
CASUSLUK OLAYI BİR KOMPOZİSYON OLABİLİR Mİ?
Beyazıt Sansı
Güzel ülkemiz Türkiye, sıkıntılı günler geçiriyor.
Tabii ki bu güzel coğrafyada yaşayan aziz Türk Milleti de rahat değil.
1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1984 yılına kadar kendi yağıyla kavruldu. Huzur dolu yıllar yaşadı.
Her ne kadar içimizde bazı kamplaşmalar ve kavgalar olduysa da; “Kol kırılır yen içinde kalır.” misali, problemlerimizi kendi aramızda çözdük.
Şimdi durum çok farklı…
Ülkemizin güney sınırlarını tehdit eden düşmana karşı ulusça bir savaş vermekteyiz.
Bu savaşı mutlaka kazanacağız.
Bunun başka türlüsünü düşünmek bile bize yakışmaz.
Çünkü Cumhuriyeti’mizin kurucusu, aziz vatanımızın kurtarıcısı Büyük Atatürk “İstiklal Ve Hürriyet Benim Karakterimdir” diyor.
Şanlı Milletimiz Büyük Atatürk’ün gösterdiği bu hedef doğrultusunda gerekeni yapacak ve mutlaka istiklal ve hürriyetini (bağımsızlık ve hürriyetini) mutlaka koruyacaktır.
Güzel ülkemizin, bu zor günlerinde komşularımız Bulgaristan ve Yunanistan ile çok sevindiricidir ki güzel ilişkiler içindeyiz.
Bulgar ve Yunan komşularımız, hemen her gün Edirne’mize geliyorlar, bol bol alışveriş yapıp ülkelerine dönüyorlar.
Aynı şekilde bizim insanlarımız da genellikle günübirlik Bulgaristan ve Yunanistan’a gidiyorlar; Alışverişlerini yapıp gerektiğinde eğlence yerlerinde de eğlenerek geri dönüyorlar.
Gidenlerin anlattığına göre; özellikle Edirne insanımızın Bulgaristan ve Yunanistan’da çok samimi görüştükleri dostları olmuş.
Ben de birkaç kez gittim ve gördüm.
Özellikle Yunanistan’da Türklere karşı çok samimi bir dostluk gösterisinde bulunuyorlar.
Bu nedenle hem Edirnelilerin Yunanistan’da, hem de Yunan komşularımızın Edirne’de birebir görüştükleri, alışveriş yaptıkları çok samimi dostları var.
Bulgar ve Yunan komşularımızla bu güzel diyalog sürerken; Önceki gün 2 yunan subayının sınırımızı geçerek Edirne’de “casusluk şüphesiyle” tutuklanmaları aramızda esen o güzel dostluk rüzgarına tam bir şok etkisi yaptı.
Ben, bir dış politika siyasetçisi ve de bir askeri strateji uzmanı değilim.
Ancak böylesine sıcak dostluk rüzgarlarının estiği bir ortamda; bu “casus Yunan subayı” olayı bana iyi şeyleri anımsatmadı.
Birileri, esen bu dostluk rüzgarlarından nem kaparak Yunanistan ile aramızı bozmak için bir kompozisyon çizmiş olabilir mi? Diye düşünüyorum.
Gelişmeleri bu açıdan merakla ve sabırla bekleyeceğim.