Sabır, emek ve sanatın buluştuğu nokta...
Edirne'de 30 yılı aşkın süredir kuyumculuk yapan 56 yaşındaki Tuncay Korkmaz, tespihlere olan ilgisini yıllar içinde mesleğinin önemli bir parçasına dönüştürmeyi başardı.
Meslek hayatına dedesinin yanında çırak olarak başlayan Korkmaz, Alipaşa Çarşısı’nda yıllarca sürdürdüğü kuyumculuğun yanı sıra, zamanla tespihlere duyduğu özel ilgiyi de işinin merkezine aldı. Başlangıçta yalnızca koleksiyon amacıyla tespih toplamaya başlayan Korkmaz, bugün binlerce farklı modelin yer aldığı geniş bir tespih yelpazesiyle hem satış hem de tamir hizmeti sunuyor.
Kuyumculuktaki ustalığını tespih işçiliğine yansıtan Korkmaz, kehribar, kuka, oltu ve çeşitli değerli taşlardan el emeğiyle hazırlanan özel üretim tespihleri müşterilerine sunuyor. Her biri sabır ve dikkat gerektiren bu ürünleri büyük bir özenle yapan Korkmaz usta, “Tespih sadece bir süs eşyası değil, kültürel bir mirastır. Her taşın, her ipin bir anlamı, bir hikâyesi vardır” sözleriyle bu geleneğin manevi yönüne dikkat çekiyor.
“Bir arkadaşımın tespihleriyle başladı her şey”
Tespihlerle tanışma hikâyesini anlatan Korkmaz, “Alipaşa Çarşısı yandıktan sonra dükkânımızın düzenini değiştirdik ve kuyumculuk üzerine yoğunlaştık. Bir gün bir arkadaşım elindeki tespihleri satmamı istedi. O tespihleri elime aldığım anda bu işe ilgim başladı. Zamanla Osmanlı dönemine ait özel üretim ve nadir taşlardan yapılan tespihlere merak saldım” dedi.
Kendi gayretiyle tespih dizmeyi öğrendiğini belirten Korkmaz, deneyimli ustalardan aldığı küçük ama değerli bilgilerle işini geliştirdiğini ifade etti. Her yeni tespihin kendisi için ayrı bir heyecan olduğunu söyleyen Korkmaz, sabırla dizilen taşların bir araya geldiğinde adeta bir sanat eseri oluşturduğunu dile getirdi.
Yabancı turistlerden de yoğun ilgi
Tespihlerin sadece yerli müşterilerden değil, yurt dışından gelen turistlerden de ilgi gördüğünü belirten Korkmaz, özellikle Bulgaristan ve Yunanistan’dan gelen ziyaretçilerin hediyelik olarak tespih aldığını söyledi. Yabancı turistlerin hem manevi, hem de kültürel anlamda tespihleri çok değerli bulduğunu aktaran Korkmaz, "Kuka ve kehribar modeller en çok tercih edilenler arasında. Osmanlı dönemine ait koleksiyonluk tespihler ise bazen yüz binlerce liraya alıcı bulabiliyor” dedi.
Tespih tutkusunu bir meslek haline getiren Korkmaz, yıllardır büyük bir özveriyle sürdürdüğü bu geleneği gelecek nesillere aktarmak istediğini de vurguladı. Bu işin sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültür taşıyıcılığı olduğunu aktaran Korkmaz, "Her boncukta, her düğümde bir gelenek saklı. Benim dileğim bu sanatı bilen, değer veren gençlerin yetişmesi” ifadelerini kullandı.
Tuncay Korkmaz, sabır, ustalık ve sanatın birleştiği bu özel işte hem Edirne esnaf kültürünün bir temsilcisi hem de geleneksel el işçiliğinin yaşayan bir örneği olarak dikkat çekiyor.