'Vatandaşlar, güvensiz konutlarda yaşamaya terk edilmiştir'
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Edirne İl Temsilciliği, 17 Ağustos 1999 depremine özel fotoğraf sergisi açıp, basın toplantısı düzenledi. İl temsilcisi Nihat Çolak Edirne Merkez Menzilahır Mahallesi'nin riskli alan ilan edildiğini belirterek, rant görülmemesi nedeniyle kentsel dönüşüm gerçekleşmemiş, vatandaşlarımız sağlıksız, niteliksiz, güvensiz konutlarda yaşamaya terk edilmiştir.' Dedi.
“17 bin 480 insan hayatını kaybetti”
17 Ağustos 1999 depreminin 20’inci yıldönümünde ‘deprem öldürmez bina öldürür’ diye uyarı yapan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Edirne İl Temsilcisi Nihat Çolak, “depremin unutulmaması amacıyla 1999 depreminde ağır derecede yıkıma uğrayan kentlerde yürüyüşler geçekleştirilmiş, paneller, tartışma toplantıları yapılmış, sergiler açılmış, deprem özel sayıları hazırlanarak deprem bilincinin yükseltilmesi için öğretici yayınlar yapılmıştır. Elbette bütün bunların tek bir amacı bulunmaktadır. İnşaat mühendisleri, meslek alanına dâhil konularda basınç oluşturarak kamu idaresini harekete geçirmek ve kamuoyunun doğru bilgilenmesini sağlamaktır.” Açıklamalarında bulundu.
17 Ağustos 1999’da Kocaeli Gölcük Mevkii’nde 7,4 büyüklüğünde deprem meydan geldiğini hatırlatan Çolak, Kocaeli ile birlikte Sakarya, Yalova, İstanbul ve Bolu’nun depremin yıkıcı etkisiyle karşı karşıya kaldığını belirtti.
Edirne’de de depremin güçlü derecede hissedildiğini ifade eden Çolak, “Deprem özellikle Marmara bölgesindeki yaşamı kelimenin tam anlamıyla felç etti. Resmi rakamlara göre 17 bin 480 insan yaşamını yitirdi. 43 bini yaralandı. Binden fazla insan sakat kaldı. Depremde 330 bin konut, 50 bin işyeri değişik derecede hasar gördü. 140 bin bina çöktü, 1 milyona yakın insan evinden, işyerinden oldu.” dedi.
“11 büyük kent tehlike altında”
Ülke topraklarının yüzde 66’sının 1’inci ve 2‘inci derece deprem kuşakları üzerinde olduğunu söyleyen Çolak, nüfusun yüzde 70’ini barındıran 11 büyük kentin ve büyük sanayi kuruluşlarının yüzde 75’inin deprem tehlikesi altında olduğunu dile getirdi.
Yapı stoklarının güvenli ve sağlıklı olmadığını belirten Çolak, “Pek çoğu kaçaktır, ruhsatsızdır ve mühendislik hizmetleri almadan üretilmiştir. 20 milyon civarında bulunan yapı stokun büyük oranda yenilenmesi, güçlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Kaldı ki deprem sonrası açığa çıkmıştır ki, ülkemizde sağlıklı yapı envanteri de yoktur. Yapı malzemeleri nitelikli olmaktan uzaktır. Edirne’de dere yataklarının imara açık olduğu görülmüştür. Edirne Merkez’de de bulunan pasif heyelan bölgelerinin ısrarla yapılaşmaya açıldığı da görülmektedir. İmar planlarının yapılaşma alanlarında zemin özellikleri dikkate alınmadan, deprem tehlikesi gözetilmeden hazırlandığı ortadadır. 1999 depreminden sonra kentsel dönüşüm projeleri öne çıkarılmıştır.” İfadelerini kullandı.
“Edirne Merkez Menzilahır Mahallesi riskli alan ilan edildi”
Çolak, Edirne Merkezde Menzilahır Mahallesi’nin 28 Temmuz 2013 tarihi itibariyle riskli alan ilan edildiğini dile getirerek, “Ancak rant görülmemesi nedeniyle kentsel dönüşüm gerçekleşmemiş, vatandaşlarımız sağlıksız, niteliksiz, güvensiz konutlarda yaşamaya terk edilmiştir. Edirne Merkez’de yeni yerleşim bölgeleri ise rantiyecilerin iştahını kabartmış, planlı, altyapısı tamamlanmış bu bölgelerde emsal-yoğunluk artışı talepleri ile kentsel dönüşüm girişimleri de devam etmektedir. Bir taraftan kentsel dönüşüm projeleri sürerken diğer taraftan imar affı ian edilerek güvenli olmayan yapılar koruma altına alınmıştır. Aslında riskli yapıların güvenli hale getirilmesi amaçlanan kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme teslim olmasıyla kentsel dönüşümdeki başarısızlık neticesinde kaçak, kayıt dışı, riskli yapıların güvenliğinin kullanıcılara bırakıldığı imar affına sığınılmıştır.” Dedi.
“Deprem öldürmez bina öldürür”
Kent suçunun diğer yüzünün imar affı olduğunu dile getiren Çolak, “20 milyona yakın yapı stokunun büyük bölümü kaçak ve ruhsatsızdır, mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir. Bu yapıların deprem güvenliği yoktur ve içinde yaşayanlar için ciddi boyutlarda tehlike arz etmektedir. Kamuoyunun beklentisi riskli yapıların yıkılma ya da güçlendirme çalışmalarının bir an önce tamamlanması, bir başka ifade ile yapı stokun iyileştirilmesi doğrultusundayken, riskli yapıların mevcudiyetini devam ettirecek şekilde İmar Barışı ilan etmek deprem tehlikesine açık davetiye çıkartmak dışında bir sonuç doğurmayacaktır.6 Şubat 2019’da Kartal Sema Sokak’ta 21 vatandaşımızın ölümüne neden olan binanın imar barışı için başvuruda bulunduğu bilinmektedir. Kartal faciası şunu da bir kez daha bizlere hatırlatmıştır ki deprem öldürmez, bina öldürür.” Açıklamalarında bulundu.
“Doğa bize daha nasıl bir ders alma yöntemi gösterecek”
Kırcasalih’te doktorluk yaparken 5 defa gönüllü olarak deprem bölgesinde çalışmaya gittiğini ifade eden Edirne Belediyesi Başkan Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu, “Benim için gerçekten çok travmatik bir dönemdi. Tabipler Birliği Odasıyla beraber gittik ve çadır kurarak ilk sağlık müdahalelerini yapmaya çalıştık. 2’inci gidişimde işim sadece bulduğum bütün su birikintilerine klor tableti atmak oldu. Bir sonraki gidişimde hekimler olarak oradaki insanların çok büyük acılarını yaşadık. Biz Türk toplumu olarak bazı şeyleri çok çabuk unutuyoruz. Acılarla yaşanmaz. Geçmişe bakarak ileriyi kuramayız. Bunlardan ders çıkarmadan 20 yıldır geldiğimiz nokta da hala geri durumdayız. O dönem çok geriydi. Bunun bedelini biz çok ağır olarak ödedik. Türk toplumu oradan bir ders çıkaramayacaksa doğa bize daha nasıl bir ders alma yöntemi gösterecek. Orada insanlarımız öldü.” Dedi.
Burcu Temel