'Doktorlar mutlu değil'

TÜ Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yahya Çelik, "Son aylarda aile hekimlerine nöbet uygulaması, özellikle üniversitelerde sadece tıp fakültesi öğretim üyelerine tam gün yasası ile muayenehane açma yasağı uygulanması ve tabii ki sağlıkçılara yapılan şiddet olayları profesöründen hastabakıcısına dek bu zincirde çalışan paydaşlar arasında üzüntüye neden olmaktadır" dedi.

'Doktorlar mutlu değil'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

TÜ Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yahya Çelik, Edirne Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rahmi Cinokur’a yaptığı açıklamada, son aylarda Aile Hekimlerine yönelik nöbet uygulamasının başlatıldığını söyledi.

Bu uygulamanın yanlış olduğunu vurgulayan Çelik, “Son aylarda aile hekimlerine nöbet uygulaması, özellikle üniversitelerde sadece tıp fakültesi öğretim üyelerine tam gün yasası ile muayenehane açma yasağı uygulanması ve tabii ki sağlıkçılara yapılan şiddet olayları profesöründen hastabakıcısına dek bu zincirde çalışan paydaşlar arasında üzüntüye neden olmaktadır” dedi.

DAHA ÇOK HASTA DAHA ÇOK PARA

Eski Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ zamanında başlanılan sağlıkta dönüşüm paket ile hastası ve sağlık çalışanlarının memnuniyetine dayalı bir sistem beklerken ‘’daha çok hasta daha çok para’’ şeklinde tanımlayacakları bir dönüşüme geçildiğini vurgulayan Çelik, tıp eğitimleri döneminde kendilerine “hastayı dinlendikten ve muayene ettikten sonra bir tanınız yoksa istediğiniz kadar modern ve ileri tetkik isteyin tanıyı koyamazsınız’’ öğretisinin anlatıldığını vurguladı.

Bugünkü sistemde bu kadar az zamanda hastayı ne dinleyebilirsiniz ne de muayene edebilirsiniz” diyen Çelik, şöyle devam etti:

Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde hizmet ağırlıklı olarak günde 70-100 hasta muayene eden uzmanlar, ne hastaya tam olarak faydalı olabilmekte ne de kendilerini mutlu hissetmektedirler. Bu tempo ile uzman doktor bir hastaya 5 ila 7 dakika ayırabilmektedir. Bu kadar kısa sürede hastanın yakınmasını bile öğrenmek zorken nasıl muayene edeceksiniz. Dolayısıyla doktorlarımız hastalara gereksiz laboratuar (kan- idrar tahlilleri) ve radyolojik ( tomografi, emar vs.) tetkikler istemektedir. Ellerinde torbalarca tetkikler ve filmler olan hastalar kendilerini dinleyecek, muayene edecek hekimler aramaktadırlar. Maalesef bu süreçte var olan hastalığı ilerleyenler, geç tanı konan kanser vakaları görülebilmektedir.

Bu yoğunlukta tatmin olmayan hastalar tarafından sözlü ve fiziksel şiddeti de bu işin cabası olmuştur.

Sağlık sisteminde performansa dayalı ek ödeme sistemi uygulanmakta olup ne kadar işlem o kadar para fehvasınca gereksiz kan tahlilleri, radyolojik tetkikler istenmektedir. Edirne’ de bir yılda kişi başına doktora başvuru sayısı ortalama 9-10 olacak şekildedir ve bu durum sağlıkta ilerleme varmış gibi yansıtılmaktadır. Oysaki problemi çözülemeyen hasta aile hekimine, devlet hastanelerine ve son olarak da ileri merkez olarak üniversite hastanelerine başvurmaktadır.

Çözüm olarak aile hekimlerinin koruyucu sağlık sisteminde etkin hale gelmeleri, hasta haklarını korumak adına bir hastaya en az 20-30 dakikanın ayrılacağı bir hastane sistemidir.”