Lozan unutuldu

Türkiye Cumhuriyetinin nüfus kağıdı olarak kabul edilen Lozan Barış Anlaşması unutuldu.

Lozan unutuldu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

Lozan Anlaşmasının 91. yılınu buruk kutlayacağız. Türkiye Cumhuriyetinin nüfus kağıdı olarak bilinen ve bundan 91 yıl önce imza altına alınan  Lozan Anlaşması  etkinlikleri yapılmıyor. Geçtiğimiz yıllarda Trakya Üniversitesi tarafından  Karaağaç’ta coşkuyla kutlanan etkinlikler bu yıl görmezden geliniyor. Edirne Valiliği, Belediye Başkanlığı ve Trakya Üniversties tarafından kutlama programı hazırlanmaz iken, Karaağaç’ta bulunan Lozan Müzesinin de kapıları kapalı duruyor.

Meriç Nehrinin batı yakasındaki tek toprak parçamız olan Karaağaç semtini bizlere kazandıran Lozan anlaşmasının kutlanmaması özellikle Karaağaç semtinde yaşayanları üzüyor.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI

Lozan Barış Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ve İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, S.S.C.B ve Yugoslavya temsilcileri arasında imzalanan barış antlaşmasıdır. Lozan Antlaşmasının yazılması için düzenlenen Lozan Barış Konferansı sekiz ay kadar sürmüştür. Konferans dönemi, TBMM Hükümetinin Türk halkı için kayıtsız şartsız bağımsızlık talebi nedeniyle uzun ve sert geçmiştir. Görüşmelerde Türkiye’yi İsmet Paşa temsil etmiştir.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtilaf Devletleri tarafından Osmanlı Hükümetine imzalattırılan Sevr Antlaşması Türk egemenliğini ciddi şekilde sınırlayan hükümler içermesinin yanı sıra, devleti neredeyse haritadan silmiştir. Mustafa Kemal önderliğinde başlayan Milli Mücadele ile Türk milleti savaş meydanlarında önemli zaferler kazanarak hakkını ve bağımsızlığını savunmuş, Lozan Barış Antlaşması ile bunu siyasi ve hukuki alanda tescil ettirmiştir.

 Türk milletinin mücadelesinin dünya kamuoyundaki kabulü birçok açıdan önemlidir. Lozan Barış Antlaşması ile öncelikle, Türkiye’nin bağımsız ve eşit bir devlet olarak dünya kamuoyu tarafından kabul görmesi sağlanmıştır. Lozan Antlaşması ile Misak-ı Milli hedeflerine neredeyse ulaşılmıştır. Zamanında Osmanlı Devleti tarafından Avrupa devletlerine verilen kapitülasyonlar, bu devletlerin elde ettikleri ayrıcalıkların yanı sıra, devletin ekonomisine ve iç işlerine karışmasına da izin veriyordu. Kapitülasyonlar konusu, Lozan Barış Konferansı boyunca tartışılmış ve en son sonunda tüm kapitülasyonların kaldırılması, Osmanlı Devleti’nden kalan borçların ise ödenmesi kararlaştırılmıştır. Bu açıdan bakıldığından, Lozan Barış Antlaşması’yla Türkiye ekonomik bağımsızlığını da kazanmıştır. Tüm bunların yanı sıra Lozan Barış Antlaşması, yüz yıldır süren Türk-Yunan çatışmalarını da sona erdirmiş,  iki ülke arasında bir denge kurulmasını sağlamıştır.

Birinci Dünya Savaşı sonunda galip gelen ülkeler tarafından, mağlup olan ülkelere dikte ettirilen yaptırımlar İkinci Dünya Savaşı’nın zemini hazırlamıştır. Lozan Barış Antlaşması’nda, karşılıklı pazarlıklarla barışın güvencesini oluşturan bir düzenleme de yapılmıştır. Bu sebepten dolayı savaşı bitiren antlaşmalar içinde halen yürürlükte olan tek antlaşma Lozan Barış Antlaşması’dır. Bunda Türkiye Cumhuriyeti’nin barıştan yana bir tutum gözetmesi ve Atatürk'ün belirlediği ''Yurtta Sulh, Cihanda Sulh'' ilkesine sadık kalarak Lozan Barış Antlaşması’nın hükümlerini uygulamasının rolü büyüktür.

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri, Lozan Barış Antlaşması’nda da yer almıştır. Buna göre, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün oluşturan Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan ve vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye’de yaşan Hristiyan ve Musevi azınlıkların mal, mülk ve ibadet hakları da güvence altına alınmıştır.

Lozan Barış Antlaşması ile ayrıca Türkiye ve Yunanistan arasında bir nüfus mübadelesi yapılmasına da karar verilmiştir. Buna bağlı olarak 1924 yılında bir milyon Rum Türkiye’den Yunanistan’a geçerken, beş yüz bin Türk de Yunanistan’dan Türkiye’ye geçmiştir.