Cuma Sohbetleri

TOPLUM DESTEKLİ CAMİLER VE GÖREVLERİ

Cuma Sohbetleri

Mescidler yüzyıllardır İslam’ın önemli bir şiarı ve Müslümanların bir araya geldiklerinde ilk inşa ettikleri mekanlar olmuştur. Camilerin önemini Peygamber Efendimiz (sav) bir Hadis-i Şerif’lerinde, “Allah'ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir.[1]diyerek beyan etmektedir.. Ayrıca Allah’ın Resulü (sav) camide cemaatle kılınan namazlara teşvik ederek bu namazların yalnız kılınan namazlardan 27 derece daha üstün olduğunu vurgulamıştır.
          Bununla birlikte camiler sadece ibadet edilen yer olarak değil, ilim, irfan ve kültür merkezleri olarak ta Müminlerin vazgeçilmez eğitim yuvalarıdır. Her renkten ve sınıftan insanın bir araya gelip omuz omuza ibadet ettiği, sosyal dayanışmanın sağlandığı, birlik ve beraberlik ruhunun inşa edildiği ve özellikle çocuklarımızın yetişmesinde çok önemli bir yere sahip kutsal mekanlardır.
 
        Allahu Teala Tevbe Sûresi‘nde şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın mescidlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.[2] Bu Ayet-i Kerime‘yi tefsir eden alimlerimiz, camilerin imarında özellikle iki konu üzerinde durmuşlardır: Bunlardan birincisi camilerin maddi inşası, diğeri ise cami içerisinde namaz kılan insanların  manevî imarıdır. Bunun her ikisi de bir diğerini tamamlayan unsurlardır. Cami olmadan cemaat olmaz, cemaat olmadan da cami kendisinden beklenen fonksiyonları icra edemez. Camilerin toplayıcılık vasfı, Allah’a yakın olma çabasını düzenli ve sürekli kılmaya matuftur. Bu çabayı anlamlandıran, bilgiyi edinmenin yeri de camidir. Camii de öğrenilenler hayata geçirildiğinde ise, artık toplumun merkezi cami olmuştur. Camiler, erkeği ve kadını, büyüğü ve küçüğü, zengini ve fakiri, güçlüyü ve zayıfı bir araya getiren, sonra da onları Allah’a kulluk paydasında buluşturan muazzam cazibe merkezleridir. Bu çekim gücüne kapılarak camiye giden bir insan artık oradan kendi kimliğiyle değil,’Allah’ın kulu’ sıfatıyla yetinen biri olarak çıkar. Zira orada,’Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır.[3] fermanının muhatabı olmuştur. Allah’ın Resulü (s.a.v): hem kendisinin,hem de güzide arkadaşlarının hayatını cami merkezli olarak inşa etmiş ve bu sebeple de Medine-i Münevvere’nin kalbi Mescid-i Nebevi’de atmıştır. Tarih boyunca, kalbini cami ve mescitlere bağlayan insanlar gerçek anlamda huzuru ve mutluluğu bu mekanlarda bulmuşlardır.
 
                    Muhterem müslümanlar!
    İnsanları camilerin aydınlık iklimine dahil etme çabasında olan din görevlileri de işte bu bilinçle rehberliklerine devam etmektedirler. Zira onlar, rahmet peygamberinin makamında bu ulvi davaya hizmet etmekte; O’nun cihana yaydığı nurun, daha fazla insan tarafından fark edilebilmesi için gönüllü bir gayretin içinde bulunmaktadırlar.
     Mihrapta Hz. Peygamberin emanetini taşıyan, minarede Bilal-i Habeşi’nin aşkıyla ezan okuma gayretinde olan, Kur’an-ı Kerim öğretirken Mus’ab bin Umeyr’in heyecanını hisseden, kürsü de vaaz verirken sahabe duyarlılığı gösteren Din Görevlisi caminin ruhunun adeta somutlaşmış halidir.
         Cenab-ı Hak camileri hayatımızın gerçek merkezi kılsın, cümlemizi cemaat olma şuuruna ve şerefine nail eylesin inşaallah.
 
[1] Müslim mesacid 288
 [2] Tevbe Suresi 18
 [3] Hucurat 13
 


 
 
 

Yazarın Diğer Yazıları