Ayhan Tunca

SİMAVNA KADISI İSRAİL OĞLU KADIASKER BEDREDDİN VE SOYLU YAŞAM ÖYKÜSÜ --113

Ayhan Tunca

w.46-ENEZLİ PAPAZLAR

Derken... Her yıl iki kez adaya gelmekte olan Enezli iki papaz görüşmek istedi Bedreddin'le...

Enez...

Edirne'nin, güneybatısında ve bu şehri Saroz körfezinde ege ile buluşturan ilçesi Enez; o yıllardaki Ainos adıyla, tıpkı Sakız adası gibi, Cenevizlilere bağlıydı...

Ainos senyörü Nicola Gattilusio'ydu...

Yaklaşık 1380 yılından sonra Cenevizli Gattilusio ailesinin mülkü olana Ainos'un tacirleri de Ege denizindeki adalarda gelip gitmekte ve ticaret yapmaktaydılar.

Tıpkı 1402'den sonra Gattilusio'nun memleketi Yeni Phokaia (Foça),Sakız ve Kandiye arasında yaptıkları gibi...

***

Menakıpname, Enezli iki papazın Bedreddin'e ulaşmasını şöyle anlatıyor:

İki papazlar gelübdi key ulu

Anlar Enez'lü idi iy bahtlu

Her yıl anda gelüridi ikisi

Anlara dokundı Şeyh'ün cezbesi

Hufyeten İslam'a geldiler hemin

İtdiler zaruretile ketm-i din

Adada sakin olanlardan dahı

Beş kişi imana geldi iy ahı

Ahdleşüb Şeyhıla bunlar ol zaman

Sizden olmazuz didiler rayegan

Şeyh dahi bunlara va'de eyledi

Edrine şehrine gelesiz dedi

***

Anlatılanlara bakılırsa, Bedreddin ile görüşen iki Enezli papazın bu görüşmelerinde Börklüce'de bulunmuştur.

Bedreddin, birinin adını, Ahlati'ye atfen Hüseyin koyar; diğerine de, bir zamanlar kendilerine yoldaşlık eden ve vefat etmiş bulunan Kasım'ın adını...

İkisiyle de Edirne'de buluşmayı diler ve onlara şimdilik Müslüman olduklarını gizlemelerini öğütler...

w.48-SAKIZ ADASI GÜNLERİ İÇİN DEĞERLENDİRMELER

Sakız Adası halkı, burası Osmanlılar tarafından alınmadan önce İslamlaştırılmıştı. Bu olayı 1402 tarihli bir belgeye dayandıran Balıvet'e göre; belgede, Palatia ve Theologo kıyısında demirleyen Türk filosunun komutanı olan, Müslümanlığı benimsemiş Sakızlı bir Hıristiyan'dan söz edilir.

Bu kişi, Türklerin hizmetine girmiş çok sayıdaki Bizanslı ya da İtalyan denizciden biridir.

Kuşkusuz, bu İslami dönüşümde, Bedreddin'in payı görmezden gelinemez.

***

Bedreddin'in, on günlük Sakız Adası ziyareti sonrasındaki geri dönüşünde, adadan karşı karaya kadar Tekfur (veya Bey) tarafından bizzat getirilmesi ise, o döneme özgü bir barışın ve inanç ortamının ilginç bir örneği olarak kabul edilir.

Oysa önceki yüzyılın sonlarından itibaren adalar ile Anadolu arasındaki ilişkiler son derece olumsuzdu.

Ancak 1402 Timur olgusu, bu olumsuz ilişkiyi tümden değiştirmişti.

***

Burada yaşananlar; ayrıca, Bedreddin'i, dinler üstü yeni bir din yaratmaya çalışmakla suçlayanlara bir yanıt olarak kabul edilir.

Evet!

Bedreddin, köken itibariyle dinler arasında bir fark görmemekteydi; ama yeni bir din peşinde de olmamıştı...

w.48-EDİRNE YOLUNDA

Sakız Adası günleri sonrasında Bedreddin, Edirne'ye dönme kararı aldı...

Yıl 1405...

Mehmet Çelebi, kardeşi ve rakibi İsa ile savaş halindeydi ve bu savaşta Aydın Menteşe Beyliği ile Saruhan Beyliği, İsa'nın tarafındaydı.

Deniz yolu Saruhan beyliği tarafından kesilmişti...

Bu savaş ortamının yarattığı olumsuz görüntü, Bedreddin'in Edirne yolculuğunu, kara yoluyla gerçekleştirme seçimine itti...

Ama hayır!

Bu seçimde tek neden bu değildi...

Karayolu seçimi, güzergâhın Türkmen nüfusu bakımından yoğun olması ile de ilgiliydi.

Türkmenler,14.yüzyıldan itibaren Domaniç Dağı'ndan Keşiş Dağı'na yani Uludağ'a kadarki bu engebeli bölgede sürülerini otlatmaktaydılar ki; Bedreddin, buralarda kendi görüşlerini de vazetme olanağı bulacaktı.

Nitekim sonraki yıllarda yaşananlara bakılırsa, buralarda kentlerden soyutlanmış biçimde yaşayan Türkmenler'in, Bedreddin'i benimsemiş oldukları görülecektir...

Yazarın Diğer Yazıları