Bora Dandinoğlu

AĞA SOFRASI

Bora Dandinoğlu

Ordövr tabağı,

karışık ızgara,

çöp şiş,

pirzola,

biftek,

salata,

karpuz,

rakı.

Biraz paran gidiyor ama, yine de güzel iş ‘Ağa’lık.

Bir kere sofrayı kurdumu istediğin gibi atıp tutmak serbest.

 

Mesela,

gerine gerine “Ben Kırkpınar Ağa’sıyım, kimseye eyvallahım olmaz” diyebilirsin.

Nasıl olsa,

“Hadi canım” diyen yok,

zira o sırada salamla mı yoksa peynirle mi başlasam diye düşünüyorlar.

Mesela, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın’a, açılış törenine gelmedi diye atarlanır, “Hiç yakışmayan bir şey yapmış” falan diyebilirsin.

Nasıl olsa,

“Ağam, Federasyon Başkanı’nın açılışa gelmesi olayı bir gelenek değil, senin devlet büyüklerini davet için gitmen gelenekti, gitmedin”

diyecek olanlar o sırada, şişi karşı masaya fırlatmadan çöpten sıyırmaya çalışıyorlar.

Mesela, “Federasyon Başkanı’nın benden yoğun bir adam olduğuna inanmıyorum. Bende bin 400 tane çalışan var. Bu işi yapıyorsan geleceksin. Federasyonla görüşüp gerekirse Kırkpınar’ı ayırmamız lazım” da diyebilirsin.

Nasıl olsa,

“İyi de Ağa, Kırkpınar senin değil ki, Edirnelilerin. Buna Edirneliler karar verir” demesi gerekenler,

o sırada, pirzolanın kemiğini ayırmakla meşguller.

Mesela, “Ağa’lığı alan, Kırkpınar’a yakışır ağalık yapamazsa bir dahaki sene girer elinden alırım. Önemli olan Kırkpınar’da ağalığı yaparken severek yapmak lazım. Zaman ayırmak lazım. Zaman ayıramıyorsan girmeyeceksin kardeşim” falan da dersin.

Nasıl olsa,

“Ağam sen severek yaptığın için mi Er Meydanı’nda kayıkla gezilirken bi uğramadın,

her halukarda zaman ayırdığın için mi özel işlerinden dolayı davetlere gitmeyerek geleneği bozdun?”

diyecek olanlar, karpuzun çekirdeğini ayıklıyorlar.

E bu kadar atışa rağmen,

bir tribüne ‘Ağa Seyfettin Selim Tribünü’ adını vermek nereden çıktı diyeceksiniz.

 

Şişede durduğu gibi durmuyor ki meret.

 

Yazarın Diğer Yazıları