'Edirne Türkiye'nin incisi'
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de her 100 bin hastaya 160 doktor ve 200 hemşire ebe düştüğünü belirterek, "Sağlık çalışanlarının iş yükü yüksek" dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sağlık çalışanları ile bir araya geldi. Sağlık çalışanlarının üzerinde iş yükünün çok fazla olduğunu, bu yükü azaltmak için çalışma yaptıklarını ancak bazı meslek kuruluşlarının buna karşı çıktığını ifade eden Akdağ, ''Bu meslek kuruluşları, on yıllarca öyle bir iki senede değil, Türkiye'de sağlık çalışanı, doktor, hemşire sayısı artmasın diye mücadele verdi'' dedi.
"YENİ KADROLAR AÇIYORUZ"
Türkiye'deki sağlık çalışanlarının sayısını, Dünya Sağlık Örgütü'nün Avrupa bölgesindeki 53 ülke ile kıyaslayan Akdağ, şöyle devam etti: ''Bu 53 ülkede her 100 bin kişiye toplamda 360 doktor düşmekte. Türkiye'de her 100 bin kişiye 160 doktor düşüyor. Bu doktorların iş yükünü kat kat artırıyor. Yine aynı Avrupa bölgesinde her 100 bin kişiye 700 kişi ebe hemşire düşmektedir. Türkiye'de her 100 bin kişiye 180-200 hemşire, ebe düşüyor. Ne oluyor bu sefer Türkiye'de sağlık çalışanlarının iş yükü çok büyük. Meslek birlikleri, sayılar artmasın diye yıllarca mücadele verdi. Şimdi yeni kadrolar alıyoruz, kadro açıyoruz, üniversiteler telaşla itiraz ediyor. Bu kadar yükü hemşirenin, ebenin, sağlık çalışanlarının sırtına neden vuralım.
Efendim bu sayıların artırılması sağlık çalışanının iş gücünün ucuzlatılması anlamını taşıyormuş- Bu kadar, hakikaten öngörüşsüz bir iddia olamaz. Allah'a şükür biz dünya ülkesiyiz. Biz yılda yüzde 9'a yakın büyüyen bir ülkeyiz. Dünyanın en hızlı ekonomisi büyüyen ülkeler arasındayız. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde 150-200 bin sağlık çalışanına, 70-80 bin doktorumuz rahatça kamuya girecek gücümüz var.''
"EKİP ÇALIŞMASI OLDU"
Akdeniz Üniversitesinde gerçekleştirilen yüz naklinin bir ekip çalışması olduğunu vurgulayan Akdağ, şunları kaydetti: ''Antalya'da çok değerli doktorlarımız, ekibimiz bir organ nakli gerçekleştirdiler. Yüz nakli, iki kol nakli birden yaptılar. Burada müthiş bir ekip çalışması var. Yüz, kol ve bacaklar vefat etmiş bir kardeşimizden alındı. Organları bağışçıdan alan arkadaşlarımız bir defa en büyük işi yaptılar. Onlar bu işin isimsiz kahramanları. Hiç kimse onlardan bahsetmiyor. Sadece nakli yapan ekibin büyük başarısından bahsediyoruz. Ama bu bir ekip çalışması. Sonra bu organlar alındı. En hızlı biçimde ulaştırılması gerekiyordu. Başarılı olabilmek için organların en taze haliyle ulaştırılması gerekir. Hava ambulansımız devrede. Anında organlar alındı ve yerine getirildi. Bu bir ekip çalışması. Bu ameliyatlar çok pahalı ameliyatlar. Bugün binlerce karaciğer, böbrek ve diğer organlar vatandaşlarımıza tam bir adalet içerisinde, yoksul, zengin ayırt edilmeksizin takılıyor. Tamamen bedava yapılıyor. 5 kuruş alınmadan..''
"HER GÖRDÜĞÜMDE HEYECANLANIYORUM"
Bakan Akdağ, Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi'ye yaptığı ziyarette de Selimiye Camisi'ni her gördüğünde heyecanlandığını belirterek, ''Bence gençlerimiz ve çocuklarımız kentteki tarihi dokuyu mutlaka ziyaret etmeli''diye konuştu. Edirne'nin Türkiye'nin incisi bir şehir olduğunu, kentte müthiş bir tarihi dokunun yer aldığını ifade eden Akdağ, şöyle devam etti: ''Hiç bir ziyaretimde Selimiye'ye doymadım. Selimiye'yi görmemek bir insan için büyük bir kayıptır. Müthiş bir tarihi, mimarı yapı ama sebebini bilmiyorum, ben Selimiye'yi her görüşümde heyecanlanıyorum. Açıkçası hiç bir ziyaretimde Selimiye'ye doymadım. Bunu her vatandaşımızın görmesi lazım. Bu tarihi dokuya sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum.
