ALİ CAN ZERAY

Kürek şampiyonaları suya engel değil, Edirne'ye değer katar

ALİ CAN ZERAY

“ÇELTİK SUYU TUTULUYOR” DİYENLERE SORUYORUZ: NEREDE, NE ZAMAN, NE KADAR?

Edirne’de düzenlenen kürek şampiyonaları sonrası bazı çevreler hemen ezber cümlelere sarıldı: “Çeltik suyu tutuluyor, tarım zarar görüyor.” Peki, hangi üretici bundan zarar gördü? Hangi tarlada ne kadar verim kaybı oldu? Elimizde veri yok, belge yok, rapor yok. Sadece kulaktan dolma sözler ve sosyal medya yorumları…

Oysa gerçek çok daha farklı. Vali Yunus Sezer’in de net şekilde ifade ettiği gibi, Meriç Nehri’nde yapılan su seviyesi sabitlemeleri, çeltik tarımına zarar verecek boyutta değil. DSİ kontrolünde yapılan planlamalarla, üreticiye ihtiyaç duyduğu su, tarımsal sulama takvimine uygun şekilde ulaştırılıyor. Nehir tamamen kesilmiyor, sadece birkaç gün boyunca suyun seviyesi sabit tutuluyor. Yani su tutulmuyor; aksine kontrollü ve planlı biçimde yönetiliyor.

ELEŞTİRİ DEĞİL, ENGEL OLMAYA ÇALIŞAN BİR TAVIR

Tarım gibi ciddi bir alanı bu kadar kolay manipüle etmek, hem üreticiye hem Edirne’ye büyük haksızlık. Bu eleştiriler, üreticiyi koruma amacı taşımaktan çok, Edirne’nin büyümesini istemeyen zihniyetin sesi gibi duruyor. Sporla, turizmle, kültürle gelişmeye çalışan bu şehirde her adıma bir bahaneyle karşı çıkanlar, aslında statükonun bekçiliğini yapıyor.

Şunu açıkça söyleyelim: Kürek yarışmaları Edirne'nin tarımını tehdit etmiyor. Aksine, bu tür organizasyonlar sayesinde Edirne; yerli ve yabancı binlerce misafiri ağırlıyor, oteller doluyor, esnaf kazanıyor. Üstelik bu kazanımın karşılığında ne bir tarla kuruyor, ne bir çeltik susuz kalıyor.

SUYUN GÜCÜ TARIMDA DA VAR, SPORDA DA

Edirne'nin çeltiği kadar Meriç Nehri de kıymetli. Bu nehir yalnızca tarlaları değil, kenti de besliyor. Sporla, doğa turizmiyle, uluslararası organizasyonlarla… Artık Meriç kıyısı sadece üretim alanı değil, aynı zamanda bir tanıtım vitrini. Edirne’nin gücünü yalnızca toprağında değil, vizyonunda da görmek lazım.

Suyun kısa süreli olarak sabitlenmesiyle ne tarlalar zarar görüyor ne üretici mağdur oluyor. Kontrollü sulama teknikleriyle zaten ihtiyaç duyulan su, doğru zamanda doğru yere ulaştırılıyor. Tam tersine, Edirne’nin tanıtımına katkı sağlanıyor. O halde bu itirazlar neden? Şehir değişiyor diye mi rahatsızlık duyuluyor?

ASIL ZARARI YARIŞMALAR DEĞİL, DEĞİŞİME DİRENEN ZİHNİYET VERİYOR

Edirne; hem tarımı, hem sporu, hem kültürüyle büyüyebilir. Bu mümkün. Ancak bunun için önce değişime direnen değil, çözüm üreten bir anlayışa ihtiyaç var. Her yeni projeye “zarar veriyor” refleksiyle karşı çıkanlar, aslında şehrin önünü tıkıyor.

Gerçek zararı Meriç Nehri’ndeki birkaç günlük sabitleme değil, değişimden korkan söylemler veriyor. Edirne, geçmişi kadar geleceği de olan bir şehir. Ve bu gelecek, sadece çeltikte değil, kürek parkurlarında da yeşeriyor.

Yazarın Diğer Yazıları