
KARAAĞAÇ-EDİRNE YOLU !?...
Beyazıt Sansı
“Dallardan tüneldir Edirne yolu”
“Bizim Karaağaç” şiirimde Edirne Yolunu böyle tarif etmişim.
Gerçekten de bir zamanlar Edirne - Karaağaç yolu, dallardan bir tüneli andırıyordu. Sağdan - soldan uzayıp giden yaşlı kavak ağaçları, gökyüzünü örter sizi yeşil bir tünelden adeta cennete götürürdü.
Şimdi o görünüm giderek kaybolmaya başladı.
Öncelikle Karaağaç Yolunun sağ tarafında yani Orman Bölge Müdürlüğünün olduğu tarafta yoğun bir yapılaşmaya tanık oluyoruz.
Kahvaltı salonları, kır kahveleri derken içkili restoranlar bile oluşmaya başladı.
Şu durumda Karaağaç - Edirne yolu için “Atı alan Üsküdar’ı geçti” bile diyebiliriz.
Karaağaç köprüsünün altındaki su yatağına bile yapı izni verilmiş.
Hele şimdilerde toprak dolgulu bir inşaat yürütülüyor. Buralara bu türden inşaatlara kimler izin veriyor?
Bu inşaatları kim denetliyor? Ya da denetleme diye bir oluşum var mı?
Edirneden Karaağaç’a giderken, yolun sol tarafında ağaç örtüsü adeta çıplak... Eski yaşlı ağaçlar yıkıldı veya kesildi... Bunların yerlerine akasyalar dikilmiş.
Ancak az ekilmiş. Ekilenler de çok cılız kalıyor.
Sözünü ettiğim bu alan eski demir yolunun geçtiği arazidir. Yani devletin arazisidir.
Niye bir sıra ağaçla yetinilmiş. En az 20 metrelik bir demiryolu şeridi var orada.
Bu alan tümüyle ağaçlandırılmalıdır.
***
Karaağaç Alternatif Köprüsünün yapılması ile Edirne - Karaağaç yolu; şehrin göbeğinde yeşil örtüsü bol bir oksijen deposu olarak da görev üstlenecektir.
Bu nedenle bu yolu ve bağlı olarak Karaağaç Ovasını doğal haliyle korumak, bugün iş başındaki başta Edirne Belediyesi olmak üzere tüm kurum ve kuruluşların görevidir.