Kuraklık Trakya'da tarımı ve su kaynaklarını tehdit ediyor
Son yılların en kurak döneminin yaşandığı Trakya'ya etkili olan kuraklık, hem su kaynaklarını hem de tarımı olumsuz etkiliyor. İklim değişikliğinin etkilerinin giderek daha belirgin hale geldiğini ve artık 'kuraklığı tamamen ortadan kaldırmak' gibi bir seçeneğin mümkün olmadığını söyleyen Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, tarım ve su yönetiminin bilimsel yöntemlere göre planlanması gerektiğini vurguladı.
Son yıllarda sıcaklık rekorları peş peşe kırılıyor, su kaynakları hızla tükeniyor. Kuraklık artık yalnızca yaz aylarının değil, kış mevsiminin de sorunu haline geldi. Kışın beklenen yağışların gelmemesi, toprağın ve tarım ürünlerinin ihtiyacı olan suyu alamamasına yol açıyor. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ise bu olumsuz tabloyu ağırlaştırıyor.
İklimde hem kurak hem de nemli dönemlerin yaşanacağını ancak bu periyotlarda bile sıcaklıkların geçmişe kıyasla daha yüksek olacağını belirten Doç. Dr. Uludağ, “Soğuk dönemler yaşıyoruz ama artık geçmişteki soğuklar gibi değil. Ortalama sıcaklık trendi sürekli artıyor. Bu yıl yaşadığımız sorunlar bize gösterdi ki ürün desenini ve ekim dönemlerini yeniden ve bilimsel verilere dayanarak düzenlememiz gerekiyor. Su kaynaklarımızı çok daha verimli kullanmak zorundayız. Su ve yağmur hasadını mutlaka hayata geçirmeliyiz. Ormansızlaşmayı durdurup yeniden ormanlaştırmaya yönelmeliyiz” ifadelerine yer verdi.
Türkiye’de kullanılan suyun yaklaşık yüzde 76’sının tarım sulamasında harcandığını hatırlatan Uludağ, mevcut kaynaklarla çok daha geniş alanların sulanabileceğini vurguladı. Uludağ, “vahşi sulama” yöntemlerinden de vazgeçilmesi gerektiğine dikkat çekti.
2030’lu yıllara doğru iklimin yeniden nemli bir periyoda gireceğini, ancak bunun geçmişteki gibi sert soğuklarla değil, daha ılıman kışlarla yaşanacağını ifade eden Uludağ, “Son 100 yılın verilerine baktığımızda, nemli veya kurak fark etmeksizin sıcaklıklar artmaya devam edecek. Soğuk periyotta bile artık eski soğukları yaşamıyoruz. İklim her zaman değişti ve değişmeye devam edecek. Fakat insan faktörü bu değişimi hızlandırıyor” dedi.
“Doğayla uyumlu yaşamak zorundayız”
İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için şehirleşmeden tarım politikalarına, su yönetiminden günlük yaşam alışkanlıklarına kadar pek çok alanda dönüşüm gerektiğini vurgulayan Uludağ, “Toplum olarak yaşam tarzımızı doğayla uyumlu hale getirmeliyiz. Coğrafya demek vatan demektir. Coğrafyamızı korumak, geleceğimizi korumaktır” diye konuştu.