
'NEYLERSİN ÖLÜM HERKESİN BAŞINDA'
Beyazıt Sansı
Ölüm, dünya yaşamının sonudur...
Ancak İslam Öğretisi; ölüm olgusunu Ahiret yaşamının başlangıcı olarak kabul eder.
Örneğin Mevlana Hazretleri; Ölümü “Vuslat” olarak görür.
Yani; “Ölüm insanoğlunun Yüce Allah’a kavuşmasıdır” diyor.
***
Nasıl düşünülürse düşünülsün; “Ölüm” ürkütücüdür.
Büyük Atatürk’ün bu konudaki görüşü her türlü takdirin üzerindedir.
Büyük Atatürk; “Ölümü istemek cesaret işi değildir. Ancak ölümden korkmak da ahmaklıktır”
“Ölüm” olgusu, büyük şairlerin de hep gündeminde olmuştur.
Mesela Cahit Sıtkı Tarancı üstadımız;
“Neylersin ölüm herkesin başında
Kim bilir nerede, ne zaman, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak
Taht misali o musalla taşında” diyor.
***
Öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insandır.
Ancak Yüce yaratıcı öyle tasarlamış ki; Dünya hayatını yaşarken insanoğlu ölümü çok az hatırına getiriyor.
Oysa Hz. Peygamber; “Yarın ölecekmiş gibi Ahîret için, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalış” diyor.
***
Dün Eski Camii’de bir hazin cenaze töreni vardı.
Emekli Öğretmen arkadaşlarımız Korhan-Hayriye Ergin’in kızları, genç İngilizce Öğretmeni Gülşah Ergin 37’yaşında yaşama veda etmişti.
Tarihi Eski Camii çok az zamanlarda böylesine bir cenaze törenine tanıklık etmiştir.
Kadını-Erkeği, genci-yaşlısı ile cami avlusunu dolduran bütün sevenleri, genç Gülşah Öğretmen için gözyaşı döktü.
Böylesine bir ölüm karşısında anne-babanın metin olması, ayakta durması mümkün mü?
Yüreğimizi sızlatan bu ölüm nedeniyle; meslektaşımız-arkadaşımız Korhan-Hayriye Ergin çiftine Yüce Allah’tan sabır, genç meslektaşımız Gülşah Öğretmene de rahmet diliyoruz.
Mekânı cennet olsun…