
HASTANE'DE YATMAK!
Ayhan Tunca
“Sen” dedi “bu halinle bırak Bulgaristan’a gitmeyi, Kapıkule’ye bile gidemezsin!”
Ekledi:
“Gel ben seni yatırayım!”
***
Sırtımı dinlemişti, muayenemi yaptı Dr. Mustafa Temelli!
Ki ben; onun, eski Devlet Hastanesi’nden bu yana bir sadık hastasıyım!
Sevgili doktor dostumuz İrfan Özcan’dan yardım istediğimizde, bizi ona emanet etmişti!
Ticaret Borsa’sının, Plevne’deki iki günlük Fuar etkinliklerine davetliydik ve…
Ayın 22’de, yolculuk ön görülmüştü!
Ve doğrusu, bir küçük geziye…
Çok ihtiyaç duymaktaydım bu günlerde…
Gidecek, gördüklerimizi, gözlem ve değerlendirmelerimizi yazıya dökecektik!
Derler ya, her şeyin başı kısmet…
***
Sabah muayenesinde, odaları gezerken, sıra bize geldiğinde sordum:
“Peki, Doktor Bey… Açıklama yapmam gerekirse, bu hastalık için şunları da söyleyebilir miyim?”
Sıraladım:
“Benim akciğerler, soğuğa karşı çok duyarlı! Üşüttüğüm zaman bronşlar balgam ile kapanıyor ve oralardan kalbe giden oksijen gidemiyor!”
“Hayır” diyerek söze girdi Dr.Temelli:
“Bronşlar tümden kapanmıyor; daralıyor!
İşte bu yüzden sadece kalbe değil!
Vücudun ayak parmağından, en tepede gerekli olan yerlere gidemiyor ve…”
***
Biz insanlar…
Kapıya dayanmamışsa doktora gitmeyiz ya!
İşte öyle bir şey…
Oysa!
İşaretler kötüydü ve sonu yok gibiydi…
Yürümekte güçlükler çeker olmuştum; akşam uykularımda sağa yatsam bir türlü…
Sola yatsam, başka türlü!
Bir hırıltı ki; nefesimin içinde, dayanılır gibi değil…
***
Bitmedi!
Ayni günlerde, ev içi odalarda turlar içinde sabahlatan, diş ağrıları!
Sonunda Diş Hekimi Nezih’e bir telefon…
“Kalk geliyorum!”
İnanılır gibi değil, o da bulamadı bu ağrıların nedenini!
Diş Hastanesi aciline de gittim, orası hemencecik “çekmekten” yana…
Durun hele yahu, bir tedavi çalışması görelim önce!
***
Bitmedi :2…
Aylar önce; kulaklarımın ikisinde de bir uğultu ki…
Haydi Dr.Mustafa Dökmeci, sana geldim!
Hap verdi ve geçti uğuldamalar fakaaat…
Kulak muayenesi arasında, bir duyma testi de ortaya çıktı ki…
Artık, duyma problemleri yakalamıştır bizi…
Neyse…
***
Bir süre sonra bu kez sadece sağ kulak; sanki birinci viteste yokuş çıkan Magirus marka kamyon gibi…
Üç ay sürecek ve ayni haplara devam dedi, Dr.Mustafa Dökmeci !
***
Bitmedi:3…
Gözler…
Yıllarca gözlük kullandım ben ve bırakalı da çok oldu…
Gözlük dediler!
Yani…
Ses sorunum var eski sesim gitti; nefes sorunum var, kulak, diş ve göz!
***
Eh!
Sonunda yattık elbette ki; burada “Perşembe salası” adıyla devreye sokulan ve…
Çok kişiye göre bir çeşit “ana hedefe yol çalışması” olarak ta nitelenir olan mezhepçi…
Dinci uygulama şehrin her köşesinde olduğu gibi, buralarda da…
Pek net duyuluyor…
Yani…
Hazırlık her köşede, Kuran’ı da delerek ve rağmen!
***
Valla ne yalan söylemeli…
Bu yazı, muhtaç birinin çok içten gelen bir dert paylaşımıdır ki, kusura kalmayınız!