Edirne'de müthiş bir tarihi doku var. Belki burada yaşayan vatandaşlarımız bunun farkında değil. Elbette yurt dışından gelenler tarafından ziyaret ediliyor burası ama bence önce kendi gençlerimiz ve çocuklarımı bu tarihi dokuyu mutlaka ziyaret etmeli. Çanakkale'ye kadar gelipte Edirne'ye gelmemek bana göre büyük bir ayıp, tur şeklinde düşünmek lazım. Bizi Çanakkale'ye getiren, oradaki ruha taşıyan tarih Edirne'den başlıyor.''
Bakan Akdağ, belediyelerin içme suyu başta olmak üzere çevreyle ilgili işlemler hususunda önemli görevler yaptıklarını belirtti. İçme suyunun sürekli olarak kontrol edilmesinin özellikle su yoluyla bulaşan hastalıkları önleme açısından önemli olduğunu ifade eden Akdağ, ''Türkiyede bu anlamda sağlıkta dönüşüm programıyla çok büyük mesafe aldık. Sağlıkta dönüşüm programından önce yılda 30 bine yakın tifo vakası görülürdü. Bunların önemli bir bölümü suyla bulaşırdı. Türkiye'de son 4 yıldır şükürler olsun önemli hiçbir salgın görmedik. Mevzi olarak çok küçük problemler çıkabiliyor bunlarda norovirüs dediğimiz oldukça dirençli virüsler, bunlar batılı ülkelerde de görülebilen küçük olaylar olarak karşımıza çıkabiliyor. Türkiye bu meseleyi büyük ölçüde aşmıştır.'' dedi.
"HALKA HİZMET GÖTÜRMEK SİYASETİN GÖREVİ OLMALIDIR''
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, siyasetin görevinin, milletin imkanlarını millete döndürmek olması gerektiğini söyledi. Bakan Akdağ, Edirne Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nin açılışında yaptığı konuşmada, iktidarda olmanın insanlara hizmet edebilme fırsatı vermesi açısından büyük bir nimet olduğunu söyledi. Kendilerinin, bunu insanlara hizmet nimeti olarak gördüklerini ifade eden Akdağ, şöyle devam etti: ''Anlayışımız başından beri böyledir, bundan sonra da böyle olacak. Siyasetin görevi milletin imkanlarını millete döndürmek olmalıdır. 75 milyonu birbirinden ayırt etmeksizin ülkenin dört bir tarafında millete hizmet etmek, halka hizmet götürmek siyasetin görevi olmalıdır. Siyaset on yıllar boyu Türkiye'de polemik yapmak, birbiriyle didişmek, son zamanlarda kürsü işgal etmek anlamlarında kullanılmıyor değil. Ama bu çok yanlış bir şey, ister muhalefette olsun ister iktidarda olsun siyasetin adı hizmet olmalıdır.'' Ağız diş sağlığı hizmetleriyle ilgili istatistiklerin geçmişle kıyaslanmayacak ölçüde artışta olduğunu ifade eden Bakan Akdağ, şunları kaydetti:
''Çünkü gerçekten ağız diş sağlığı hizmetleri kamuda bizden önce 'verilmiyordu' denilebilir. Az sayıda diş hekimiyle, az sayıda diş üniteyle bu hizmetler veriliyordu. Nadiren çekim yapılırdı, onun dışında vatandaş dışarıya sevk edilirdi, 'git parayı ver hizmetini al' gibi... Bugün gıpta edilecek hizmetler verilen merkezler oluşturduk. Bu merkezlerde yüreği insan sevgisiyle dolu olarak, Türk halkına hizmet eden sağlık çalışanlarına şükranlarımı ifade ediyorum. Onlar bu dönüşümün ruhunu çok iyi anladılar, kavradılar. Artık sağlık çalışanları sağlıkta dönüşümü sahiplenmiş kişilerdir.''
