Uzman Dr. Ülgey'den H3N2 uyarısı

Kış mevsiminin etkisini göstermeye başlaması ile birlikte üst solunum yolu rahatsızlıkları, grip, nezle zatürre, bronşit gibi hastalıkların yanı sıra yeni varyantlarda da artış yaşanmaya başladı.  Kökeni Avustralya'ya dayanan ve en az 7 mutasyon geçirdiği doğrulanan yeni H3N2 varyantı da bu yeni türler arasında yer alıyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Ülgey, koruyucu tedbirlerin elden bırakılmaması gerektiğine dikkat çekerek vatandaşlara uyarılarda bulundu.

Uzman Dr. Ülgey'den H3N2 uyarısı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Grip vakalarında yaşanan artışla birlikte gündeme gelen H3N2 virüsü, özellikle kış aylarında risk oluşturmaya devam ediyor. Uzman Dr. Murat Ülgey, H3N2’nin hafife alınmaması gerektiğine dikkat çekerek, vatandaşları hem belirtiler hem de korunma yolları konusunda uyardı.

“H3N2, influenza A virüsünün bir alt tipidir”

İnfluenza A virüslerinin bir alt grubu olan H3N2 grip virüsü, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyada hızla yayılıyor. Yüksek ateş, titreme, mide bulantısı ve ishal gibi belirtileri olan hastalık henüz Türkiye için bir tehlike oluşturmuyor. Ancak bu dönemde görülebilecek varyantlara karşı alınacak önlemler de hastalıklardan korunmada en önemli kalkan olarak karşımıza çıkıyor.  Özellikle risk grubundaki kişilere grip aşısı yaptırmaları konusunda çağrıda bulunan İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Dr. Murat Ülgey, mevsim itibariyle gribin yaygın görüldüğü bu günlerde hastalıklardan korunmak için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

H3N2'nin influenza A virüsünün alt türlerinden biri olduğunu belirten Uzman Dr. Ülgey, "Mevsimsel grip etkenleri arasında yer alır ancak bazı yıllarda daha ağır seyredebilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, yaşlılarda, çocuklarda ve kronik hastalığı bulunan kişilerde ciddi komplikasyonlara yol açabilir” dedi.

Kış mevsimi ve hava değişimlerine bağlı olarak hastalıklarda artış yaşanmaya başladığını aktaran Uzman Dr. Ülgey, üçlü koruma etkisi sağlayan düzenli beslenme, yeterli uyku ve hijyen kurallarına dikkat etmenin ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

"Koruyucu tedbirler elden bırakılmamalı"

Havaların soğumaya başlaması ile birlikte kapalı alanlarda ve kalabalık ortamlarda geçirilen zamanın arttığını vurgulayan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Ülgey, "Önümüzdeki haftalarda, özellikle havaların daha da soğuması ve kapalı alanlarda geçirilen sürenin artmasıyla birlikte vaka sayılarında artış yaşanabilir. Okul, alışveriş mekanları, toplu taşıma araçları ve toplu yaşam alanları da solunum yolu enfeksiyonlarının hızlı yayılmasına ve bulaşmasına kolaylık sağlıyor. Bu yüzden Covid-19 salgın döneminde olduğu gibi bu kış da gelişen çeşitli varyantlara karşı tedbir almalıyız. Maske, mesafe ve hijyen tedbirlerini göz önünde bulundurarak kendi önlemimizi kendimiz almalıyız. Özellikle kış aylarında sarılma ve tokalaşmadan uzak durmak da bu noktada büyük önem taşıyor. Bunların yanı sıra beslenmeye ve kıyafet seçimine dikkat etmek de en önemli tedbirler arasında yer alıyor. Avrupa’da erken başlayan mevsimsel grip aktivitesi Türkiye’de de artış göstermeye başladı. Bu yüzden koruyucu tedbirlerin elden bırakılmaması gerek. Hastalığının seyri kişinin yaşı, ek hastalıklarının bulunup bulunmadığı ve bağışıklık sisteminin durumu gibi faktörlere bağlı olarak da değişebiliyor. Bunları da göz önünde bulundurmakta fayda var" ifadelerine yer verdi.

Vitamin açısından zengin meyve ve sebze ağırlıklı gıdalar tüketilmesinin de önemine değinen Uzman Dr. Ülgey, brokoli, ıspanak ve pırasa gibi sebzeler ile portakal ve mandalina gibi C vitamini yüksek meyvelerin tüketilmesi ve bol sıvı tüketiminin sağlıklı olacağına vurgu yaptı.

Hastalıklardan korunmada hijyen konusunun önemine de değinen Uzm. Dr. Ülgey, vatandaşlara dışarıdan geldiklerinde ilk olarak ellerini yıkamaları ve yiyecek-içeceklere o şekilde dokunmaları konusunda da uyarıda bulundu.

Hastalıkların öksürme ve hapşırma sırasında yayılan damlacıklarla, hasta kişilerin konuşurken saçtığı aerosol parçacıklarıyla, virüs bulaşmış yüzeylere dokunduktan sonra ağız, burun veya göze temasla kolaylıkla bulaşabildiğine vurgu yapan Uzman Dr. Ülgey,  virüsün bulaştırıcılığının ilk 3–5 gün içinde en yüksek seviyeye ulaştığını ve bu nedenle belirtiler başlar başlamaz evde kalınmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.

“Basit bir soğuk algınlığı gibi görülmemeli”

Diğer grip türlerinde olduğu gibi H3N2 varyantında da ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas-eklem ağrıları, burun akıntısı/tıkanıklığı, halsizlik, öksürük gibi belirtiler olduğunu belirten Uzman Dr. Ülgey, yüksek ateş, solunumla ilgili zorlanma, beslenme isteğinde belirgin azalma ya da günlük aktivitelerde bariz bir durgunluk fark edilirse gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğinin altını çizdi. 

Bu süreçte erken başvuru, yakın takip ve aşılanmanın büyük önem taşıdığına değinen Uzman Dr. Ülgey, özellikle yaşlılar, çocuklar ve risk grubunda yer alanların kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durması gerektiğini söyledi.