'Çiftçi borç batağında'

Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Okan Gaytancıoğlu, "2003 sonrasında uygulanan politikalar ile Türkiye tarımı tam anlamıyla bir çöküş yaşamaktadır"

'Çiftçi borç batağında'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Okan Gaytancıoğlu, Edirne Haber Gazetesi’ne 2013 yılının değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’nin, üretemeyen, çiftçisi borç batağında olan mutsuz bir ülke olarak tanımlayan Gaytancıoğlu, “2003 sonrasında uygulanan politikalar ile Türkiye tarımı tam anlamıyla bir çöküş yaşamaktadır” dedi.

Devletin tarım piyasalarına neredeyse hiç müdahale etmemesi, piyasada oluşan ürün fiyatlarının neredeyse son 10 yıldan beri aynı düzeylerde kalması bunun yanında başta mazot ve gübre olmak üzere birçok tarımsal girdi fiyatlarının çok yükselmesi maliyetleri daha da yükselttiğini ifade eden Gaytancıoğlu, bu dönemde tarım piyasalarının özelleştirme ile el değiştirmesinin çiftçileri mağdur ettiğini söyledi.

Göç nedeniyle ekilmeyen, ekilse de ekonomik olmayıp maliyetleri bile karşılayamayan nedenlerle 3,5 milyon hektar alandan ötürü Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde ilk defa saman ithal ettiğini anımsatan Gaytancıoğlu, “Tarım ürünleri ithalatı normal kabul edilir hale gelmiş, Türkiye yıllardır öğündüğü tarımsal ihracat fazlasında artık net ithalatçı bir konuma düşmüştür. 1987 yılında canlı hayvan ve et ithalatını “deli dana” hastalığı nedeniyle yasaklayan ve DTÖ görüşmelerinde % 250 gibi çok yüksek bir gümrük vergisiyle korumaya aldığımız bu sektörde 2011-2013 yılları arasında 4 milyar $’lık ithalat yapılmıştır. Hemde yapılan ithalattan ötürü gümrük vergileri sıfıra kadar çekilmiştir” diye konuştu.

Gaytancıoğlu, şöyle devam etti:

Devlete ait araştırma enstitüleri işlevlerini yerine getiremez hale gelmiş, Devletin sahip olduğu tarım işletmeleri yok pahasına özel sektöre uzun yıllar karşılığında kiralanmıştır. Devletin tarıma sağlayabildiği finansman yetmediğinden çiftçiler borçlanarak finansman temin etme yoluna gitmişler ve düşük fiyatlar buna karşın yüksek maliyetler karşısında borçlarını ödeyemez duruma gelmişlerdir. Türkiye’deki çiftçilerin birçoğu borçlu değil borç batağındadır. Yani borcunu nasıl çevireceğini planlamaktan, üretimi planlayamaz hale gelmişlerdir. Çiftçiler çareyi arazilerini satmakta bulmaktadırlar.

Tarımsal desteklemelerin yetersizliği üreticileri kredilere yöneltmiştir. Devletçe 2012 yılında destekleme olarak dağıtılan yılda yaklaşık 8,5 milyar TL’nın 4 katı yani 34 milyar TL üreticilere kredi olarak kullandırılmıştır.

Küçük üretici ürettiği ürünleri değerine satamamakta, elde ettiği gelirle borçlarını çeviremeyip tarlasını traktörünü satmak zorunda kalkmaktadır. Toprağını bankaların ipoteği altında işletemeyen çiftçiler maalesef haciz baskısı altında topraklarını elden çıkarmaktadırlar.

Sonuç olarak Türkiye’de tarımdaki çöküş, uygulanan politikalar sonucunda hızla devam etmekte, çifti üreterek batmakta, üreterek borçlanmaktadır. Türkiye tarımında uygulanabilecek bilinçli ve tutarlı tarım politikaları, yeniden üretici bir ülke olmamızı sağlayabilir. Burada yapılacak en önemli şey tarımsal desteklemelere daha fazla kaynak ayırmaktır.”