
Barajda suyun tamamen bitmesini mi beklediniz…
ALİ CAN ZERAY
Edirne yıllardır kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Kışın kar, yazın yağmur yok… Nehirlerin debisi her geçen gün azalıyor, yeraltı suları giderek çekiliyor. Yani aslında bugünler yıllar öncesinden belliydi. Peki, soruyorum; belediye bu süreçte ne yaptı?
Bugün Edirneliler musluklardan damla damla akan suya mahkûm edilmiş durumda. Üstelik bu sadece kuraklığın değil, aynı zamanda önlem almayan yöneticilerin eseridir.
Süloğlu barajı neden aylar öncesinde devreye alınmadı?
Süloğlu Barajı hattı boruların kanserojen madde ürettiği için kapatıldı. Bu hatta boruların değişmesi ve hattın tekrar hazır hale getirilmesi gerekiyordu. Kayalıköy Barajında su dip seviyeye düştüğünde açıklamalar başladı. Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan, kameraların karşısına geçerek, ‘Süloğlu Barajını devreye sokacağız’ dedi. Belediye başkanı Gencan’a sormak lazım: ‘Bunu öngörmek için mutlaka bir kriz mi beklemek gerekiyordu?’ Bunu devreye sokacaksın ama bir sorun var, hattın boruları asbestli…
Kansorejen boruları yeniden mi devreye soktunuz…
Şimdi Başkan Gencan, Edirne’nin içme suyunun Süloğlu Barajı’ndan verildiğini açıkladı. Bu da aslında bir başka çelişkiyi akla getiriyor. Süloğlu hattı zamanında, kansorejen madde üreten borular nedeniyle kapatılmıştı. Halkın sağlığı için alınan bu kararın şimdi nasıl göz ardı edildiğini anlamak mümkün değil. Yıllardır yenilenmesi gereken hatlar, neden bugüne kadar yenilenmedi? Şimdi yeniden devreye sokulan boru aynı borular, Edirnelilerin sağlığını tehdit etmiyor mu?
Üstelik belediye, “boruları değiştirdik” diyerek kamuoyunu rahatlatmaya çalışıyor. Peki, soruyorum: Bu kadar kısa sürede kilometrelerce boru nasıl değiştirildi? Gerçekten değiştirildi mi, yoksa sadece kâğıt üzerinde mi değişmiş görünüyor? Ben ikna oldum mu? Olmadım…
Belediye, yıllardır süren kuraklığa rağmen ne yeni bir kaynak yarattı ne de altyapıyı modernize etti. Her kriz döneminde aynı açıklamalar: “Kuraklık var, barajlar dolmuyor.” Evet, kuraklık var ama yöneticilik bahane değil çözüm üretmektir.
Edirne’de susuzluk kader değil. Ama görünen o ki, bu kaderi hazırlayan ihmaller zinciri var. Bugün musluktan akmayan suyun hesabını sadece iklimden değil, yıllardır tedbir almayanlardan sormak gerekir. Edirneliler susuzluğa değil, sorumsuzluğa mahkûm edildi.
Haaa bu arada barajdaki suyu bitiren kuraklık olduğu kadar bir türlü tamir edilmeyen caddeleri göle çeviren su patları… Hatırlatayım dedim…