Yazarımızdan Uluslararası Konferans
Gazetemiz yazarlarından Arkeolog-Sanat Tarihçisi Hakan Akıncı "Balkan Vakıfları ve Edirne" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Araştırmacı-yazar Hakan Akıncı, ''16. yüzyılda binleri aşan vakıf eseri sayısı, günümüzde 125 adete düşmüştür'' dedi. Akıncı, Edirne Mimar Sinan Vakfı'nca Balkan Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Balkanlar'daki Vakıf Eserleri ve Edirne'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, kentteki vakıf eserleri hakkında bilgi verdiEdirne'de mülkiyeti belediyeye ve tüzel kişiliklere ait vakıf eserlerinin de bulunduğunu ifade eden Akıncı, ''16. yüzyılda binleri aşan vakıf eseri sayısı, günümüzde merkezde 100, ilçelerle beraber 125 taneye düşmüştür. Ancak bunların dışında mülkiyeti belediyeye ve tüzel kişiliklere ait vakıf eserleri de bulunmaktadır. Belediye mülkiyetine ait vakıf eserleri genelde çeşmelerden oluşmaktadır'' diye konuştu.
Tunca Nehri kıyısında kaderine terk edilmiş, seddelerle Edirne'den koparılmış Evliya Kasımpaşa Camii'nin durumu sorgulayan Akıncı, kentteki tarihi çeşmeler ile ilgili bir temizlik projesi yapmak istediklerini vurguladı. Akıncı, bu çalışmayı başlatabilmek için mülkiyeti Edirne Belediyesi'nde bulunan çeşmeler için Edirne Belediyesi'ne başvurduklarını ve destek olmalarını istediklerini, ancak bu konuda belediyenin duyarsız kaldığını öne sürdü.
Akıncı, konuşmasında, "Edirne'nin Fethinin 651'inci, Balkanlar'dan acı, kan ve gözyaşlarıyla koparılışımızın 100'üncü yılını idrak ettiğimiz şu günlerde Vakıflar Haftası kutlamasını yine bir vakıf çatısı altında kutlamanın onur ve gururunu yaşamaktayız." dedi
Konferansa Bulgaristan ve Yunanistan'dan vakıflar konusunda uzmanlar katıldı. Yazarımız Hakan Akıncı, Edirne'de bulunan vakıfları görsel sunum eşliğinde katılımcılara aktardı.
Hakan Akıncı sunumunda, Osmanlı şehir plancılığında meydan anlayışının olmadığını, Vakıflar Bölge Müdürü Hayati Binler'in her konferansında savunduğu tezi bir kez daha fotoğraflarıyla ortaya koydu. Akıncı, günümüzde Selimiye Meydanı olarak bilinen meydanın aslında Osmanlı zamanında olmadığını, orada Yemiş Kapanı Hanı ve konakların bulunduğunu eski dönem fotoğrafları ile gösterdi. Günümüzde bu eserin yerinde olmadığını ve ortaya bir meydan çıktığını fakat bunun Osmanlı şehir planlamasında olmadığını, meydan anlayışının Antik Yunan'daki Agora, Roma'daki Forum anlayışının Osmanlı'da olmadığını belirtti. Eğer bir merkez aranıyorsa külliye ve imaretlerin kendisinin merkez olduğunu ortaya koydu.