Uyku Apnesi kaderiniz değil?

Obstrüktif uyku apnesendromu ya da halk arasında bilinen adı ile uyku apne sendromu, uyku sırasında yineleyen üst solunum yolu tıkanmaları ve buna eşlik eden kan oksijen değerinde azalma ile karakterize bir sendromdur.

Uyku Apnesi kaderiniz değil?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Genellikle orta yaşlı ve kilolu erkeklerin hastalığıdır. Her yaşta görülebilirse de, en sık 40-65 yaşları arasında karşımıza çıkar ve 65 yaşından sonra görülme oranı aynı kalır. Erkeklerde 2-3 kat fazla görülür, kadınlarda ise menopozdan sonra artar. Uyku apnesendromu görülme sıklığının erkeklerde %4, kadınlarda %2 olduğu bildirilmiştir. Hem halk tarafından, hem de hekimler arasında çok iyi tanınmayan bir sendrom olduğundan tanıda gecikmelere sık rastlanır.

Erişkinlerin %10-30’unda horlama görülür ve yaş ilerledikçe bu oran artar. Hasta başlangıçta zaman zaman horlarken giderek daha şiddetli ve sürekli horlamaya başlar. Horlama, üst solunum yollarında daralmanın bir göstergesidir. Uyku apnesendromu olan hastaların hemen tümünde horlama yakınması vardır. Şiddetli ve sürekli horlama, uyku apnesendromunun öncü belirtisi olabilirse de; horlamayla birlikte diğer yakınmaların bulunması gereklidir. En önemli bulgu, eşinin veya yakınlarının tarif ettiği ve tanıklı apne dediğimiz uykuda nefes durmasıdır. Gece boyunca bazen 300-400 kez tekrarlayan apneler nedeniyle uyku bölündüğü için hasta kalitesiz bir uyku uyur. Çoğu kez apnelerden sonra uyandığının farkında değildir, bazen de uykudan boğularak uyanma tanımlar. Apneler nedeniyle dokulara yeterli oksijen gidemez. Bunların sonucunda, yorgun uyanma ve gündüz aşırı uykululuk gözlenir. Hasta, uyumaması gereken yerlerde uyuklayarak iş ve özel yaşamında birçok sorunla karşılaşır. Başlangıçta televizyon seyretmek, gazete okumak gibi pasif bir iş yaparken uyuklarken giderek araba kullanırken bile uyuklamaya başlar. Bu nedenle, trafik ve iş kazaları riski 2-3 kat artmıştır. Ayrıca uyku apnesendromu olan hastalarda gece göğüs ağrısı ve çarpıntı, sık idrar yapma, idrar kaçırma, sabah baş ağrısı, yaptığı işe kendini verememe, unutkanlık, sinirlilik, gece terlemesi (özellikle baş ve boyun bölgesinde), gece öksürme, reflü, ağız kuruluğu, işitme kaybı, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık gibi birçok başka yakınma da görülebilir. Sonuç olarak, hastanın yaşam kalitesi çok bozulmuştur.

Uyku apnesendromu en sık 40 ve 65 yaşları arasında ve erkeklerde görülür. Aile bireylerinden birinde uyku apnesendromu varsa diğerlerinde görülme riski artar. Obezite en önemli risk faktörüdür. Kilo arttıkça görülme sıklığının ve ciddiyetinin arttığı ve kilo verilmesi ile azaldığı bilinmektedir. Özellikle santral obezitesi olanlarda, yani bel çevresi artmış, elma tipi şişmanlayan kişilerde sıktır. Yine de, uyku apne hastalarının yalnızca %40-60 kadarında obezite olduğu ve obez olmayanlarda da görülebileceği unutulmamalıdır. Yüz ve çeneye ait yapısal bozukluklar ve üst solunum yollarındaki darlıklar, obez olmayan kişilerde uyku apnesendromuna neden olabilir. Bunların başında çenenin küçük ve geride yer alması gelir. Bir diğer önemli risk faktörü, boynun kısa ve kalın oluşu ve boyun çevresinin erkeklerde 43 cm, kadınlarda 40 cm üzerinde ölçülmesidir. Sigara, alkol, bazı uyku ilaçlarının kullanımı ve bazı hastalarda sırt üstü pozisyonda yatmak da uykuda nefes durma sayısını ve süresini arttırır. Ayrıca uyku apnesendromu; kronik bronşit, astım, hipotiroidi, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, inme, şeker hastalığı, reflü gibi birçok hastalıkla birlikte görülebilir

TANI NASIL KONULABİLİR?

