Eğitim-İş, Başbakan'a sert çıkıştı

Edirne Eğitim İş Şube Başkanı Nazım Kırcı, "Başbakan hükümetin hedefinin laikliği yok etmek olduğunu ikrar etti" dedi.

Eğitim-İş, Başbakan'a sert çıkıştı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Edirne Eğitim İş Şube Başkanı Nazım Kırcı, "Başbakan hükümetin hedefinin laikliği yok etmek olduğunu ikrar etti" dedi.

Edirne Eğitim İş Şube Başkanı Nazım Kırcı yaptığı yazılı basın açıklamasında, Başbakan Erdoğan'ın, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, eğitimin evrensel ilkelerine ve Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırı olarak; kendi hükümetlerinin eğitimde ulaşmak istedikleri asıl hedefin ''Dindar bir nesil yetiştirmek'' olduğunu ifade etmesinin, Milli Eğitim Bakanlığının son zamanlarda aldığı kararlara açıklık getirmesi bakımından önemli olduğunu bildirdi.

Ortaçağda manastırlarda gerçekleştirilen eğitimin amacının, tanrıya ve egemen sınıfa kulluk eden bireyler yetiştirmek olduğunu, bilimsellikten, akıl ve mantıktan uzak yöntemlerle gerçekleştirilen bu eğitimden insanlığın Rönesans, Reform ve Fransız İhtilalı ile elde edilen kazanımlar sonucunda kurtulabildiğini belirten Kırcı, "Ülkemiz ise; ortaçağ zihniyetinin ürünü olan medrese eğitiminden, cumhuriyetimizin ilanıyla bizzat Atatürk'ün katkılarıyla, eğitim alanında yapılan devrimlerle kurtulabilmiştir.

Günümüzde topluma egemen olan unsurların, eğitimi kendi çıkarları ve zihniyetleri doğrultusunda kullanmalarını engellemek amacıyla, eğitimin evrensel değerleri ve eğitim hakları yasal güvence altına alınmıştır. Bu bağlamda anayasamızın 2, 10, 14, 24, 42, 58 ve 174. maddeleri hem eğitimin niteliğine vurgu yapmakta hem de eğitim hakkını devlet güvencesi altına almaktadır. Yine 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda "Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz" maddesi yer almaktadır.

Başbakanın eğitim sistemimizin hedefine yönelik olarak sarf ettiği bu sözler hem anayasamıza hem de 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırıdır. Bu noktada başbakanın bir an önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başbakanı olduğunu hatırlaması gerekmektedir. Başbakan sarf ettiği bu sözlerle suç işlemektedir. Zira ülkemizde hala 'Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yapmak' suçtur." dedi.

Nazım Kırcı açıklamasında, Başbakan'ın bu sözleriyle halkı bölerek; "inananlar, ateistler, aleviler, Sünniler" diyerek çok açık bir biçimde dini ayrımcılık yapmakta olduğunu iddia etti.

Kırcı, açıklamasında şunları kaydetti: "Bugün AKP iktidarı cumhuriyetimizin en köklü kurumu olan Milli Eğitim Bakanlığı'nı Cumhuriyetin tasfiyesinde araç olarak kullanmaktadır. Müfredat programlarımızın önemli bölümünü oluşturan ulusal bayramlarımız yasaklanmaktadır. İstiklal Marşımız, Andımız, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi kaldırılmak istenmektedir. Aslında emperyalizm ile kol kola giren AKP'nin istediği, tarihsel belleği ve ulusal bilinci yok edilmiş birey yetiştirmektir.

Sayın başbakan yeniden bir din tartışması başlatarak buna karşı çıkan kesimleri dindar olmamakla suçlamanın tuzağını kurmaya çalışmaktadır. Unutulmasın ki bu halk, bağımsızlık savaşımızın önderi Mustafa Kemal'e idam cezasının fetvasını veren işbirlikçi Şeyhülislam Dürrizade'yi de iyi bilir, bağımsızlık savaşı için fetva veren yurtsever Ankara müftüsü Rıfat Börekçi'yi de.

Yaşananların, ne kadar kaygı verici olursa olsun Atatürk'e yürekten bağlı olan, Laik Türkiye Cumhuriyeti mücadelesine baş koymuş milyonların kararlılığında en küçük sarsılmaya neden olmadığını biliyoruz. AKP'nin, Atatürk'ün ve Cumhuriyetin kurucu değerlerinin darbelerle ve kanunlarla değil, milyonların sevgisiyle korunduğu gerçeğini tecrübe edeceği yeni bir döneme giriyoruz. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki; Eğitim-İş olarak, AKP'nin bu gerçeği tecrübe edebilmesi için elimizden geleni yapacağız."