Güler, 'İklim değişikliği sadece kutupları değil, arıları da etkiliyor'
Küresel ısınmanın etkileri sadece buzullarla sınırlı kalmıyor. Ekosistemin temel taşlarından biri olan bal arıları da iklim krizinden ciddi şekilde etkileniyor. Veteriner Sağlık Uzmanı ve Gıda Yüksek Mühendisi Ali Güler, iklim değişikliğinin bal arıları üzerindeki etkilerine dair önemli uyarılarda bulundu.
Veteriner Sağlık Uzmanı ve Gıda Yüksek Mühendisi Ali Güler, iklim değişikliği, sıcaklık artışları ve düzensiz hava olaylarıyla birlikte arıların yaşam döngüsünü ciddi şekilde tehdit ettiğini aktardı.
İklim krizinin arıların besin bulma sürecini doğrudan etkilediğini söyleyen Güler, “Bitki türlerinin yayılış alanları ve çiçeklenme zamanları değişiyor. Arıların besin bulma sürecini doğrudan etkiliyor. Bitkilerin çiçeklenme zamanı ile arıların aktif olduğu dönem arasındaki uyum bozulduğunda, koloniler besin kıtlığıyla karşı karşıya kalıyor. Özellikle erken gelen bahar ayları, kraliçe arıların erken yavru üretmesine neden olurken, çiçekler henüz açmadığı için açlık kaçınılmaz oluyor. Kuraklık, ani sıcaklık artışları, seller ve şiddetli fırtınalar gibi aşırı hava olayları arı kolonilerine doğrudan zarar veriyor. Bu şartlarda larva gelişimi bozuluyor, kovanlar zarar görüyor ve nektar toplama faaliyetleri durma noktasına geliyor.” dedi
“Parazitlerde arıları tehdit ediyor”
İklim değişikliğinin daha az konuşulan ama en tehlikeli etkilerinden biri de parazit ve hastalıkların yayılması olduğunu vurgulan Güler, “Varroa akarları gibi parazitler daha sıcak kışlar sayesinde hayatta kalabiliyor ve koloniler arasında hızla yayılabiliyor” uyarısında bulundu.
Peki, ne yapmalı?
Güler, iklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerini azaltmak için bireylerden kamu politikalarına kadar geniş çaplı bir eylem planı gerektiğini belirtti.
iklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerini azaltmak için bazı önlemlerin alınması gerektiğini dile getiren Güler şunları kaydetti:
“Arı Dostu Bitki Dikimi, farklı dönemlerde çiçek açan yerel bitki türlerinin yaygınlaştırılması, arıların yıl boyunca besine erişimini sağlıyor. Pestisit Kullanımının azaltılması Kimyasal ilaçlardan kaçınılmalı, organik tarım teşvik edilmeli. Habitat Koruma, doğal yaşam alanlarının (çayır, orman, mera) korunması, arıların yaşam alanlarını güvence altına alıyor. Sürdürülebilir arıcılık Kovanların aşırı hava koşullarına karşı korunması, su temini ve uygun bakım uygulamaları desteklenmeli. İklim dirençli arı ırkları yerel çevreye uyumlu, iklim değişikliğine dirençli arı türleri teşvik edilmeli. Bilinçlendirme ve eğitim çiftçiler, arıcılar ve toplum iklim değişikliğine karşı eğitilmeli. Bilimsel Araştırma ve izleme arı popülasyonları düzenli olarak izlenmeli; bilimsel çalışmalar desteklenmeli. Politika ve Uluslararası İşbirliği Biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik politikalar geliştirilip uygulanmalı.”
“Arıların kaderi bizim elimizde”
Arıların kaderinin insanın elinde olduğunu vurgulayan Güler, “Arılar yalnızca bal üreticileri değil, onlar, dünya üzerindeki gıda üretiminin üçte birinden fazlasını mümkün kılan doğal tozayıcılardır. İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve arıları korumak, sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda bir gıda güvenliği sorunudur. Arıların kaderi bizim elimizde. Eğer bugün harekete geçersek, sadece arıları değil, kendi geleceğimizi de kurtarabiliriz. Bal arıları sadece bal üretmez. Dünya üzerindeki gıda üretiminin üçte birinden fazlasını mümkün kılan doğal tozlayıcılardır. Arıları korumak sadece çevre meselesi değil, bir gıda güvenliği konusudur. Eğer bugün harekete geçersek, yalnızca arıları değil, kendi geleceğimizi de kurtarabiliriz.” Diye konuştu