Geleneksel el sanatlarını günümüze taşıyan sanatçılar, eserlerini görücüye çıkarıyor

Edirne'de 23 şehirden 49 sanat dalında 51 sanatçının katılımıyla açılışı gerçekleştirilen Altıneller Geleneksel El Sanatları Festivali'ne katılan ustalar, geçmişten günümüze kadar süregelen geleneksel el sanatlarını görücüye çıkarıyor.

Geleneksel el sanatlarını günümüze taşıyan sanatçılar, eserlerini görücüye çıkarıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleştirilen festival, vatandaşlar tarafında yoğun ilgi görüyor. Süpürgecilik, Hüsnü hat, Mis sabun, saraciye gibi çeşitli sanat dallarında görev yapan ustalar, eserlerini vatandaşların beğenisine sunuyor.

Türkiye’nin dört bir yanından gelen ustalar el emeği göz nuru ürünlerini festivalde açılan stantlarda sergiliyor. Saraçlar Caddesi’nde kurulan stantlarda ürünlerini sergileyen sanatçılar, gerçekleştirdikleri sanat hakkında vatandaşları bilgilendiriyor.

Festival için Afyonkarahisar’dan Edirne’ye gelen geleneksel yay yapımı ustası Baki Çınar, sanata çocuklarına plastik borudan yay yaparak başladığını söyledi.

Geleneksel yay yapımı hakkında araştırmalar yaptığını söyleyen Baki Çınar, “Gördüm ki ecdadımızın bu konuda ne kadar üstün.  Değişik kitaplardan, argümanlardan ve Osmanlı kaynaklarından yaptığım araştırmalardan sonra bu sanata başlamaya karar verdim. Ardından federasyondan lisansımı aldım” ifadelerine yer verdi.

Yay yapımını geçmişte ecdadın uyguladı metotla devam ettirdiğini dile getiren Çınar, genellikle akçaağaç kullandığını hatırlattı.

Geleneksel Yay’ın yapımının yaklaşık 1 ay sürdüğünü ve oldukça zahmetli bir iş olduğunu söyleyen Çınar, “Geleneksel boynuzdan kullanılarak yapılan yaylar yaklaşık iki yıl kadar sürüyor. Büküyorsunuz, buharla eğriltiyoruz. Bunlar da Geleneksel ve özgün malzemelerle yaptığımız için bayağı bir emek istiyor. Bizlerde gelecek nesillere bunları aktarmak istiyoruz” dedi.

“Atkuyruğu olunca daha has özel bir ses çıkartıyor”

İstanbul’dan festivale katılan Rebab yapım ustası Mehmet Ünal, “Selçuklu döneminden itibaren hatta bizim ilk Orta Asya'da bulunan Türklerden itibaren günümüze gelen sazımızı en orijinal haliyle günümüze taşıyorum. Yani ilk Orta Asya’da nasıl yapıldıysa hala aynı şekilde günümüze aktarmaya çalışıyoruz. Genel olarak maun ağacı, gürgen, kayın, akçaağaç, kayın gibi ağaçlar kullanıyorum. Bu ağaçlardan sesleri daha iyi alabiliyoruz. Enstrümanın tellerini ise özel olarak atkuyruğundan elde ediyoruz. Çaldığımız yayın tellerini de aynı şekilde atkuyruğundan yapıyoruz. Atkuyruğu olunca daha has özel bir ses çıkartıyor” şeklinde açıklamada bulundu.

“Aile mesleği devam ettiriyorum”

Baston yapımına küçük yaşlarda başladığını söyleyen baston yapımı ustası Tülay Alay, “Aile mesleği devam ettiriyorum. Abim, ablam, onlar da bu işle uğraşıyorlar. Ben de keyifle, Afyon'da Halk Eğitim'de kurs veriyorum. Burada da eserlerimi tanıtmaya, göstermeye geldim. Bastonların yapımı, bastonuna göre ve yapan kişiye göre değişiyor. Ben özel tasarım bastonlar yaptığım için yapımı çok uzun sürebiliyor. Bir ay, bir buçuk ayda bitirdiğim bastonlar var. Sanat eserleri olsun istiyorum. Kızılcık ağacını kullanıyorum. Saplarda ceviz kullanıyorum. Geleneksel olarak aile mesleğimi geleceğe aktarmaktan dolayı çok mutluyum” dedi.

Edirne Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali 19 Haziran Pazar gününe kadar açık kalacak.

Özlem Ceylan