'Engelli olmayı en iyi bilenlerdenim'

Edirne'nin Engelsiz Kent olması için çalıştıklarını belirten Belediye Başkanı Recep Gürkan, 'Yaşamının büyük bölümünü ailesinde bir engelli birey olarak geçirmiş bir vatandaş olarak bunun ne anlama geldiğini nasıl zorluklar içerdiğini en iyi bilenlerden birisi benim.' dedi.

'Engelli olmayı en iyi bilenlerdenim'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Çalışma Alanları, Selimiye Camii, Eski Camii ve Üç Şerefeli Camii arasında kalan tarihi alanlar olan  eserler;  TMMOB Mimarlar Odası Edirne Temsilciliği, Edirne Belediyesi ve Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ile birlikte ''Engelsizlik '' temalı atölye çalışmasının tasarım ürünleri Mimarlar Odası Temsilcilik binasında tanıtım yapılarak sergilendi.

Atölye çalışmaları 14-22 Haziran tarihleri arasında; Trakya üniversitesi peyzaj mimarlığı ve mimarlık bölümleri öğrencileri lisans ve lisansüstü dahil 9 öğrenci, mimar Sinan güzel sanatlar üniversitesi mimarlık bölümünden 1 öğrenci, Dicle üniversitesi mimarlık fakültesinden 1 öğrenci olmak üzere toplam 11 öğrenci ile 8 günlük bir çalışma gerçekleştirildi. Mimarlar Odası temsilcilik binasında düzenlenen sergiye, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Belediye Başkan Yardımcısı Selçuk Çakır, Mimarlar Odası Edirne Temsilciliği Başkanı M. Emin Parlakçı, Trakya üniversitesi genel sekreteri Ahmet sezgin, Mimarlık Fakültesi adına Trakya Üniversitesi dekan yardımcısı Doç.Dr.Sennur Akansel, Doç.Dr. Selda Çağlar ile T.Ü. Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü ve Peyzaj Bölümü Öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

“EDİRNE’DE YAŞAYANLAR OLARAK HEPİMİZ BU ALTIN ÜÇGENİ ÖĞRENECEĞİZ”

Mimarlar Odası Edirne Temsilciliği Başkanı M. Emin Parlakçı yaptığı konuşmada; “Bundan 10 gün önce burada buluşmuştuk. 5. Yaz okulumuzun başlangıcı ile ilgili kamuoyuna duyuru yapmıştık. Şimdi çalışmalar sona erdi ve ortaya çıkan tasarım ürünlerimizi bahçede sergiledik. Bu etkinliğe katılan destek veren Edirne belediyesine ortaya koyduğu engelsizlik iradesi için belediye başkanımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Ve geçen toplantıda da belediye başkanımızın ortaya koyduğu ölçü herkesin anlayabileceği karmaşık olmayan bir ölçüydü. Ben toplumda insanların engelli diye tanımlamalarını doğru bulmuyorum. Ama tabii ki böyle bir deyim var. Orada da belirttiğim gibi engeller var. Fiziksel mekanlarda. Amacımız bu engelleri ortadan kaldırmaktır. Bu sebeple ben tanımımı öyle koymaya çalışıyorum kentte yaşayan her bireyin sabahtan evinden çıkıp bütün isteklerini tamamlayıp yardımsızca sağlıklı bir şekilde evlerine geri dönebilmeleri diye tanımladık. Bu çalışmalarımızın mekânsal noktası Edirne’mizin altın üçgeni idi. artık Edirne’de yaşayanlar olarak hepimiz bu altın üçgeni öğreneceğiz. Kentimizin en önemli noktasıdır. Arzumuz bu bölgenin de saraçlar caddesi gibi araç trafiğine kapatılıp yaya trafiğine açılmasıdır. Bu tabi kolay bir iş değil. Böyle bir hedef edinilmesi mümkündür. Ve belki de bu tarihi binaların olduğu bölgede ağır yük kamyonlarının, ağır egzoz gazlarının etkisiyle bu binalara hem zara vermekte hem de bu alanın insanların kullanımı ile ilgili bir takım sorunlar oluşmaktadır” dedi.

“HAKİKATEN BU ENGELLİ KAVRAMI PEK KABUL EDİLEBİLİR BİR KAVRAM GİBİ DEĞİLDİR”

Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Sennur Akansel ise yaptığı konuşmada; “. Aslında hepimiz hayatımızın bir döneminde engellerle karşılaşıyoruz.  Onlarla birlikte yaşıyoruz. Yaşlıyken, bebekken yada bebek arabasını sürmeye çalışan bir ebeveyn yada topuklu ayakkabısıyla koşmaya çalışan bir genç hanım bunlar hep bu kentsel mekanlarda birtakım zorluklarla karşılaşıyorlar. Bu yürüme, görme engeli dışında olanlar için söylüyorum. O yüzden bizler dış mekanlarımızı kentsel alanlardaki dış mekanlarımızı tasarlarken herkesin kullanabileceği şekilde tasarlamamız gerekiyor. Herkes ve herkes için tasarım kavramı da en çok tartışılan konulardan bir tanesi haline geldi son zamanlarda. Ben bir Edirneli olarak kentimizin gelişmiş kentler arasında olduğunu biliyorum. Duyarlı, sosyal sorumluluk sahibi olan idarecilerimiz sayesinde kentimizin bu çok önemli bölgesinde değerli hocalarımız ve öğrencilerimiz ile birlikte hem mimarlar odasının hem de belediyemizin katkılarıyla böyle bir çalışma yapıldı. Ben bu çalışmaya katkı koyan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

“ENGELLİLER VE ENGELLER İLE İLGİLİ BU GÜNE KADAR ÇOK ŞEY SÖYLEDİK.”

