'İlgisizliğin sembolüdür'
Araştırma Görevlisi Dr. İsmail Hakkı Kurtuluş , "Makedonya kulesi, ata yadigarı eserlerimize ilgisizliğin sembolüdür" dedi
IV. Trakya Tarih Araştırmaları sempozyumu, tarihe ne kadar ilgisiz kalındığı gerçeklerini ortaya koydu. Devecihan'da dün yapılan sempozyumda konuşan Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. İsmail Hakkı Kurtuluş, Makedonya kulesini anlattı. Kulenin ata yadigarı tarihi eserlerimize ilgisizliğin sembolü olduğunu belirten Kurtulmuş," Edirne Saat Kulesi, Edirne Kalesi'nin 4 büyük burcundan Üç Şerefeli Caminin yakınındaki Makedonya Kulesi adı verilen burç üzerine inşa edilmiştir.'Yangın Kulesi", "Saat Kulesi" "Memleket Saati" olarak adlandırılan Edirne Saat Kulesi', Vali Hacı İzzet Paşa tarafından 1884 yılında ahşap olarak yaptırılmış ve Osmanlı Saat Kuleleri içinde Neo klasik mimarisi ile dikkat çekmektedir." dedi. Saat kulesinin 1926 yılında yenilendiğini, 1953 depreminden zarar gördüğünü belirten Kurtulmuş, "Edirne Saat Kulesi, belki de ata yadigarı eserlerimizin üzerindeki ilgisizliğin sembolüdür" dedi.
"ENEZ ÖNEMLİ BİR KENTTİ
Enez'in, Balkanları, Ege ve Anadolu'ya bağlayan deniz, nehir ve karayolların kesiştiği bir yerde kurulan önemli bir kültür ve ticaret kenti olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Başaran, "Enez 'Ainos' kazıları", Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. İsmail Hakkı Kurtuluş "Edirne Saat Kulesi" konusunda sunum yaptı.
Enez ilçesinde başlayan kazıların 33 yıldır devam ettiğini belirten Başaran, "Enez, Balkanları, Ege ve Anadolu'ya bağlayan deniz, nehir ve kara yolların kesiştiği bir yerde kurulan önemli bir kültür ve ticaret kenti. Kazılar 4 ayrı bölgede yürütülmektedir. Kaleiçi, Enez girişindeki nekrapol, Kral Kızı bazilikası ve zemini mozaiklerle kaplı Roma dönemi villasında kazı yapıyoruz. Kaleiçi'nde antik Ainos kentinin kültür tabakalanmasını ortaya çıkartmak için çalışıyoruz. Burada ilk yerleşimlere ulaşmaya çalışıyoruz. Kalkolotik çağa kadar geri gidiyoruz. Kaleiçi'nde, kale kapısının girişinde yaptığımız çalışmalarda da, Osmanlı dönemine ait üst tabakalarında yapı kalıntıları ortaya çıkıyor. " dedi.