'YAPMIŞLAR BİLE!'
Beyazıt Sansı
Dünkü yazımızın ilk üç paragrafı şöyleydi:
Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan hafta içinde yaptığı bir konuşmasında; “İstiklal Marşı’nın anlamını ve önemini çocuklarımıza iyi öğretmeliyiz. En büyük üzüntüm, bu emsalsiz marşın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin yapılamamış olması, olmaması… Güfte var ama istenilen beste yok” diyerek, halen çalınıp-söylenmekte olan İstiklal Marşı’mızın bestesini beğenmediğini ifade etmiştir.
Ben eminim ki; Sn. Cumhurbaşkanımızın bu söyleminden sonra, Ak Parti’nin emrindeki bütün bestekârlar, çalgılarının başına oturup İstiklal Marşı’mıza yeni bir beste yapmanın çabasına girmişlerdir.
Hatta Sn. Cumhurbaşkanımızın bu niyetini önceden sezinlemiş olanlar olduysa; bestenin notalarıyla birlikte Ak Parti Genel Merkezinin kapısına varmışlardır bile.
***
Dünkü yazımın son iki paragrafında belirttiğim şüphelerimde; bugün ne kadar da haklı olduğum ortaya çıkmıştır.
15’Mart akşamı Facebook sayfasını karıştırırken; “Yapmışlar Bile” başlıklı bir videoya tüm sayfa takipçilerinin dikkati çekiliyordu.
Videoda görünenler şöyleydi; Salonda mı yoksa açık havada mı olduğu pek belli olmayan bir ortamda adamın birisi, eline mikrofonu almış, “Korkma sönmez…” diye İstiklal Marşımıza güya yaptığı marşı okuyordu.
Arkasında çalan sazlar, başta kanun olmak üzere; alaturka sazlar idi.
Çalınan ezgiler ise; marş müziğinden çok bir ilahi bestenin müziğini andırmaktaydı.
Çalınan müzik ve de yapılan beste çok güzel de olabilirdi.
Ancak bu besteyi yapanlar ve internet aracılığı ile paylaşanlar; Sn. Cumhurbaşkanımızın konuya ilişkin demecini ne zaman haber almışlardı ve bu kadar kısa bir süreçte nasıl oluyor da Mehmed Akif üstadın o muhteşem dizelerine bir marş yazmak cesaretini gösteriyorlardı?
Bundan da ötesi; bu kadar kısa bir zamanda bunu internet aracılığı ile kocaman bir milletin gözüne sokar gibi nasıl ortaya koyabiliyorlardı?
Sözü bağlıyorum; Mehmed Akif üstadın o muhteşem dizeleri; kimliği belirsiz, müzik eğitimi ve kariyeri belli olmayan insanların elinde böyle bir hale koyulmamalıydı.
Umarım, bu konuda Devletimizi yönetenler; yakışan şekli bulacaklar ve böylesine hassas bir konuda böylesine seviyesiz gösterilere meydan vermeyeceklerdir.
***
BİRAZ MÜSAADE…
Bildiğiniz gibi; Benim yazarlık kimliğimin yanında bir de müzisyen kimliğim vardır.
Kırkpınar Marşı ile birlikte Edirne’min ortak değerleri üzerine yazdığım 13’Marşım vardır.
Ayrıca 40-50’yıl öncelerinde Serez- Selanik yöresinden gelen büyüklerimizden derlediğim 5’adet güzel Rumeli Türkülerimiz vardır.
Bu eserlerin Edirne’mizin Musiki kültürüne kazandırılması için bu güne kadar yapmam gereken ve fakat hep ertelediğim bazı çalışmalar var.
Bu güzel bahar mevsiminde sizlerden biraz müsaade alarak; bu konuda çalışmalarımı yapmak ve bitirmek istiyorum.
Ne kadar zaman alır, bilmiyorum.
Bu çalışmalarım bittiğinde, sizleri haberdar edeceğim ve bu köşeden yazılarımızı yazmaya devam edeceğim…
Şimdilik biraz müsaade…
