
BİR İYİLİK YAPMALIYIM!
Cuma Sohbetleri
Sevgili dostlar ! Allah dünyada bizleri birbirimize bağımlı ve muhtaç kıldı. Bizler, diğer canlılarla beraber doğada iç içeyiz. Karmaşa, hukuksuzluk ve adaletsizlik olmaması için de merhametinin bir tecellisi olarak yüce yaratıcımız sahifeler, kitaplar gönderdi. Kitaplardaki emir ve yasakların uygulanabilirliğini göstermek için de peygamberler görevlendi. İnanan herkes bilir ki İslamiyet iki şekilde yaşanır. Allah’a kulluk, kullara hizmet etmek. Bireysel ibadetlerimizi aksatmadan yaparken, kullara hizmet için hayatın merkezinde, iyilik ve sosyal sorumluluk projelerinde koşuşturmak, işte cenneti giriş bileti bunlardır.
İyilik, merhametin adıdır. İyilik, sevginin adıdır. İyilik, toplumları yaşatan candır. İyilik ibadetin ve kulluğun özüdür. İnsanlara, doğaya ve diğer canlılara iyilik İslam dininin temel taşıdır. İyiliğin açamayacağı kapı, giremeyeceği gönül yoktur. Bu yazıyı hazırlarken tek kelime ile İyiliği tarif etsem diye düşündüm uzun uzun. Sonunda iyiliğin paylaşmak olduğu sonucuna vardım. Sevgiyi, ekmeği, merhameti, kederi paylaşmak. Yeni evlenecek bir kızımızın çeyizine katkı yaparak sıkıntılarını paylaşmak. Evladı uyuşturucu tuzağına düşmüş bir anne babanın dertlerine ortak olarak çilelerini paylaşmak. Yeşili korumak, yeşil yaşam alanlarını temiz ve bakımlı olmaları için sosyal içerikli çalışmalarda aktif rol almak, kısaca iyilik paylaşmaktır.
Haşmet Babaoğlu “ gerçek iyilik nasıl yapılır. İyi kimdir ? “ başlıklı yazısında ; “Kötü insan” olmayışımızın bizi “iyi” kılmaya yetmeyeceğini söyler ve bir örnek verir ;
Bağcılarda, bir grup insan bir araya gelip fakirlere maddi yardım götürmeye koyuldu. Bir gün karşılarına çok muhtaç yaşlı biri çıktı. Ona düzenli olarak 200 TL ödemeye başladılar. Aradan bir müddet geçmişti ki, yine böyle bir başka fakire rastlayıp ihtiyaçlarını sordular, yardım önerdiler. Adam reddetti: “Bana her ay birisi 100 TL ödüyor zaten.”
Bunun üzerine yardımsever dostlarımız “bizi bu zatla tanıştır da çabalarımızı birleştirelim” deyince, adam onları götürdü. Karşılarına çıkan kişi, o her ay 200 TL ödedikleri yaşlı ve çok fakir adamdı. Dostlarımız şaşırdılar ve oracığa çöküp ağladılar. Evet, iyilik yürek işidir!..
Ve bildiğim bir şey varsa o da iyiliğin artık birçoğumuzun becerebileceği bir iş olmadığıdır. (Haşmet Babaoğlu)
Umutsuzluk inanan insanların vasfı olamaz / olmamalıdır. Çevremizde gördüğümüz birçok olumsuzluk. Görsel ve yazılı basından duyduğumuz insanlığın öldüğü haber ve görüntüleri bizleri yıldırmamalı. İyilik adına çok şeyler yapabiliriz.
Sevgili Edirneliler! Hangi mahallede yaşıyorsak, iyilik projelerimizi, başta caminizin din görevlisi imam arkadaşla paylaşarak, muhtar ve camilerin gönüllü gençleriyle bir araya gelmeli, bu iyilik projeleri hayata geçirilmelidir. Bir araya gelmemiz için insan olmamız ve insanlık için iyi şeyler düşünmemiz yeterlidir. Hiçbir siyasi görüş birlikteliğini aramaya gerek yoktur. Farklı düşünce sahipleri insanlar da yaşadıkları mahalledeki çocuklar, gençler, yaşlılar, hayvanlar, çevre ve şehir için yapacakları çok şeylerin olduğuna göreceklerdir. Sadece “iyilik” adına bir araya gelmeleri yeterlidir. Çatışma bizim kültürümüz değildir. “İki günü eşit olan ziyandadır “ diyen bir peygamberin ümmetiyiz. O takdirde haydi gençler ! bir olalım, iri olalım, İyi olalım. İyilerle olalım. Ve bir iyilik projesinde aktif rol alalım. Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun.
