'İşkembeden Atmayın, İşkembe Bizim''
Türkler tarafından keşfedilen işkembe çorbası Bulgaristan tarafından tescil edilmeye çalışılınca tepkiler başladı.
Türkler tarafından keşfedilen işkembe çorbası Bulgaristan tarafından tescil edilmeye çalışılınca tepkiler başladı. Bölgesel işaretin Trakya bölgesinde olmasından dolayı bölge esnaf odaları patent için başvuruya hazırlanıyor.
Yunanistan'ın ardından Türk mutfağına ait tatlara sahip çıkma yarışına Bulgaristan da katıldı. Bulgaristan, işkembe, paça, sucuk ve rakının tescilini almak için AB'ye başvurdu. Bulgar gazetesi 24 Chasa'da Tihomir Tonçev imzalı makalede, "Bulgar peynirini Yunanistan'a kaptırdık, işkembe, paça, sucuk, boza ve rakıyı kendi adımıza tescil ettirelim" çağrısı yapılmasının ardından, Edirne'de esnaf ve birliklerde tepkisini gösterdi.
Edirne de bulunan Tarihi Çınar altı İşkembeci Mehmet Ali İpek "bizim atalarımızın yemeği olan işkembeye komşu ülkenin sahip çıkması adeta bizi üzdü. Günde 30 -40 kişi sadece buraya işkembe çorbası içmeye geliyor. Eğer onların geleneksel yemeği ise neden gelip burada yesin ki" dedi.
"ÇORBAMIZ KALMIŞTI ONU DA ALAMAYACAKLAR''
Edirne'nin turizm elçisi Bahri Dinar, "Bizim birçok yöresel yiyeceğimize göz diktiler; Bundan önce badem ezmesi, kavala kurabiyesi, alkolümüz, baklavamız Antep'in meşhur baklavası. Şimdi de yavaş yavaş işkembemize sahip çıkmaya çalışıyorlar. Bu gayet doğaldır; güzel olan şeyler bizde çünkü. Biz bir Osmanlı medeniyetinden geliyoruz. Dünyanın en eski mutfağı biziz. işkembe Türk mutfağına ait Osmanlı'dan gelme bir yemek tarzımız, çorba tarzımız bizim. 1500'lü yıllarda biz Viyana ya gidip gelirken zaten bu bizim hepimizde varmış.1363 yıllarında bizler oralarda çok kalmışız zaten. Gittiğimiz yerlerde belli kültürümüzü de bırakıyoruz. Nasıl ki herkes bir yerlerde yerleşik vaziyette yaşadıktan sonra geri dönerken bir kültür bırakıyorsa, bizlerde bu kültürü orada bırakmışız yani yıllarca biz orada kalmışız gayet doğal bir şey bu onlarda da işkembe çorbasının olması ama, özünde şu var; biz götürmüşüz bunu oraya biz bırakmışız onlar da öğrenmiş bizden. Birde şu var bizim Türk dilinde bir laf vardır, aslı astarı olmayan şeyler için denir ki; "İşkembeden atmayın", kardeşlerimiz de işkembeden atmasınlar bu işkembe bize aittir." dedi.
"45 YILDIR İŞKEMBE ÇORBASI İÇİYORUM''
15 yaşından itibaren haftada 3 gün işkembe çorbası içtiğini belirten şair yazar Beyazıt Şansı ise çorbanın yöresel bir tat olduğunu, bunun içinde herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesini belirtti. Sansı "Edirne'nin geleneksel yemeklerden birisidir işkembe çorbası. Yani yemek öncesi diyelim bir garnitür niyetinedir. Ben 70 yaşlarına geldim, 14-15 yaşlarında tanıştım işkembe çorbasıyla, bir hayvansal gıda olması yanında tabi terbiyesi de yapılıyor bunun, dolayısıyla gerekirse bir gün bir öğleye kadar bir kase çorbayla idare edebilirim çünkü gerçekten bir enerji deposu. Şişmanlatmıyor zinde tutuyor. Bizim gibi akşamcılar tabir edilenler, akşamları eve gitmeden işten dönerken meyhaneye uğrayanlar vardır, onlar iki tek rakılarını içerler öyle giderler evde de hanıma söyleriz deriz ki hanım şu işkembeden, işkembe çorbasından koy bakalım. Evde de yaparlar, ama tabiî ki işkembeci dükkanında ki ne benzemez. Dolayısıyla Edirne'nin kültüründe vardır işkembe çorbası. Biz memnunuz, bu yaşa geldik, bu besinlerle yetiştik. Çok şükürler olsun yapan ustalarımıza teşekkür ediyoruz. Duyuyoruz komşu devletlerimizden de işkembe çorbamıza sahip çıkanlar varmış bilmiyoruz Edirneliler olarak zaten Bulgaristan ve Yunanistan göçmenleriyiz ağırlıklı olarak. Bir kültür kaynaşması olmuş olabilir ama biz yinede işkembe çorbası bizimdir diyoruz. İşkembe çorbası bizimdir diyoruz ama duyuyorum ki komşumuz Yunanistan ve Bulgaristan da bizimdir diyorlar. Ben tamamen haksızdırlar demiyorum çünkü bizler Edirne insanları olarak Yunanistan ve Bulgaristan göçmenleriyiz ağırlıklı olarak. Dolayısıyla bir kültür taşıması, bir kültür kaynaşması olarak işkembe çorbasının oralardan gelmiş olmasına da ihtimal veriyorum.'' dedi.
