'Halk isyan bayrağını çekmiş durumda'
CHP İl Başkanı Oktay Bozkurt, 'Sel felaketi yaşanan bölgelerde halk adeta isyan bayrağını çekmiş durumda' dedi.
İl Başkanlığında Merkez İlçe Başkanı Şenol Geçmiş, Uzunköprü İlçe Başkanı İnanç Sülüş ve İl Genel Meclis üyeleri ile basın toplantısı düzenleyen CHP İl Başkanı Oktay Bozkurt, sel felaketi yaşanan bölgelerde yaptıkları incelemeleri anlattı. Halkın ilgisizlikten isyan etme durumuna geldiğini belirten Bozkurt, “Bilindiği gibi Trakya bölgemizde yoğun yağışlardan dolayı Uzunköprü, İpsala ve Meriç ilçemizde büyük hasarlı sel felaketi yaşadık. Dün biz CHP il yönetim kurulu olarak arkadaşlarımızla ve il genel meclisi üyelerimizle olay yerine gittik. Bir bu olaydan dolayı ve oradaki ilgisizlikten dolayı çok üzüldüğümü dile getirmek istiyorum. Biz arkadaşlarımızla Sazlımalkoç, Aslıhan, Dereköy, Çakmak ve Sığırcılı gibi köyleri gezdik. Orada yaşananları kendi gözlerimizle gördük, çok vahim bir durum. Hükümetin, devletin, kurum ve kuruluşların ilgisizliğinden dolayı halk bir şekilde isyan bayrağını çekmiş durumdaydılar. Bizler orada elimizden geldiği kadar kendilerine yardımcı olmaya çalıştık. Hiç iç açıcı şeyler görmedik açıkçası. 80 ton buğdayın yola döküldüğünü bazı yerlerde toprakların, ovaların yok olduğunu ve buna rağmen daha halen hiçbir yetkilinin gelip hiçbir çalışma yapmaması bizleri çok üzdü. Bölgenin yolları hemen hemen hepsi bitmiş durumda. Su yok arkadaşlar. Sosyal yardımlaşmadan sadece 1 köye su gelmiş 500 kg kadar sanırım. Hükümete sesleniyorum; lütfen Trakya'ya önem verelim, burada bir bakanımız var, burada milletvekillerimiz var. Ben herkesi göreve çağırıyorum, Edirne böyle olmamalı, Edirne birbirine sahip çıkıyor ama Edirne'ye hükümet sahip çıkmıyor” dedi.
“TEK BAŞIMIZA MÜCADELE EDİYORUZ”
CHP İl Genel Meclis üyesi Halil İbrahim Bulak ise 3 gündür tek başlarına mücadele ettiklerini söyledi. Bulak, “Sel felaketinin yaşandığı günden itibaren 3 gündür orada tek başımıza mücadele etmekteyiz. Hiçbir yetkiliye ve görevliye köylerimizde rastlamadık. Aslıhan, Sazlımalkoç, Dereköy, Kırkkavak, Değirmenci, Amitli, Sığırcılı, Çakmak, Eskiköy, Gemiciköy, Kiremitçisalih ve Uzunköprü merkezde yaşadığımız sel felaketini sizlere anlatmam imkansız. Ancak bu yerlere gidip görülmesi gerekiyor, anlatmayla sorunun giderileceğine ben inanmıyorum. Aslıhan köyünde köy içme suyu 1 saat öncesine kadar 3 gündür yoktu fakat köyümüzde muhtarımız ve süt birliği yetkilimizin haricinde hiçbir yetkilimize rastlamadık. Sığırcılı köyünün yolları kapandığından dolayı oraya anca dün ulaşabildik. Sığırcılı'da 3 bin ton buğday tamamıyla köy içerişine yayılmış durumda, her taraf çamur, hiçbir kepçe bir greyder, hiçbir yetkiliye Sığırcılı köyümüzde rastlayamadık ve orada salgın hastalıkla baş başa kalabileceğimizden korkuyoruz. Buna istinaden Dereköy'de 15 evimiz hasar gördü, 35 küçükbaş hayvan telef oldu. Bir dozer ve herhangi bir yetkiliye rastlanmadı. Sadece olay gününde Uzunköprü kaymakamımız teselli amacıyla bu köylerimizden gelip geçmiştir. Çakmak köyünde yağmurdan değil, tamamıyla Çakmak barajının kontrolsüz salınımından kaynaklanan bir sel felaketinden dolayı 6 bin 5 yüz dekar arazimis telef olmuştur ve bu salınan su şu anda aşağılarda Adasahanlı köyüne kadar zarar vermiştir. Ben diyorumki Suriyeliler'e gösterilen özenin çeyreğini Trakya çiftçisine gösterseler bu mağduriyeti bizler yaşamazdık. Ve sigorta şirketlerine durumumuzu bildirmemize rağmen halen sigorta şirketleri olay yerine intikal etmemiş durumdalar. Bundan dolayıda sigorta şirketi TARSİM'i çiftçilerim adına kınıyorum. Bu mağduriyet lafla giderilmez, çiftçimizin borcu ertelenmekle bu mağduriyet giderilmez. Bu konunun afet fonu kapsamına alınmasını, çiftçilerimizin sorunlarının bir an önce halledilmesi için AFAD fonundan faydalanmamız gerekiyor.” Dedi.
KARANLIK TABLO
Tablonun çok karanlık olduğunu belirten İl Genel Meclis üyesi Erdal Akgün ise, “Dünkü gördüğümüz tablo gerçekten çok karanlık ve üzüntü veren bir tabloydu. Bir daha inşallah böyle doğal felaketlerin yaşanmamasını diliyoruz. Edirnemiz bir bakanın olduğu kent görüntüsünde değil. Dün Uzunköprü'nün baya bir köyünü gezdik. Biz isterdik ki devletin tüm kurum ve kuruluşlarının, tüm makina ve ekipmanlarının bu köylerde adeta halkı rahatlatabilme uğraşı ve yarışı içinde görmek hepimize mutluluk verirdi. Bugüne kadar bu tarz doğal afete uğramış Trakyalı çiftçilerimizin devletten hiçbir karşılık alamadığını gördük. Çünkü kararlar alınırken hiçbir üreticiye sormadan, danışmadan alınan kararlar neticesinde tüm sigorta şirketlerini TARSİM diye bir firma kurup ona bağladılar ve bu TARSİM sayesinden insanlar, tüm üreticiler ürünlerini sigorta yaptırır düşüncesindeydik, tam tersine sigorta yapmamak için çiftçiler yol arıyor. Çünkü uğradığımız afetlerin hiçbirinde karşılığını alamadık, üreticiden yana bir raporlarına şahit olmadık. Bu firma sanki üreticiyi yoketmek ve ezmek için kurulmuş bir firma gibi.” Dedi.