"400 YATAKLI HASTANE YAPILACAKTIR"
Tüm alanlarda olduğu gibi sağlıkta da hizmetlerin gelişerek devam edeceğini anlatan Akdağ, yakın zamanda Edirne'de 400 yataklı hastanenin başlayacağı müjdesini verdi.
Bakan Akdağ, Edirne'de yapılacak hastanenin 3 yıl içinde tamamlanacağını, Keşan'da da 150 yataklı hastane yaptırdıklarını, kentteki aile sağlığı merkezlerinin de yenileceğini anlattı. Açılışın soğuk bir havada gerçekleştiğini ancak kendisinin Erzurumlu olduğunu anımsatan Akdağ, bu soğuğun kendisine bahar havası gibi geldiğini sözlerine ekledi.
Daha sonra 2 bin 738 metre kare arsa alanı, 3 bin 600 metre kare kapalı alanı bulunan Edirne Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nin açılışını yapan Bakan Akdağ, merkezi gezerek yetkililerden bilgi aldı. Bakan Akdağ, buradaki incelemelerinin ardından AK Parti Edirne İl Başkanlığına geçti.
"DELİ DANA GÖRÜLMEDİ"
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ''Türkiye'de bugüne kadar deli dana hastalığı görülmedi'' dedi.
Bakan Akdağ, Edirne'de AK Parti İl Başkanlığı'nda partililere hitaben yaptığı konuşmada, AK Parti olarak her zaman vatandaşa en iyi hizmeti sunmak için çalıştıklarını söyledi. Türkiye'de gerginliklere asla prim vermeyeceklerini ifade eden Bakan Akdağ, muhalefet partisinin ülkede gerginlik oluşturmak istediğini belirtti. Mecliste içtüzüğü değiştirerek, işlerin daha da hızlı yürümesini ve vatandaşlara daha hızlı hizmet vermek istediklerini anlatan Bakan Akdağ, şunları kaydetti: ''Gerginlikten kim ne hayır görmüş ki, ana muhalefet partisinin grup başkanvekilleri başta olmak üzere kürsüyü işgal ediyorlar. Gittiniz meclisin kürsüsünü işgal ettiniz, meclisin çalışmalarını engellediniz. Bundan millete bir hayır gelir mi- Biz ne yapmak istiyoruz içtüzüğü değiştirmekle, mecliste işler biraz hızlı yürüsün ya. Meclis ucuz polemiklerle vakit geçirilen siyasetçilerin kendini tatmin ettiği bir mekan olamaz. Meclis insanlarımızın ihtiyaçlarına yönelik kanunları süratle çıkarılması gereken bir yerdir. Bir kanunun 2 saatte geçirilemediği meclisten hangi işi yapabilirsiniz, AK Parti olarak meclis hızlı çalışsın ve vatandaşın işi görülsün istiyoruz. Sağlık Bakanı olarak benim ihtiyacım var. Önümüzdeki dönemde hiç değilse 100 maddeyi, 200 maddeyi size hizmet etmek için meclisten geçirmem lazım. 2 saatten sayın 400 saat eder. Nereden bulacağız bu zamanı- Milletin işini ne zaman yapacağız. Elbette ki bizim maksadımız muhalefetin konuşmasını engellemek falan değil. Ama ihtiyaç mesafesinde yapalım bunları. İhtiyacı aşırırsak millete hizmet etmiş olmayız.''
"TÜRKÇE BİLECEKLER"
Bakan Akdağ, AK Parti'deki konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin ''Türkiye'de yabancı uyruklu doktorların çalışması konusunda çıkarılan yönetmelikle'' ilgili bir sorusunu Bakan Akdağ, şöyle yanıtladı: ''Bir yönetmelikle kurallarını belirliyoruz. Türkiye'de çalışacak yabancı uyruklu hemşireler veya doktorlar Türkçe bilecekler. Türkçe bilmeleri için gerekli olan sınavlara girecekler. Bu sınavı TÖMER'e yaptırıyoruz. Buradan başarılı olduklarını kanıtladıktan sonra, diplomalarının denkliklerini YÖK'e belgeletecek. Bu ikisini yaptıktan sonra doktorluğa engel bir durumu yoksa Türkiye'de çalışma izni vereceğiz. Ancak bir yabancı uyruklu kişinin devlet memuru olarak çalışması mümkün değil. Fakat özel sektörde o ihtiyacı karşılayabilecek''