"YÖRESEL İŞARET İÇİN BAŞVURU YAPACAĞIZ''
Edirne Esnaf Odası Başkanı Emin İnağ "İşkembe çorbasıyla ilgili Bulgaristan'ın başvurusundan haberimiz oldu. Ama tabii Bulgaristan'ın buna sahip çıkmasında ben bir anormallik görmüyorum. Bunun kökeninde yatanları araştırmamız, incelememiz lazım. Aslında Bulgaristan'a giden işkembe çorbası, Osmanlı'nın göçleriyle birlikte yani Selçuklular döneminde Karamanlıların dağıtılmasıyla, batıya, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya oradaki Türklerin oralara gidişi tarihten öğrendiğimize göre böyle. Tabi biz Türklerin gitmesiyle birlikte geleneklerimiz göreneklerimiz yemeklerimiz de oralara gitti. Bana göre kalıcı olan orada, örneğin benzer yemekleri araştırdığımızda işkembenin yanı sıra bir musakkanın da bir ciğer sarmanın da orada olduğunu da görmekteyiz. Ama bun bir Manisa'da, bir Amasya'da da olduğunu görmekteyiz. Osmanlı'nın etkisidir bu bana göre. Tabi coğrafi işareti biz nasıl Edirne'de tava ciğerinin coğrafi işaretini aldıysak onlar da almaya çalışacaklar. Tahmin ediyorum ama pek etkili olmayacaktır, yine bizim çorbamız çorbadır da. Biz de girişimde bulunabiliriz coğrafi işaret konusunda. Onu tabi patent enstitüleri onu değerlendirirler eğer biz de müracaat edersek, yöreselliği nedir bunlar çok araştırılıyor, nerden geldiği yöreselliği özellikleri araştırılıp ona göre coğrafi işaret o ülkeye veriliyor. Biz de başvurabiliriz, buna itiraz edebiliriz. Ama bu bana göre itirazdan daha çok, buna gerek yok benim değerlendirmelerimde benim kendi düşüncem. Bunlar ortak dünya kültürü; bugün Meksika'da da işkembe çorbasını görmekteyiz. Meksika'daki biraz sebzeli daha değişiği. Amerika'da da var bu. Makedonya'da da var. Bulgaristan'da ben içtim bizimkinden hiç farkı yok, terbiyeli işkembe, Edirne'nin tam yöresel işkembesi. Bakın Edirne yöresel diyorum demek biz onu zaten iyice kabullenmişiz. Bulgaristan da aynı bizim oradaki yaşayan vatandaşlarımızdan Türklerin yaptığı bir ürün olduğu için, onlar da o ürünün coğrafi şartlarını almak isteyeceklerdir. Haklılardır. Biz de itiraz edip biz de alalım o zaman, yani buna itiraz edenler onlar da alsınlar onlar da müracaat etsinler. Çorbaya baktığımız zaman işkembe çorbasına zaten ismin de buradan gittiğini görmekteyiz, yani yine dediğim gibi bizim örf adet geleneklerimizle birlikte yemeğimiz de oraya gitmiş. Kökeni bizde, yemeğin bizden olduğu besbelli. Biz de müracaat edersek ki bize verilir diye düşünüyorum. Bizde işkembe deniyor, onlarda işkembe diye konuşuluyor, yani ismi bile aynı, bizden gittiği oradan da belli.''dedi.
VİKİPEDİA YA GÖREDE İŞKEMBE
İşkembe çorbası dana etinin işkembe (midesinin bir bölümü) kısmından yapılan limonlu ve sarımsaklı bir çorbadır. Dünyanın birçok mutfaklarında işkembe çorbası yapılır. Bu çorbalara konan malzemeler ülkelerine göre büyük farklılıklar gösterir. Örneğin Meksika'da yapılan Menudo çorbasına soğan, kekik ve pul biber konur. Hindistan'da yapılan Çakna çorbası keçi işkembesinden yapılır. Vietnam'da yapılan işkembeli Phở çorbasına fesleğen ve fasulye filizleri konarak servis yapılır.
Vikipedia bile İşkembenin kökünün Türkçeye dayandığını belirtti.
Türkiye'de yapılan işkembe çorbası Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Makedonya Cumhuriyeti ülkelerinde yapılan cinsine çok benzer. Nitekim Bulgaristan ve Makedonya'da Türkçe'den geçmiş Şkembe Çorba (Шкембе чорба) adıyla anılır. Yunanistan'daki adı Skempes (σκεμπές)'dir. Türkiye ve Balkanlar'daki komşuları birbirlerine çok benzeyen bir İşkembe çorbası kültürüne sahiptir. Bu ülkelerin hepsinde işkembe çorbası'na milli bir çorba gözüyle bakılır. İşkembe çorbasının hazmı kolaydır. Sindirim sistemini rahatlatan çalıştıran özelliği idrar söktürücü vasfıyla insan için şifalı bir besin konumundadır. Ayrıca çok miktarda alkollü içki tüketildikten sonra işkembe çorbasının baş ağrısına iyi geldiği inancı yaygındır.