Ramazan gitarcıları
Bora Dandinoğlu
Hamamda yıkanılırdı,
hamam tası, göbek taşı, kese derken ruhu hariç her noktası temizlenirdi insanın. Evlerde bile kurna ve hamam tası kullanılırdı.
Şimdi duş jeli ile duş alıp çıkıyoruz.
*
Ata binilirdi, binemeyene erkek denmezdi,
gelin atla getirilirdi.
Şimdi kuruluyoruz direksiyona, erkek oluyoruz.
*
Tee evlenene kadar dantel örerdi kızlar,
şimdi ucuzluk pazarlarında on tanesi 5 lira.
*
Bayramlarda kartpostal yollanırdı,
şimdi,
feyste bırak akrabaları tüm İslam Alemi’ni bir kerede aradan çıkartıyoruz.
*
Kurban kesilir, eti fakir fukaraya, olmadı konu komşuya dağıtılırdı,
şimdi bir sms’le bazı dernekler, vakıflar falan kesip dağıtıyor, kimin yediğini bile bilmiyoruz.
*
Kadınlar belli günlerde dere kenarında su kaynatıp, külle çamaşır yıkardı.
Şimdi makineye bir tablet…
*
Kızlar, hoşlandığı beyefendiye mendil atardı, şimdi blututla telefon numarasını yolluyor mesela.
*
Evlenme çağına gelen kızın babası çatıya bir testi koyar, kızda gönlü olan delikanlı o testiye tüfekle ateş ederdi. Sonra da istemeye gidilirdi.
Şimdi,
“Gençler feyste tanışmış, aşık olmuşlar…”
*
Her biri yüzyıllara dayanan gelenekti, ama teknoloji ama ‘Batı’ sayesinde hiç oldular,
ama öyle bir tanesi var ki…
Ev sahibinin eve gelmesine 10 dakika kala kombiyi yakan, klimayı açan, yemeğin altını yakan teknoloji,
beş vakit ezan okuyan telefonlar bile Ramazan davulcularını bitirmedi, bitirmek bir yana azaltmadı bile.
Çalmayı bilse, bir ritm tuttursa gam yemeyeceğim, oruç tutmayanları, sabah erkenden işe gidecekleri, hastaları, yaşlıları, bebekleri düşünmeden küfreder gibi davul çalanlara bir düzen getiren de olmayınca bildiğiniz işkence oluyor ‘Ramazan Davulcusu’ geleneği.
Hadi insanlar alarm kurup kalkmaktan aciz, illa sokakta bir şey çalmak şart,
yüzyıllardır davul çalınıyor, biraz da klarnet çalınsa ya da ne bileyim gitar çalınsa,
o da mı olmaz şekerim..?