Belediye başkanı Recep Gürkan ise; “Engelliler ve engeller ile ilgili bu güne kadar çok şey söyledik. Yaşamının büyük bölümünü ailesinde bir engelli birey olarak geçirmiş bir vatandaş olarak bunun ne anlama geldiğini nasıl zorluklar içerdiğini en iyi bilenlerden birisi benim. Dolayısıyla engelsizliğe bakışım buradan kaynaklanmıyor bir insan olarak bakıyorum. Ama engelli bir bireyle beraber yaşamanın ne anlama geldiğini de en iyi bilenlerdenim. O yüzden yolda yürürken, arabayla giderken, aşka bir faaliyete katılırken bunlar hep böyle yaşamın içinde edinilmiş davranışlar olarak benim karşıma çıkıyor. Tabi arzu ediyoruz ki sadece Edirne değil bütün kentler engelsiz olsun. Sadece engeli olan bireyler için değil sağlıklı bireyler için de geçerli. Kazancımızın en anlamlısı Edirne’de paradigma değişimidir. Bu hepsinden önemlidir. Kaldırım yapmaktan, yolları yapmaktan, rampaları yapmaktan daha önemlidir. Edirne’de 7’den 70’e bu işlerin içinde olsun olmasın engelli olsun olmasın, teknik sorumluluğu olsun olmasın genel anlamda bir paradigma bir felsefe değişikliği oldu. bu belki çok ortaya çıkan bir şey değil. ama bu dediğimin doğru olduğunu önümüzdeki günlerde hepimiz daha sağlıklı bir şekilde göreceğiz. Geçtiğimiz 3 Aralıkta Edirne’de engelsiz yaşam merkezi açtık. İsmini de özellikle öyle koyduk. Orası gerçekten çok iyi. Edirne’de engelli vatandaşlarımızdan Ya da onlara destek olan gönüllü yurttaşlarımızdan oluşan 9 derneğimiz var. Ben inanıyorum ki Edirne bir gün bütün yurttaşlarım engelli engelsiz her yurttaşımızın bütün etkinliklere katılabileceği bir şehir haline gelecek. Edirne o zaman Edirne olacak. Altın Üçgen Osmanlı döneminden başlayarak kentin kuruluşundan beri en önemli merkezidir. Altın üçgenin tekrar kent yaşamı merkezi olmasını en çok arzu edenlerden birisi de benim. Cumhuriyet Meydanı diye bir fikir ortaya attık. İlk etapta Selimiye’nin rekreasyon projesiyle orduevi kavşağından başlayarak maarif caddesi girişine kadar olan bölgede bir yayalaştırma değil ama bir sadeleştirme ve orijinalliğe dönüşü hedefliyoruz. Bununla ilgili çok fikir tasarımları aşamasındayız. Bu 6 aydır tartışılıyor. Fikir olarak Atatürk anıtını bulunduğu noktadan daha geriye çekme bu asfaltları kaldırma doğal zemine kavuşturma gibi düşünceler var. düşünce olduğu için doğruluğu da yanlışlığı da tartışılabilir. Yine çok uzun yıllardır kapalı olan tümen binasının halk arasındaki adı odur. Geçmiş dönemlerde güvenlik gerekçesiyle ya da farklı gerekçelerle bir arkasında bulunan üç şerefeliden gelen saatli medresesine giden yolları kapatmış olması o yolların, o sokakların kent yaşamından koparılmış olması çamaşırcılar sokağı ile buluşmaması bu kent için ciddi handikaplardır. Dolayısıyla bu çalışmanın içinde o sokakların da dahil edilmesi benim önerimdir. O sokakların tekrar açılarak en azından yaya sirkülasyonuna dönük bir düzenleme yapılmasını çok arzuluyorum. Yine insanların ziyaretine kapalı olan saatli medresesinin artık açılmasının zamanı çoktan gelmiş geçmiştir. Onlara kentin bu günkü ihtiyaçlarına dönük fonksiyonlar verilmesi gerekmektedir. Bir kurumun ya da bir anlayışının kapalı mekânı olması yerine bu kentte yaşayanların ya da bu kente ziyarete gelenlerin yararlanabileceği fonksiyonlar kazandırılmalıdır. Bizim de 2 buçuk yıldır üzerinde çalıştığımız sokak sağlıklaştırma projelerinde belirlediğimiz sokaklardan biri olan çamaşırcılar sokağının gerçek kimliğine kavuşacağını düşünüyorum. Yolumuz uzun ve zor. Ama Atatürk’ün de dediği gibi biz dinlenmemek üzere yola çıktık. Hep beraber yürüyeceğiz. Edirne kentinin sahibi olarak diğer öğrenciler tatile giderken bu öğrencilerimizin burada kalıp bir şeyler üretmiş çalışmalar yapmış olmasından dolayı hepsine teşekkür ediyorum” dedi.

Özlem Ceylan