Muhtemelen şuan bu yazımı bile çoğunuz mobil siteden akıllı telefonlarınız aracılığıyla okuyorsunuzdur.
Teknoloji güzel şey vesselam…
Yine de teknoloji ile birlikte kaybettiklerimizin sayısı da oldukça fazla.
İlgiyle, merakla, sevgiyle aldığımız kitapların, dergilerin, gazetelerin yerini elimizdeki bu cihaza kaptırdık.
Artık hepimiz istediğimiz kitapları okuyabileceğimiz, haberleri takip edeceğimiz ve sayısız çeşitli bulmaca çözebileceğimiz uygulamaları birkaç saniye içerisinde telefonumuza indirebiliyoruz. Bu bize neyin kolaylığını sağlıyor onu da anlamış değilim. Kitabın kokusunu almadan, gazetenin sayfalarını çevirip; bulmacalardaki ünlülere kaş, bıyık çizmeden ne anlamı kalıyor ki?
Peki…
Sevdiklerinizle birlikte eğlenceli anılar biriktirmeyi özleyeniniz yok mu?
Kafelerde, evimizin balkonunda, otobüste sohbet ederek geçirdiğimiz güzel zamanları maalesef bu cihaza kaptırdık.
Elitlik uğruna yapmayacağımız şey yok. Yine kafelerde oturmaya, değişik isimli kahvelerimizi içmeye devam ediyoruz fakat kahvenin şeklinin, renginin fotoğrafını orada burada paylaşmaktan karşımızdaki insanla sevinçlerimizi, üzüntülerimizi paylaşmayı unutuyoruz.
Başkaları tarafından kabul görmek için telefonlarımızla sürekli farklı uğraşlar içerisindeyiz.
Kitapları sadece fotoğraf çekmek için kullanıyor ve ‘sözde takipçilerimize’ ne kadar ilgili ve bilgili olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyoruz.
NİYE?
Şifreler silindiğinde, hesaplar kapandığında geriye ne kalıyor?
Açıp bakabileceğimiz bir fotoğraf albümümüz var mı evimizde? Oysa zaten telefondaki albüm hafızadan kaynaklı olarak anılarımızı tam olarak saklayamıyor ki…
Bu güzel anıları birlikte yaşadığımız insanları kaybetmekten değil de; telefonumuzun şarjının bitmesinden korktuğumuz sürece…
Hepimize geçmiş olsun.