Uzmanından 'Bitki çayları dikkatli tüketilmeli' uyarısı
Bitki çayları, doğru miktarda ve doğru bitkilerle kullanıldığında faydalı olabilir, ancak bilinçsizce tüketildiklerinde bazı sağlık risklerine yol açabilir. Bitki çaylarının doğru tüketimi konusunda açıklamalarda bulunan Uzman Diyetisyen Selin Başkurt, dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.
Kimisi rahat bir uyku, kimisi kilo vermek, kimisi bağışıklığını güçlendirmek, kimisi ise ferahlatıcı özelliği için çeşitli bitki çaylarına yöneliyor. Kışın ayrı yazın ise ayrı amaçlar için kullanılan bitki çayları fazla tüketildiğinde faydadan çok zarara yol açabiliyor. Uzmanlar, kontrolsüz şekilde bitki çayı içmemesi konusunda tavsiyelerde bulunuyor. Özellikle hipertansiyon gibi kronik hastalığı olan kişilerin, bitki çayı tüketmeden önce mutlaka doktora danışması tavsiye ediliyor.
Hava sıcaklığının artışa geçmesiyle birlikte vücudun sıvı ihtiyacı artar. Bol sıvı tüketmek özellikle su içmek çok önemli olsa da, bitki çayları da hem ferahlatıcı hem de işlevsel bir seçenek olabiliyor. Ancak sıcak havalarda bitki çayı tüketirken bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerekir. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Uzman Diyetisyen Selin Başkurt, dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin bilgilendirme yaptı.
"Kafein içeren bitki çaylarına dikkat!"
Öncelikle, kafein içeren bitki çaylarının (yeşil çay, mate çayı, beyaz çay vb.) fazla tüketildiğinde vücuttan su kaybına neden olabildiğini söyleyen Uzman Diyetisyen Başkurt, bu durumun yaz aylarında dehidrasyon riskini artırdığını ve bu nedenle de, bu tür çayların sınırlandırılmalı ve kafeinsiz bitkilerin tercih edilmesi gerektiğini aktardı.
Nane, papatya, melisa, kuşburnu, rooibos gibi bitkilerin, sıcak havalarda hem serinletici hem de sıvı ihtiyacını karşılayıcı özellik taşıdığını belirten Uzman Diyetisyen Başkurt, bu tür çayların ılık ya da soğuk olarak hazırlanıp tüketilebileceğine değindi.
"Günde 1–2 fincan bitki çayı yeterlidir"
Günde 1-2 fincan bitki çayı tüketmenin yeterli olacağının altını çizen Uzman Diyetisyen Başkurt,
"Fazlası, özellikle yoğun içerikli karışım çaylarda, mide rahatsızlığı, tansiyon düşüklüğü ya da halsizlik gibi sorunlara yol açabilir.Aynı bitki çayını uzun süre ve yüksek miktarda içmemeye özen gösterilmelidir. Demleme yöntemiyle hazırlanan çaylar, poşet çaylara göre daha yoğun etken madde içerebilir, bu yüzden doz aşımına dikkat edilmelidir. Aktardan alınan açık ürünler yerine güvenilir markalı ve içerik bilgisi net ürünleri tercih edilmelidir. Hastalığı veya düzenli ilaç kullanımı olan bireyler hekim ya da diyetisyene danışmadan bitki çayı tüketmemelidir" ifadelerine yer verdi.
Bitki çaylarını yazın buzla soğutarak veya içine limon, taze nane, birkaç meyve parçası ekleyerek hem lezzetli hem sağlıklı içecekler elde edilebileceği tavsiyesinde bulunan Uzman Diyetisyen Başkurt, ancak yine de su tüketiminin asıl öncelik olması ve bitki çaylarının suyun yerine geçmemesi gerektiğini hatırlattı.
"Hamile ve emzirme döneminde olan kadınlar için riskli olabiliyor"
Hamile ve emzirme dönemindeki kadınlar için bitki çaylarının riskli olabildiğine değinen Uzman Diyetisyen Başkurt, "Rahim kasılmalarına veya süte geçerek bebeği etkilemeye neden olabilir. Karaciğer ve böbrek rahatsızlığı olan kişilerde de adaçayı, sinameki içeren çaylar toksik etki gösterebilir. Veya doz miktarına bağlı sağlıklı bireylerde de karaciğer ve böbrek fonksiyonları için sakıncalı olabilir. Bazı bireyler de cilt döküntüsü, mide bulantısı, baş dönmesi gibi alerjik reaksiyonlara sebep olabilir" dedi.
Yaz aylarında bitki çaylarının serinletici ve rahatlatıcı olabildiğini vurgulayan Uzman Diyetisyen Başkurt, doğru miktarda, bilinçli ve güvenli bitkilerle tüketildiğinde vücuda fayda sağlayacağını ifade etti.