Uyku apnesendromunun tanı koydurucu bir bulgusu yoktur. Başka bir deyişle, muayene bulguları veya kan ve idrar tahlilleri ile tanı koymak olası değildir. Kesin tanı için mutlaka polisomnografi dediğimiz uyku testi yapılması gereklidir.

UYKU APNE SENDROMU TANISI İÇİN "POLİSOMNOGRAFİ" DENİLEN UYKU TESTİ YAPILMASI GEREKLİDİR.

Uyku testi için hasta bir gece uyku laboratuvarında yatırılır, gündüz yapılması uygun değildir. Gece boyunca beyin aktivitesi; karın, göğüs kafesi, göz, çene ve bacak hareketleri; kalp ritmi, horlaması, yatış pozisyonu, nefes durması, kan oksijen düzeyi gibi pek çok parametreyi kaydetmek için hastaya çeşitli elektrotlar bağlanır ve video kaydı alınır. Tüm veriler bilgisayara aktarılarak kaydedilir. Hastanın canını acıtan bir işlem değildir.

Uyku apnesendromu tanısı koyabilmek için hastanın doktoru tüm gece boyunca alınan kayıtları inceler. Uykuda nefes durması-azalması, horlama ve oksijen düşmesi olup olmadığını belirler.

TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ? SÜRECİ NEDİR?

Uyku apnesendromu tanısı alan tüm hastalara genel önlemler uygulanmalıdır. Ayrıca sendromun hafif, orta veya ağır oluşuna göre de hastalığa özgü tedavisi yapılmalıdır.

GENEL ÖNLEMLER

Obez olan uyku apne hastalarının mutlaka zayıflatılması gereklidir. Bunun için Diyetisyen yardımı ile kişinin sağlık profiline görediyet programları uygulanabilir. Alkol, sigara ve uyku ilacı kullanımı varsa bunları bırakılması istenir. Eşlik eden hastalıkları varsa bunlar tedavi edilmelidir.

Uyku apne hastaları gündüz uyuklayarak trafik, iş ve ev kazalarına neden olabilirler. Bu yönden uyarılmaları, gündüz aşırı uyuklaması olanların tedavi başlayana kadar araba kullanmamaları ve aşırı dikkat isteyen, tehlikeli işlerde çalışmamaları önerilir. 

PAP CİHAZI KULLANIMI, UYKU APNE SENDROMUNUN BİLİNEN EN ETKİLİ TEDAVİ YÖNTEMİDİR.

Hastanın cihazını evde her gece ve tüm uyku süresince kullanması istenir. PAP kullanımı uykudaki nefes durmalarını ortadan kaldırdığı gibi uyku evrelerini de normale döndürür. PAP tedavisi yalnızca nefes durmalarını değil, aynı zamanda horlama ve oksijen düşmelerini de düzeltir. Sonuçta, hasta  PAP ile kesintisiz bir uyku uyuduğu için başta gündüz uykululuğu ve yorgun uyanma olmak üzere kalitesiz uykuya bağlı tüm yakınmaları ortadan kalkar. Fakat cihazını kullanmaz veya düzensiz kullanırsa yakınmaları geri döner.

ÖZELLİKLE 40-65 YAŞINDAKİ OBEZ, KISA-KALIN BOYUNLU ERKEKLERDE; HİPERTANSİYON, KALP HASTALIĞI, ŞEKER HASTALIĞI GİBİ EŞLİK EDEN HASTALIKLAR VARSA; HORLAMA, TANIKLI APNE, GÜNDÜZ UYKULULUK, UYKUDA BOĞULMA HİSSİ, YORGUN UYANMA GİBİ YAKINMALAR BULUNUYORSA UYKU APNE SENDROMU AKLA GELMELİDİR. BU DURUMDA, KESİN TANI KOYABİLMEK AMACIYLA UYKU TESTİ YAPILMALI VE GEREKLİ HASTALARA CPAP TEDAVİSİ VERİLMELİDİR.

Haber Merkezi