Edirne'ye Trak köyü kurulacak

Belediye Başkanı Recep Gürkan, 'Edirne'de Trak köyü kurulması için Sofya Kütüphanecilik ve Bilim Teknolojileri Üniversitesi ile işbirliği yapacağız. Projeyi hazırlayacaklar, finansal desteği biz vereceğiz' dedi.

Edirne'ye Trak köyü kurulacak
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Sofya Kütüphanecilik ve Bilim Teknolojileri Üniversitesinin ‘Güney Avrupa Bilimsel İletişimi, Türkiye ve Bulgaristan İpek Yolu Üzerinde Olan Ülkeler’ konulu toplantısı Edirne’de yapıldı. Kirişhane semtinde bulunan  Sveti Konstantin-Elena Kilisesi salonunda yapılan toplantıya Sofya Kütüphanecilik ve Bilim Teknolojileri Üniversitesi Stoyan Denchev ile birlikte Üniversiteden bilim adamları katıldı. Seminer bitiminde toplantıya katılan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ise yaptığı konuşmada Edirne’de bir Trak köyü kurulması için ilk adımın atılmasını sağladı.

“TRAK KÖYÜ KURABİLİRİZ”

Toplantıya katılan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan yaptığı konuşmada, “Sofya Kütüphanecilik ve Bilim Teknolojileri Üniversitesi Stoyan Denchev benim Rektörüm, çünkü fahri de olsa ben üniversitenin bir fahri doktoruyum. Hem Rektörümüz, hem Üniversite Senatosu’na beni onurlandırdıkları için teşekkür ediyorum.   Diğer taraftan ise  bende Rektör Dancev’in  Belediye Başkanıyım. Çünkü oda Edirne’nin fahri hemşerisi. Sizi burada görmekten son derece mutluyum. Şehirlerin en büyük zenginliği yolları, köprüleri,  binaları değildir. Şehirlerin en büyük zenginliği kültürel zenginliği, ürettikleri sanatlar ve yetiştirdikleri insanlardır. Bazen yetiştiremediğiniz konularda destek alır hemşeri yapar, böylece çok güçlü şehirler meydana gelir. Tabii Türkiye  ve Bulgaristan ilişkileri bir pencere ama Edirne ve Bulgaristan ilişkileri ise bambaşka pencere. Tabii ki her ülke ve bağımsız bir devlet  olarak egemenlik haklarını, sınır haklarını, toprak ve vatandaşlık haklarını kullanıyor ve kullanmalıdır. Ama diğer tarafta Bulgarlar ile Türklerin tarihsel geçmişinin birikiminin Traklardan  bu yana süren ortak davranışlarının azımsanmayacak kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Tarihsel bağlarımız, sosyal kültüreli ekonomik  ilişkilerimiz var ve bu bağları gelecek  nesillere aktarmak  burada yönetici durumunda olan herkesin görevi.

Anladığım kadarı ile Bulgaristan tarafından bir Trak kalesi projesi var. 1,5 yıl önce Edirne’de biraz ticari amaçlı bir Trak projesi yapmak istemiştim ama proje beğenilmeyince rafa kalktı. Şimdi geleceğe bakalım. Bir öneride bulunmak istiyorum. Gelin beraber Edirne’de bir Trak projesini siz yapın ben de finanse edeyim” dedi.

TRAKLAR KİMDİR?

