TÜRK - İSLAM DÜNYASININ GÜNÜMÜZDEKİ MESELELERİ KONUŞULDU

Türk Ocakları Edirne Şubesi, Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Kazım Yıldırım'ın konuşmacı olarak katıldığı 'Erol Güngör ve Türk-İslam Dünyasının Günümüzdeki Meseleleri' konulu bir konferans düzenledi.

TÜRK - İSLAM DÜNYASININ GÜNÜMÜZDEKİ MESELELERİ KONUŞULDU
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa İYİ Parti Edirne İl Başkanı Ekrem Demir, MHP İl Başkanı Zakir Tercan, Türk Ocakları Edirne Şubesi üyeleri katıldı.

“Türk kültürünün üç ana kaynağından biri İslam medeniyetidir”

Türk Ocakları Edirne Şube Başkanı Yakup Öz, gerçekleştirdiği açılış konuşmasında, 20’inci yüzyılın yetiştirdiği en önemli ilim ve fikir adamlarından olan Erol Güngör’ü rahmetle andığını belirtti.

25 Kasım 1938 tarihinde dünyaya gelen Erol Güngör’ün hayatı ve fikirleri üzerine onlarca tez ve makale yazıldığını söyleyen Öz, “24 Nisan 1983 tarihinde vefat eden sosyal-psikolog Prof. Dr. Erol Güngör, kısa ömrüne, çok sayıda kitap, sayısız makale sığdırmıştır. Güngör, bunlarla da yetinmemiş, batı kültürünün temellerini teşkil eden başlıca kitapları Türkçeye çevirerek Türk gençliğine ve düşünce hayatına armağan etmiştir. Erol Güngör'e göre Türk kültürünün üç ana kaynağından biri İslam medeniyetidir. Çünkü Erol Güngör, İslam dinini, Türk milliyetçiliğini geliştiren, Çeşitli Türk kavimlerini bir araya getiren ve Türklerin bir millet hâlinde bugüne kadar yaşamasını sağlayan yegane unsur olarak görmektedir. Ona göre, "Türkler Müslüman olmasalardı değişik isimlerde kavimler hâlinde dağılıp Giderlerdi. " Erol Güngör'ün ifadesiyle İslamiyet Türk milletine cihanşümul bir vazife yükledi ve onu bu vazife için gerekli şeylerle teçhiz etti. İslam, Türk milletinin birliğini sağlamış ve bunu yaparken Türk Milli karakterini tahrip etmemiştir.” Şeklinde konuştu.

Erol Güngör’ün İslam dünyasının meselelerini anlatırken çok güzel tahliller yaptığını dile getiren Doç. Dr. Kazım Yıldırım, “İslam dünyası çok güzel bir medeniyet kurmuşken neden sönük hale geldiği konusu üzerinde duruyor. Genel olarak iki sebepten ileri geldiğini belirtiyor. Birincisi tarihi sebep olarak hem Moğol hem Haçlı Seferlerini gösteriyor. İkincisi ise sosyolojik ve psikolojik sebepler. Sosyolojik ve psikolojik sebep olarak da İslam dünyasını idare eden insanların bu işi iyi yönetemediklerini özellikle saltanata şatafata daldıklarını belirtiyor ki bunlar günümüzde de geçerli olmakla beraber aslında bir dönüşüm yapamadıklarını belirtiyor. Demokrasiye ve hukukun sistemine geçemediklerini ifade ediyor.” İfadelerini kullandı.

“İslam dünyası geride kaldı”

                Eğitim kademesi bakımından İslam Dünyasının özellikle meydana getirmiş olduğu medreselerini ilim anlamında dönüştürülmediğini ancak batı dünyasının bu konuda bir dönüşüm yaşadığından İslam’ın geri kaldığını söyleyen Yıldırım, “İslam dünyası Batı dünyasıyla ilgili kendi dönemiyle ilgili bir takım örneklerde veriyor. Verdiği örneklerden bir tanesi İslam dünyasındaki medreselerin ve medrese de eğitim veren profesörlerin tamamen biyolojik şeylerden koptuğunu ve hayali birtakım bilgiler ürettiklerini ifade ediyor. Batı dünyasında da benzer şeyler olduğunu söylüyor ancak Batı dünyası bilimsel mücadele vererek eğitim kurumlarını dönüştürdüğünü ve dolayısıyla bilim ve teknoloji ürettiğini İslam dünyasının bundan geri kaldığını ve maalesef bu geriliğin günümüzde de devam ettiğini ifade ediyor. Zamanında parçalandığından dolayı günümüzdeki gibi hala Batı dünyasıyla kıyaslandığında Batı dünyasının gerisinde kalarak hukuktan, demokrasiden ve benzeri şeylerden ayrı kaldığını ifade eden bir yapı var. Bizim konferansımızın konusu ve genel olarak çalışmalarımız bu olacak. Ben uzun süre Edirne de çalıştım 26 yılım geçti. Burada Eğitim Fakültesinde uzun süre hoca olarak görev yaptım. Dolayısıyla Edirne benim şehrim. Edirne’yi tanıyor ve biliyorum o yüzden sevdiğim bir şehir ve hepinizi seviyorum.” Dedi.

Burcu Temel