SALGINDA NASIL ORUÇ TUTULMALI?

Ramazana sayılı günler kala herkesin aklında nasıl beslenmeliyiz sorusu yer edinmeye başladı. Kovid-19 salgınının devam ettiği bu süreçte sağlıklı ve düzenli beslenme büyük önem taşıyor. Vücut direncimizin düşmemesi açısından yediklerine 2 kat fazla dikkat edilmesi gerektiğine değinen Diyetisyen Tuğçe Daloğlu, Ramazan'da sağlıklı beslenme önerilerinde bulundu.

SALGINDA NASIL ORUÇ TUTULMALI?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında hafta sonu uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının Ramazan ayında da devam edeceğini bu süreçte uzun günlerde oruç tutarken beslenme düzeninin büyük önem taşıdığını ifade eden Ekol Hastanesi Diyetisyeni Tuğçe Daloğlu, evde geçirilen uzun saatlerin beslenme düzeninde aksamalara yol açabileceğini ve dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

“İftarda doğru ve yeterli beslenmek gerek”

Ramazan ayında uzun süreli açlık sebebiyle sahurda ve iftarda doğru ve yeterli beslenmek gerektiğine vurgu yapan Daloğlu, ‘oruç tutacağım derken sağlığınızdan olmayın’ uyarısında bulundu.

Oruç sırasında baş ağrısı, hazımsızlık, böbrek ve sindirim sorunları gibi ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkabildiğini aktaran Daloğlu; “Bu nedenle sağlıklı bir ramazan ayı geçirmek ve ramazan sonrası hastalıklara zemin hazırlamamak için bu ayı doğru beslenerek geçirmek gereklidir. Sağlık problemi özellikle kronik hastalığı olan kişilerin oruç tutup tutmalarıyla ilgili doktorlarına danışmaları öneriyorum. Oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı değişir. Üç öğün olan günlük beslenme ikiye düşerken, özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı tüketimi artar.  Sebze, meyve ve beyaz et tüketimi azalır. Fakat Ramazan da olsa kişilerin günlük alınması gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları değişmez” dedi.

“Sahur olmazsa olmaz”

Ramazanda sağlıklı beslenmenin altın kuralının sahura kalkmak olduğunun altını çizen Daloğlu, “Günlük hayatta nasıl az az, sık sık beslenmek gerekiyorsa ramazanda bunu sürdürmeliyiz. Günlük alınması gereken besin öğeleri öğünlere dağıtılarak ve yeterli miktarlarda alınmalıdır. Bunun için öğün sayısı artırılmalı ve mutlaka sahura kalkılmalıdır. Sahurda bol su içilmeli, aşırı yağlı ve tuzlu besinler tüketilmemelidir. Çok tuzlu beslenme gün içerisinde susuzluk hissini arttıracaktır. Sahurda sadece su içerek niyetlenmek veya gece yiyip yatmanın son derece zararlı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle sahurda proteinli gıdalara yer verilmelidir. Süt ertesi gün susuzluk hissini azalttığı için sahur sofralarında yer verilmelidir. Aynı zamanda yumurta, yoğurt, peynir gibi gıdalar tüketilmeli, kan şekerinin düşmesini önlediği için yanına mutlaka esmer ekmek eklenmelidir. Gün içerisinde tüketilemeyen meyvelerin sahura yerleştirilmesi posa alımı açısından doğru olacaktır. Hafif kahvaltılar sahur için en besleyici öğünlerdir” şeklinde açıklamada bulundu.

İftar İkiye Bölünmeli

Oruç açıldıktan sonra tüm gün süren açlıktan sonra saldırırcasına yemenin oldukça zararlı olduğunu dile getiren Daloğlu, bu yüzden iftarın ikiye bölünmesi ve iki öğün arasında 15 dakika mola verilmesi tavsiyesinde bulundu. İftarın hurma, zeytin veya su ile açılması tavsiyesinde bulunan Daloğlu, ardından bir kâse çorba yanında ayran veya yoğurt yenilebileceğini belirtti.

Kısa bir mola verilmesi gerektiğine değinen Daloğlu, sonrasında ana yemek, salata ve ekmek tüketilebileceğini söyledi.

Su çok önemli

İftar ve sahur arasında su tüketiminin atlanmaması ve bolca su içilmesi gerektiğini belirten Daloğlu, Gün içerisinde kaybedilen sıvının yerine konması açısından dikkatli olunmalıdır. Yine iftardan sonra ıhlamur, melisa, papatya, kuşburnu gibi bitki çaylarıyla sıvı tüketimini arttırılabilir” dedi.

Eksiler Ara Öğün İle Tamamlanmalı

Eksik beslenmemek adına iftardan 2-2,5 saat sonra meyve ve süt grubundan birinin seçilerek ara öğün yapılması önerisinde bulunan Daloğlu; “Bağışıklığı güçlendirmek ve bol vitamin almak için iftardan sonra bardak meyve suyu tüketimi yağlanmaya veya kan şekeri dengesizliklerine yol açacaktır. Dolayısıyla meyve suyu değil meyvenin kendisinin tüketilmesi daha doğru olacaktır” dedi.

“Ramazan, vücudunuzu dinlendirmeniz için uygun bir dönemdir”

Kısıtlamalar dolayısıyla yaklaşık 1 yıldır fiziksel olarak hareketsiz kalındığına dikkat çeken Daloğlu,  Ramazan döneminde kilo almamak için herhangi bir sağlık problemi yoksa evde egzersiz yapılabileceğini ifade etti. Herhangi bir kas zedelenmesine mahal vermemek için doktora danışarak hareket etmenin daha doğru olacağını aktaran Daloğlu; “Ramazan, vücudunuzu dinlendirmeniz için uygun bir dönemdir. Fakat yanlış beslenmeyle vücudunuza ciddi zararlar da verebilirsiniz. Bu yüzden yeterli ve dengeli beslenme kurallarına uyulmalıdır. Hayırlı ramazanlar dilerim” ifadelerine yer verdi. Özlem Ceylan