşünmüşler. O Yemiş Kapanı Hanı eskiden vardıysa silueti etkilemiyordu, siluetin bir tamamlayıcısıydı. "

Edirne Belediyesi ise tamamen yok olan bu hanın yeni olarak tekrar yapılmasının anlamsız olacağını öne sürüyor. Bu devasa yapının 13-14 metre yüksekliğindeki duvarlarının çarşı tarafından Selimiye'nin görüntüsünü tamamen kapanacağını öne sürerek, bir an önce kalıntıların olduğu gibi korunarak daha önce belirlenmiş ve UNESCO tarafından da onaylanmış meydan düzenlemesi projesini hayata geçirip halka ve turizme açmayı düşünüyor.

Selimiye, sahiden hiç bir kente nasip olmayacak bir kültürel zenginlik arz ediyor. Hem inanç hem de mimarlık tarihinin tartışılmaz eşsiz eserlerinden biri ve üstelik UNESCO dünya mirası listesinde. Her yıl yüz binlerce insan hatta yetkililerimizin açıklamalarına göre 1,5 milyon kişinin gelip gezdiği çok önemli bir turizm merkezi. Bu kadar insan gelip fotoğrafta gördüğünüz bu rahatsızlık verici ve çözümsüz halde bekleyen harabeleri örünce şaşırıp hayal kırıklığına uğruyor ve neden bu şekilde kaldığını haklı olarak soruyor.

Evet görüş farklılıkları böylesine keskin olunca sonuçta bu konuda kimin hangi kararı vereceği meçhul. Yemiş Kapanı Hanı yeniden inşa mı edilsin? Yoksa temeller korunarak güzel bir çevre ve park düzenlemesi ile bu alan turizme mi açılsın?

Haddim asla değil ama duyarlı bir vatandaş olarak benim naçizane görüşüm bu harabe görüntülere bir an evvel çözüm bulunması yönünde. Temelleri bile kazılar yapılarak ortaya çıkarılan Yemiş Kapanı Hanı'nın yeniden yapılmasının asla özgün ve tarihi değil, yepyeni bir yapı olacağını ve bu devasa yapının çarşı tarafından bakıldığında Selimiye'nin en güzel siluetini kapatarak bu muhteşem görüntüyü yok edileceğini düşünüyorum.  Dünyanın en estetik ve en zarif yapılarından olan Selimiye'nin ön tarafının dışında her tarafı beton ve çirkin yapılarla kapanmış durumda. Ecdat döneminde Selimiye her taraftan rahatlıkla görülebiliyordu ve o nedenle bir siluet sorunu olamazdı. Şimdi ise karşıdan bakıldığında tek görünen yeri kaldı. Oraya da kıymayalım efendiler.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları