
Bir Edirne Efsanesi
Bora Dandinoğlu
Allah sizi inandırsın, sadece gövdesi Selimiye’nin minarelerinden daha uzun.
Adalet kasrı deseniz ceket cebine sığar.
Tarihi Meriç Köprüsü’nü kuşak niyetine beline sarsa uçları birleşmez.
2 metrelik pehlivanlar yanında haşere gibi kalıyor.
İşaret parmağı,
Karaağaç’taki eski rektörlük binasının kapısından sığmaz.
Ayşekadın’daki mis sabun heykeli var ya,
oradaki bütün meyveleri yese dişinin kovuğuna gitmez.
Üstüne,
Lozan Anıtı ile dişlerini karıştırır.
Meriç’in suları ile yüzünü yıkasa bir tarafı sabunlu kalır.
…
…
Belediye’nin kültür gezileri için giydirdiği otobüsün üzerindeki fotoğrafta böylesine ulu, böylesine destansı görünüyor dört ödüllü bir teşekkürlü başkanımız.
Halbuki o fotoğrafın amacı,
otobüsün gittiği şehirlerdeki insanlara Edirne’nin simgelerini göstermekti, ilgi çekmekti ama daha çok bıyıkları kaldı insanların hafızasında.
*
Bilinen adı ‘Kırkpınar tanıtım aracı’ olan tır, üzerindeki dev ekranda oynayan tanıtım filmi ile 20 ayrı ili gezdi. Amacı Kırkpınar ambiyansını değişik illerde yaşayan insanlara yaşatıp, onları Kırkpınar Festivali’ne çekmekti.
Ama küçük bir pürüz vardı,
başkanımızın fotoğrafı dev ekranla aynı boyda ve daha dikkat çekiciydi. İnsanlar onu pehlivan sandı. Köşedeki ‘Altın Kemer’ fotoğrafı, kolyesi gibi duruyordu zira.
Dolayısıyla,
60 bin liraya kiralanan tırla beraber 20 il gezen başkanımız harcırahı çoktan hak etti.
*
İstanbul Şirinevler metrosundaki bir bilboarda Kırkpınar’a davet afişi koydurmuş Belediye.
İnsanlar görüp, etkilenip Edirne’ye, Kırkpınar’a gelsinler diye konulduğunu düşünebilirsiniz.
Ama afişte, Kırkpınar’ın olmazsa olmazları;
Pehlivan yok, Er Meydanı yok, cazgır yok, hakem yok, yağ ibriği yok, davulcu yok,
Edirne bile yok.
Kim var?
Sadece Başkanımız.
*
Bir Çipras olma-ma-na rağmen,
madem insanlar seni görüp tee memleketlerinden kalkıp Kırkpınar’a gelecek,
final öncesi kispet giyip danışmanlardan biriyle güreş tutar
şahsi misafirlerine bir jest yaparsın artık.
Yoksa yeminlen çok ayıp olacak şekerim.