
NEDEN DİLENİYOR?!...
Beyazıt Sansı
Soğuk bir taş üzerine oturmuştu.
Ayağında dallı basmadan şalvarı ve başında atkısı vardı. Bir eliyle yüzünü saklamaya çalışırken, diğer elini de açarak; “ Allah rızası için yardım edin!...” diye adeta yalvarıyordu.
Yüzü sonbahar yaprakları gibi sarıydı.
Sesi ise; cılız bir mum ışığı gibi zayıf ve titrekti.
Belli ki hastaydı…
Ancak bu haliyle, Edirne’nin çok da kenar sayılmayan bir caddesinde dilenmekteydi.
Yaşı 70’i aşkın gibiydi. Büyük bir ihtimalle uzaklardan bir köylümüzdü.
***
Kimsenin hakkını yemeyelim.
Ak Parti İktidarının yaptığı hayırlı işlerden birisi; 65’yaş ve yukarısındaki yoksul yurttaşlarımıza maaş bağlamasıydı.
Az veya çok…
Ancak ele-güne muhtaç olmadan bir kişinin beslenmesi için yeterli bir aylık veriliyor.
Bu yaşlı ve yorgun kadın acaba nede dileniyordu?
Böyle bir güvenceden yoksun muydu?
Yoksa birileri tarafından kullanılıyor muydu?
***
Dilencilik, dünyanın en eski mesleklerinden birisidir.
Halen dünyanın bütün ülkelerinde bu meslek icra edilir.
Edirne’mizde de bu işi yapan profesyoneller vardır.
Edirne caddelerinden geçen, yürüyen bütün Edirneliler bu profesyonelleri artık tanıyor.
Ancak bu yaşlı ve yorgun kadıncağıza devletin yetkili makamlarının sormaları gerekiyor; “ Senin ne derdin var, sana yaşlılık yardımı verilmiyor mu?” diye.
Bence sorulmalıdır.
O yaşta ve o halde onurlu hiçbir kadın dilenmeyi kabul etmez.
Demek ki bir zoru var ve dileniyor.
Bunun için; Emniyet Müdürlüğümüzün ilgili birimleri ve de Belediyemizin zabıtası; bu insanların derdini dinlemeli ve yasal prosedür ne ise onları güvenceye bağlamalıdır.
Yok, eğer sosyal güvenceleri var ise ve birileri onların elinden bu güvenceyi alıyor ise; onlar için de yasal prosedür ne ise uygulanmalıdır.