
SİZİ GİDİ ULUSALCILAR (6) / ERBAKAN ULUSALCI MIYDI?
Ayhan Tunca
Dönelim Erbakan ve AKP’ye…
Ulusalcı olmak gibi bir dertleri zaten yoktu AKP öncülerinin ve Erbakan’ın deyişiyle, kendisi ders anlatırken, çözümü ABD’nin peşine takılmakta gören o öncüler, pencereden tüyerek top oynamaya gitmişlerdi…
Ulusalcı (millici) nutuklar karın doyurmuyordu nasılsa…
Ama…
Onların asıl gıcık oldukları; Erbakan ulusalcılığından öte, Kemalist veya Atatürkçü ulusalcılardı…
Erbakan’ı ve onun ulusalcılığını (onun milliliğini) zaten ciddiye almamaktaydılar…
Ama Atatürkçüler bir başkaydı doğrusu…
Geleneksel ve iflah etmez öfke içinde yetiştirilmişlerdi o kesime karşı…
***
Şimdi sorulacaktır:
“Erbakan hareketi ulusalcı mıdır ki?”
Evet!
Erbakan bir anlamda ulusalcıydı (bu sözcüğü kullanmaktan imtina etmelerine ve milli sözcüğüne sığınarak, ümmet-millet kavramıyla karışık duruşa karşın) ve antiemperyalist…
Arap emperyalizminin kültürel tuzağına çok yakın olmasına karşın…
O, milli derdi, ama öbür tarafta İslam eksenli bir dünya birliği hayalindeydi…
Abdülhamit yaklaşımıydı bu…
O yaklaşımın yükseltildiği yıllarda, sorunlu da olsa, bir Osmanlı imparatorluğu vardı ve öncelikle içinde çok farklı milletleri barından bir coğrafya için düşünülmekteydi, dünya İslam birliği ki, eşyanın tabiatına da çok ters değildi bu bakış…
Oysa artık sadece bir Türkiye var…
Hem milli olacaktınız, hem dünya İslam’ını kurmada öncü…
Fatih yıllarının görkemli koşullarını, günümüzde gaz verme konusu yaparak…
Bir tatlı hayal…
***
Aslında Dünyadaki Müslümanlardan bir İslam Birliği meydana getirme fikri, Osmanlı imparatorluğunda Osmanlılık fikrinin zayıflaması üzerine, Abdülaziz döneminde başlatılmış, Avrupa siyasi yazarları buna Panislamizm demiş; Abdülhamit, Panislamizm’i fikir halinden eylem haline getirmiştir.
İslam, her derde devadır bu görüşe göre ki, dünyanın da kurtulması yolu bu olmalıdır…
Her derde deva olduğu gibi, her derdin veya kötülüğün kaynağı yeterince İslam olamayışa bağlanmaktaydı…
Hani, tarımda kıtlık mı yaşandı; bunu, kadınların açılıp saçılmasına bağlayan anlayış, her dönemde öne çıkmış ve önlemler bu çerçevede ön görülmüştü…
***
Bu genel değerlendirmeler içinde büyüyerek Türkiye’yi, neredeyse 12 yıl, her şeyi ile adeta avuçları içine alan AKP öncüleri ise, Dünya İslam’ına öncülük etme yerine, giderek, günümüzün ürkütücü ve iflah olmaz sürecine öncülük eder duruma gelmişlerdir…
Mezhep kışkırtıcılığına veya bu alanda bir taraf öncülüğü üstlenmeye kadar giden…
Bu haliyle…
AKP, Cumhuriyet’in siyasetini, eğitim ve öğretimini din eksenine oturtarak ve başka uygulamalarla, bir yanlış siyaseti tercih etmiş durumdadır ve bu uygulamalarıyla çok ağır yasal ve anayasal suçları işleme yolunu seçmiştir…
En büyük güvencesi ve desteği ise, elbette kuruluşta olduğu gibi günümüzde de BOP, yani ABD’dir…
Ulusalcı düşmanlığını yükselterek 2023’e ulaştığında yeni ve içinde İslam sözcüğü de bulunan; ulusalcıların, Atatürkçülerin ve onu anlatan bütün değerlerin yok edildiği bir hedefe odaklanmıştır…
Bitmedi!
Bu geleceğin içinde bölünmüş bir Türkiye de vardır ki; zaten bu neden bile, tek başına, ulusalcıların yok edilmesi gereğini kaçınılmaz kılmaktadır…
***
Haydi AKP!
Kolay gelsin!
***
Sizi gidi ulusalcı düşmanları sizi!