Trakya; Balkanlar’da yer alan Bulgaristan, kuzeydoğu Yunanistan ve Türkiye'nin Avrupa kıtasındaki topraklarının yer aldığı coğrafi bir bölgedir. Bu coğrafi bölgenin önemli dağları Balkan dağ silsilesinin batı uçları (Haimos), Rodop dağ silsilesi ve Istıranca dağlarıdır. Bölgenin nehirleriyse Meriç (Hebros), Tunca (Tonzos), ve Arda (Ardeskos) nehirleridir. Tarımsal anlamda oldukça verimli ovalara sahiptir. Maden yatakları bakımından da bolca miktarda demir yataklarına sahiptir. Bu verimli topraklara Antik Yunanlılar (Rodop ve Istıranca Dağları ve çevresi için) puslu ve karanlık yer anlamında “Trakis” demekteydiler, burada kabileler halinde yaşayan topluluğa da puslu ve karanlık toprakların insanları anlamında “Trak” demişlerdir. İşte bu Yunanlılar’ın tarihçileri olmasa traklar hakkında bu gün pek bir bilgi sahibi olamazdık (Traklar yazı kullanmazlardı). Traklar, Orta Avrupa’nın kuzeyinden kabileler halinde Rodop ve Istıranca Dağları çevresine demir ve çeşitli madenlerini işlemek için kabileler halinde göç ettiler. Trak kavimleri oldukça geniş bir coğrafyada yaşamıştır. Kuzey batı Anadolu’da yaşadıkları bilinmektedir (Bithynler ve Phyrgyalılar). Traklar yeni yerleştikleri topraklarda demir madenini savaş aletlerinde kullanarak yenilmez birer savaşçılara dönüştüler. Kendi birliklerinin yanı sıra dönem dönem Greek orduları ve Roma ordularında paralı asker olarak görev yaptılar. Traklar’da tarım ile uğraşmak aşağılık bir işti, bir Trak asla toprakla uğraşmaz soyluluğun simgesi olan askerlik mesleğini icraa ederdi. Lakin Traklar cesur, savaşçı ve yayılımcı olmalarına karşın bir birlik oluşturamamışlardır. Bunu Herodotos (Historia,V, 3) isimli kitabında şöyle anlatıyor: “Yeryüzünde, Hintliler’den sonra, en kalabalık olanlar Trakya’lılardır; bir tek adamın komutasında ya da tek iradeyle hareket etseler, hiç yenilmez ve bence, ulusların en güçlüsü ve en kalabalığı olurlardı. Ama onlar için imkânsızlık buradaydı ve bu birlik hiçbir zaman kurulamadı; bunların zayıf yerleri burasıdır.” demektedir. Strabon kendi döneminde bütün Trakya’da 22 adet Trak kabilesinin yaşadığını belirtmekte ve bir savaş anında 50.000 süvari ile 200.000 piyadeden oluşan bir güç gönderebildiklerini aktarmaktadır. Günümüzde Traklar’ın yaklaşık olarak 36 boydan oluşan bir halk olduğu kabul edilmektedir. Traklar dini açıdan ezoterik bir inanç sistematiğine bağlıydılar. Yapılan ritüeller gizliliği ve ergenliği gerektirmekteydi. Dionysos kültüne ve Orphik rite bağlı kalmışlar, bazı kabileler de Greek Tanrılarına tapınım görülmüştür. Traklar reenkarnasyona inandıkları için cesetlerini çoğunlukla yakar ve küllerini urne kabına (pişmiş topraktan yapılan ayaklı vazo) saklayarak toprak altına gömerlerdi. Bu dünya da kirlenen vücut kramasyon ile arınarak yeniden doğuşa hazır hale gelmekteydi. Bu dünyada yeniden doğuşa engel olmasından korkulan her objeden uzak dururlardı. Bunlardan biri de yazı, yazıyı arınmalarına engel bir obje olarak gördüklerinden kullanmazlardı (Greek koloni şehirleriyle sıkı ilişkiler içinde olan kıyı kabileleri ticaret alışverişleri esnasında o bölgede kullanılan yazı örneklerini kullanmışlardır). Traklar’ dan günümüze kültürel anlamda sadece şef mezarları (Tümülüsler) ve Ana Tanrıça kültünü yansıtan Dolmenler gelebilmişlerdir. Doğu Trakya’da yaşayan Trak kabileleri varlıklarını Roma döneminin ortalarına kadar kısmen de olsa devam ettirmişlerdir. Geç Roma ve Bizans dönemi ile birlikte Traklar tarih sahnesinden kaybolmuşlar ve diğer topluluklarla birlikte Bizans İmparatorluğu’nun içerisinde asimile olmuşlardı. (Kaynak. Hakan Akıncı)

Özlem Ceylan