Ayhan Tunca

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN YILLARI VE EDİRNE 45

Ayhan Tunca

KANUNİ'NİN HADIM SÜLEYMAN PAŞASI MALKARA'DA VEFAT ETMİŞTİR

Edirne'deki Süleymaniye Camii vesilesiyle adı yukarıda verilen Hadım Süleyman Paşa'dan söz etmenin zamanıdır...

O,Kanuni'ye damat olmayan üç paşadan biriydi. Oysa biliyoruz ki Kanuni'nin dokuz sadrazamından sadece bu üç paşa damat konumunda değildi.

Adı üstünde o bir hadım; nasıl damat olsun ki!

İyi de başka ne?

Aslında, yaşadığı yıllarda çok önemli görevlere imza atmış Hadım Süleyman...

Adnan Aslan, bu paşa için önemli bilgiler derlemiş Osmanlılar Ansiklopedisi'ne...

Bu bilgileri devşirerek aktarmak gerekirse, şunları söyleyebiliriz Süleyman Paşa hakkında:

Bu paşa Yavuz döneminden Kanuni yıllarına kalan biri ki, Yavuz öldüğünde hazinedar başıydı. Sonraki yıllarda Macaristan sınırını korumakla görevlendirildi.

1524'te Şam'a beylerbeyi oldu.1525 yılında Hain Ahmet Paşa ortadan kaldırılınca, onu yerine Mısır beylerbeyliğine getirildi. O günlerde İbrahim Paşa, Mısır'da görevliydi ve oradaki sorunları ortadan kaldırdıktan sonra Süleyman Paşa'yı, Mısır beylerbeyliğine o çağırdı.

Mısır'da yaklaşık on yıl kaldı.

Bu süre içinde Mısır'da, Osmanlı yönetimini güçlendirdi.

Yemen ve Güney Mısır'da, Osmanlı hâkimiyetini sağlamak ve Hint ticaretine engel olan Portekiz filosuna karşı kuvvet oluşturmak üzere Kızıldeniz filosunu kurma çalışmalarını gündeme getirdi.

1535'te Mısır Valiliği görevini Deli Hüsrev Paşa'ya bırakarak, Kanuni'nin, Irakayn seferine katıldı.

Sefer dönüşünde,1535'te,Anadolu Beylerbeyliğine getirildi.

Gucerat Sultanı Bahadır Şah'ın yardım talep etmesi üzerine, vezaret paresiyle yeniden Mısır beylerbeyliğine getirildi.

Süveyş'te bir Osmanlı donanması hazırlıyor oluşu Portekizlileri çok rahatsız etmişti ve onlar bir hile yolu ile Bahadır Şahı öldürerek yerine kendilerine yakın olan Mahmut'u getirdiler.

1538 yılında 76 parça gemi ve 1500'ü yeniçeri olan 6500 askeri ile Süveyş'ten yola çıktı.

Aden'e geldiğinde Osmanlı hâkimiyeti konusunda isteksiz olduğunu tespit ettiği buradaki emir ile üç vezirini idam ettirdi. Aden, Osmanlı'ya bağlı bir sancak haline dönüştürüldü.

Dokuz gün süren yolculuğu sırasında dört gemisini yolda kaybeden Süleyman Paşa, Eylül 1538'de Gucerat kıyılarına ulaştı, Kuka (Gogosla) ve Kat kalelerini ele geçirdi.

Diu'yu alamadı; çünkü çok iyi korunmuştu ve o buradaki kuşatmayı kaldırarak 1538 Aralık ayında Aden'e ulaştı.

Zebid'i de ele geçirdikten sonra burada Zebid ve Aden'i kapsayan Yemen adlı bir eyalet oluşturarak beylerbeyliğine Bıyıklı Mehmet Paşa'nın oğlu Mustafa Paşa'yı tayin etti.

Donanmayı Süveyş'e göndererek kendisi Cidde'den hacca gitti.

Süleyman Paşa, İstanbul'a dönünce önce kubbe vezirleri arasına alındı.

İkinci vezir iken,Nisan 1541de Lütfi Paşa'nın yerine Sadrazam oldu.

Kanuni'nin o yıl yaptığı Macaristan seferi günlerinde Anadolu'yu korumak göreviyle Tokat bölgesindeki Artukabad'a gönderilidi.

Daha sonra İstonli-Belgrat seferinde Padişah'ın maiyetinde bulundu.

Deli Hüsrev Paşa ile geçinemiyorlardı ve o,Kasım 1544 yılında görevinden alınarak Malkara'da ikamete memur edildi.

Kahire kalesini o tamir ettirmiştir. Kusun'da bir zaviye, Bulak ve Yemen'de bir cami,ribat,hamam gibi hayır eserleri yaptırmıştı.

1547 yılında Malkara'da vefat etti.

KAHİRE'DE SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ

Memlük mimari süslemelerinin Osmanlı mimari eserlerinde değerlendirilmesi Gebze Çoban Mustafa Camii'nde en başarılı örneğini verdikten birkaç yıl sonra,Üçüncü Mısır Valisi (1524-34) Hadım Süleyman Paşa tarafından Kahire Kalesi'nde yaptırılan 1528 tarihli camide bunun devamı görülür.(O.Aslanapa)

Gebze camii süslemeleri ile yakın benzerlik gösteren Kahire Süleyman Paşa Camii ile Mısır'da ilk defa Osmanlı mimarisi için çok karakteristik üç yarım kubbeli cami,revaklı avlusu ile birlikte ortaya çıkıyor ve Gebze camiinde tanınan birçok kompozisyon,renkli mermer mozaik süslemeler de yer alıyordu.

İki şerefeli minare son cemaat yerinin sağ kenarında ve ilk Osmanlı minaresi olarak dikkati çeker.

Revaklı avlunun kuzey dış köşesinde iki paye üzerine altı kubbeli ve kapalı bir bölüm eklenmiştir ki;üç yarım kubbeli cami planının Mimar Sinan'dan önce ve Kahire'de ele alınması ilgi çekicidir.(Aslanapa)

Bu durum, Osmanlı mimarisinin gelişme kuvvetini de göstermesi açısından önemsenmelidir.

--sürecek--

Yazarın Diğer Yazıları