İyilik yapma psikolojisi
İnsan, yeryüzündeki akıl ve irade sahibi tek canlıdır ve bununla alabildiğince övünür. Dünyayı ayakta tutmak, hayata geliş amacını kavramak, özgüvenini arttırmak, mutlu olmak ve mutlu etmek için aklını ve kalbini kullanarak iyilik yapmalı, iradesini kullanarak da iyilik yapmayı alışkanlık haline getirmelidir.
O kadar zor mudur peki iyilik yapmak? Özel bir çaba ve uğraş gerektirir mi? Başkasına iyilik yapınca kendimizden kaybeder miyiz?
Gülümsemek iyilik… Selam vermek iyilik…
Güzel söz söylemek iyilik… Sözü güzel söylemek iyilik…
Yoldaki taşı, bir başkasının ayağına takılır da canı yanar endişesi ile kenara itmek iyilik…
Hastayı ziyaret etmek, geçmiş olsun demek iyilik… Yakını kaybedene sabır dilemek, zor günde yanında olduğunu göstermek iyilik…
Arkadaşlık etmek iyilik… Sevinci paylaşıp, paydaşı mutlu etmek iyilik…
Karşıdakinin hüznünü, kederini paylaşıp yükü hafifletmek iyilik…
Yaratılanı, Yaratan’ının hatırına sevmek iyilik… Kötülüğü engellemek iyilik…
İyiliğe aracı olmak iyilik… Komşuya bir tabak çorba yollayıp “aklımdasın” demek iyilik… Sahip olunan maddi varlıkların ihtiyaçtan fazlasını paylaşmak iyilik…
İyi olmak o kadar kolay ki… Hayra vesile olan, hayrı yapmış gibidir. İnsan başkasını mutlu ettiği sürece mutludur. İyilerle beraber olmalıdır; iyiliği teşvik etmelidir…
İyilik içinden gelir. Engelleyemezsin kendini. Empati yaparsın… Zaman zaman isteyerek “ya ben bu durumda olsaydım?” diye sorarsın kendine; zaman zaman da beynin bu soruyu hiç üretmeden, bilinçaltın sorulmamış sorunun cevabını verir sana… Kendini onun yerine koyarsın… Ve elinden ne geliyorsa, gücün neye yetiyorsa onu yaparsın. Beynin endorfin salgılar, mutlu hissedersin kendini. Bulutların üstüne çıkarsın. İyilik yaptıkça kendini ve hayatı daha çok sever, daha çok saygı duyarsın. Başkasını mutlu ettikçe mutlu olur, paylaştıkça artarsın…
İyilik, suya atılan taşın oluşturduğu halkalar misali yayılır… Önce iyilik yapanı mutlu eder. Sonra iyiliğe muhatap olanı, sonra iyiliğe şahit olanı ve sonra bundan haberdar olanı… Ve halka büyüyüp gider…
Hemen olmasa da er geç ve mutlaka, iyilik yaparsan iyilik bulursun… Mutlaka bir yerlerden karşına çıkar iyiliğinin karşılığı.. Belki bir dostun sohbetinde, belki bir kuşun cıvıltısında, belki beklenmedik bir maddi kazançta, belki kolayca savuşturulan bir problemin çözümünde…
Hadi durma, hemen bak etrafına; mutlaka sana ve desteğine ihtiyaç duyan birini göreceksin. En yakınından başla. Önce ailenden, komşundan, akrabandan, mahallenden... İşe gelip giderken, yolda sokakta gördüklerinden… İhtiyaç sahibi kimse yok mu yakınlarında? O zaman bir bilene sor. Mutlaka seni ve maddi-manevi yardımını bekleyenler var. Hadi ilk adımı at ve sakın geç kalma…
Ve bir şeyi asla unutma: Yaptığın yardımın karşılığını asla ve asla yaptığın kişiden bekleme! Yaptığın yardımı geleceğe yatırım olarak düşün ve karşılığını, kat kat fazlasını hem de en güzel şekilde alacağından emin ol!
Ne demişler? İyilik yap denize at, balık bilmezse HÂLIK bilir…( Selma Topkara)