Keşan üvey evlat mı?
Keşan Ticaret Ve Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, devletin Edirne'deki kamu kuruluşların Keşan'a yeteri kadar önem vermediğini ileri sürerek, bunun eksikliğini yaşadıklarını söyledi.
Keşan Ticaret Ve Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Rahmi Cinokur’a önemli açıklamalarda bulundu.
Trakya Kalkınma Ajansı’nın
Danışma organı olan Kalkınma Kurulu toplantısı için Edirne’de bulunan Helvacıoğlu, Edirne’nin Keşan, İpsala ve Enez bütünlüğü ile ilgili bir takım eksiklikler bulunduğunu söyledi.
8 yıldır Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı döneminde bu eksikliği hissettiğini anlatan Helvacıoğlu, Edirne’nin son 10 yıldır Keşan’ı kendine rakip gördüğünü belirtti.
Edirne’nin Keşanı rakip görmemesi gerektiğini vurgulayan Helvacıoğlu, şöyle devam etti:
“Oysa rakip görmemeli, tamamlayıcı görmeli. Biz bir bütünüz, biz nasıl yurtdışında Edirneliyiz diyor isek buradan anlamamız gereken Keşan’da Edirne’nin bir ilçesidir. Bu anlamda Enez, İpsala, Keşan adına yaşanan güney Edirne’de yaşan ve gelişen her durum Edirne’nin faydasına, Edirne’nin gelişimine katkı veriyor.
Keşan’daki vergisinin verilmesi, turizmin gelişmesi, Keşan, Enez ve İpsala’da tarımın ve ticaretin gelişmesi Edirne’nin lehine istatistiklere geçiyor. O zaman Edirne ili olarak Keşan, Enez, İpsala tarafına biraz daha önem vermeliyiz diye düşünüyorum. Ama çok samimi ve açık konuşmak gerekirse tüm kurul ve kuruluşlarımızın yatırım konusunda eksikler yaşıyoruz. Zafiyet yaşıyoruz. İhmal yaşıyoruz. Bölgenin büyümesi istenilmiyor gibi bir hava algısı oluşuyor. Bunu önlememiz gerekiyor. Bir bütün olarak düşünmemiz gerekiyor. Edirne güç birliği, Er birliği, iş birliği sergilemesi gerekiyor. Ama sadece Edirne merkeze yüklenmek Edirne Merkez’i geliştirmek ne kadar faydası olur. Düşünün bir kafa var bir beyin var. Ama vücut çalışmıyor. Biz bir vücuduz, biz vücudun diğer organlarıyız Güney Edirne olarak birlikte büyümeliyiz. Aksi takdirde engelli bir il oluruz. Bunu önlememiz gerekiyor diye düşünüyorum.”
EDİRNE TURİZMİ MERKEZDE GELİŞİYOR
Turizmin sadece Edirne Merkezde geliştiğini ileri süren Helvacıoğlu, şöyle devam etti:
“Oysa Saroz turizmi hiç konuşulmuyor. Edirne’nin yöresel ürünleri çok memnun oluyorum ciğerinden peynirine kadar sabunundan süpürgesine kadar badem ezmesinden diğer ürünlerine kadar Edirne’nin ürünleri konuşuluyor. Ama İpsala’nın Pirinç’i, Keşan Satır Et’i veya Saroz körfezi gibi bamya gibi çeltik gibi ürünlerimiz göz ardı ediliyor.
İşte bu konuda biraz üzgünüz. Bu konuda biraz eziğiz, yani üvey evlat gibi görünüyoruz. Bizi kapı dışında tutan ve üvey evlat gibi hissediyoruz kendimizi. Bu olmamalı oysa tamamlayıcıyız. İstihdamda ticarette, turizmde tarımda bir geminin içindeyiz, Edirne’yi bir gemi düşünürsek aynı geminin yolcularıyız. Aynı geminin insanlarıyız. Böyle değerlendirmemiz gerekiyor. Sn. Vali başta olmak üzere tüm kurul ve kuruluşların Edirne’ye Edirneden de bölgemize daha çok ziyaret etmeliler daha çok önem vermeliler bu konuda bilgi paylaşmak istedim”
ALTYAPI AYNI ORANDA GELİŞMİYOR
Edirne ili olarak Turizm konusunda eşit paylaşımlar sağlamalıyız DİYEN Helvacıoğlu, şunları kaydetti:
“Edirne ilinde otelleşme, turizm açısından ciddi gelişmeler izliyoruz. Saroz körfezinde bu gelişim aynı doğrultuda aynı oranda gitmiyor. Alt yapı konusunda turizm aynı oranda gelişmiyor. Yine Edirne’nin devlet eliyle büyüdüğünü görüyoruz. Ama Keşan’da özel sektör eliyle büyüdüğünü görüyoruz. Keşan’ı medeniyetler kavşağı dediğimiz dört yol ağzında olmasından kaynaklanan büyüme sergiliyoruz biz, devlet eliyle büyümeyi sergileyemiyoruz. O Edirne’nin kurum ve kuruluşları biraz Keşan’a önem vermeli diye düşünüyorum. Bunun eksikliğini yaşıyoruz, tarımda Hamzadere planlaması var. İyi bir barajımız olacak Trakya’nın GAP’ı oluşuyor fakat biz tarım sektörleri olarak daha planlamamızı yapamadık. Hangi ürün ekilecek, nasıl bir gelecek tasarlanacak, bunu planlayamadık. Keşan’ın ticaret konusunda da eksiklerini yaşıyoruz. Onlara destek istiyoruz. 2. Organize Sanayi Bölgesi tarım organize sanayisi Keşan’da olmalı ve olmasını arzu ediyoruz. Her şey Edirne’de olacak diye bir şey yok, Edirne deyince aklınıza ne geliyor. Enez’den Lalapaşa’ya kadar bir bütündür. O zaman biz paylaşımcı olmalıyız.”