'Hedef Laikliktir'

Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şube Başkanı Celil Özcan, 'Müftülük nikâhını resmileştirmek laik düzeni doğrudan tehdit etmektir. Burada amaç,  devlet idaresine din kurallarını dahil etme çabası ve din ile devlet işlerini iç içe sokma niyetidir.' dedi.

'Hedef Laikliktir'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Dernek binasında basın toplantısı düzenleyen Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Başkanı Celil Özcan, müftülerin dini kıyması ile ilgili hazırlanan yasa tasarısını eleştirdi. Özcan yaptığı açıklamada, “94 yıl önce bugün yani 13 Ekim 1923 tarihinde Ankara’nın Başkent Oluşu Kanunu yürürlüğe girdi. Büyük bir komutan, üstün nitelikli bir diplomat ve politikacı, örnek devlet kurucusu ve inançlı bir devrimci olan Atatürk, stratejik, jeopolitik ve psikolojik faktörleri çok öncelerden düşünmüş, gerekli önlemleri almış ve zamanı geldikçe uygulayarak, her konuda uzak görüşlülüğünü ve yerinde karar verme yeteneğini saptamıştır. Ankara’nın Kurtuluş Savaşı’nda oynadığı siyasî ve stratejik rolü kimse inkâr edemez.

27 Aralık 1919'da Temsil Heyeti'nin Ankara'ya gelmesi ile bu şehir Millî Mücadele'nin karargâhı olmuştu. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Ankara'da açılmasıyla yeni Türk devletinin temelleri atıldı. Kurtuluş Savaşı buradan yönetildi. Böylece Ankara, fiilen başkent durumuna geldi. Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasından sonra. İtilâf Devletleri'nin askerleri İstanbul'dan çekildiler. İstanbul'un işgalden kurtulması ile yeni devletin başkentinin neresi olacağı tartışılmaya başlandı. Bazı kişiler İstanbul'un başkent yapılmasını istiyorlardı. Ancak meclisin Ankara'da açılması, buraya fiilen hükümet merkezi olma niteliği kazandırmıştı. Ayrıca Ankara, Türkiye'nin merkezinde, askerî ve coğrafî özellikleriyle başkent olabilecek konumdaydı. İsmet Paşa (İnönü), bir kanun teklifi hazırlayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sundu. "Türkiye Devleti'nin başkenti Ankara'dır." şeklindeki bir maddelik kanun teklifi kabul edildi (13 Ekim 1923). Kanunun yürürlüğe girmesiyle Ankara yeni Türk devletinin başkenti oldu.

Ayrıca, 96 yıl önce bugün yani 13 Ekim 1921 tarihinde Kars Antlaşması imzalandı. Kars Antlaşması, Sakarya Meydan Muharebesi sonrası TBMM Hükümeti ile Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan arasında 13 Ekim 1921 tarihinde imzalanmıştır. Kars Antlaşması‘nı TBMM adına Kazım Paşa ve Burdur Mebusu Veli Bey imzalamıştır. Kars Antlaşması ile Doğu sınırı kesinlik kazanmıştır. Doğu cephesindeki askeri güç batı cephesine kaydırılmıştır.

Ancak, ne acıdır ki, bugün kurucusu olduğu ülkede Atatürk’ün adı ve devrimleri unutturulmaya çalışılmaktadır. Bugün, yine ATATÜRK Cumhuriyetinin kazanımlarını, ilke ve devrimlerini yok etmeye kararlı zihniyetin yeni saldırılarıyla karşı karşıyayız.

Müftülük nikâhını resmileştirmek laik düzeni doğrudan tehdit etmektir. Burada amaç,  devlet idaresine din kurallarını dahil etme çabası ve din ile devlet işlerini iç içe sokma niyetidir.

Yani hedef Cumhuriyetin temel ilkesi olan LAİKLİK ilkesidir. Yapılmak istenen; belediye memurları ve muhtarlara ait olan resmi nikâh kıyma yetkisinin müftülere de verilmesi suretiyle dini nikaha resmi nitelik kazandırmaktır. Bu durum, Hukuki ve idari sorunların doğmasına yol açacak ve toplumun temeli olan aile ve evlilik müessesesi Türk Medeni Kanunu’nun sağladığı güvencelerden uzaklaşacak, şer’i hukuka teslim olacaktır

Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığının hayata geçirmeye başladığı yeni eğitim müfredatı ile ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk yok sayılmaya çalışılmaktadır. Her ne kadar Atatürk yok sayılmaya çalışılsa da son zamanlarda yaşadığımız zor günlerde Ülkemizin tek çaresi Atatürk ve onun gösterdiği yoldur. Bu nedenle, Ulu Önder Atatürk’ün ilke ve devrimleri unutturulmaya değil, tam aksine daha fazla tanıtılmaya ve yaşatılmaya çalışılmalıdır. Atatürk’ün gösterdiği medeni ülkeler seviyesinin üzerine çıkma hedefinden başka çıkış yoktur. Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, içine düştüğü ve ülkemizi de soktuğu bu çıkmazdan bir an önce çıkılmasını diliyor, bunun için de eğitim sorunlarını çözme işinin gerçek eğitimcilere, uzmanlara bırakılmasını talep ediyoruz. Bilinmelidir ki ülkemizin tek çaresi Atatürk ve onun gösterdiği yoldur. Atatürk İlkeleri ve devrimlerine eksiksiz sahiplenip uygulayarak sürekli gelişim mümkündür ve böylece FETÖ dahil bütün çetelerden kurtulmamız mümkün olacaktır.” dedi.

Hasan Boyacıoğlu