'Bu nasıl Tahaffuzhane!'
Kapıkule Veteriner Sınır Kontrol noktası Müdürlüğü (Tahaffuzhane) ahırlarında bakımsızlıktan, açlık ve susuzluktan yaşamlarını yitiren hayvanlar hastalığa davetiye çıkarıyor.
Bir hayvan tüccarının hayvanlarına bakmak için gittiği Tahaffuzhane'de gördüğü manzara karşısında adeta şok geçirdiği ve içeriye sokulmadığı öğrenilirken gazetecilerin görüntü alma çabalarına da yetkililer engel çıkardılar. Ellerinde bıçakla gazetecilerin üzerine yürüyen tahaffuzhane çalışanları gazetecileri engellemeye çalıştılar. Her yer hayvan leşleri ile dolu olan Tahaffuzhanede ölüm adeta kol geziyordu.
GAZETECİLERE GÖRÜNTÜ YASAĞI
Olayı duyan bazı gazeteciler Tahaffuzhaneye giderek fotoğraflamak istediler. Ancak öncelikle Tahaffuzhane çalışanlarının engeli ile karşılaşırken şişen ve organları dışarı çıkan hayvanları yerlerde görünce adeta şok geçirdiler. Çevreye yayılan koku ise adeta burunların tıkanmasına neden olurken gazeteciler daha fazla vahşete dayanamayıp oradan uzaklaştılar.
Konu ile ilgili bilgi almak isteyen gazeteciler ise yetkililere ulaşılamadı.
Sözlük anlamı "sefer sırasında, yolcu ve gemi adamları arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların sağaltılmaları için büyük limanlara yakın kıyılara kurulmuş sağlık kuruluşu. Karantina Evi" olan Tahaffuzhane'ye getirilen büyük ve küçükbaş hayvanlar burada veteriner kontrollerinden geçtikten ve bakımları yapıldıktan sonra ahırlara alınarak belirli süre karantinada tutuluyor. Bir hayvan tüccarının ihale yoluyla aldığı hayvanlarını görmek ve beslemelerini yapmak için tahaffuzhaneye geldiğinde karşılaştığı manzara karşısında yaptığı iddialar ise adeta ürkütücü boyutta. Hayvan sahibi şahıs, Tahaffuzhanede hayvanlara bakılmadığını, yemlerinin sularının verilmediğini ve veterinerlerin kontrol etmediği iddialarında bulunarak, hayvan barınaklarında dev gibi farelerin gezdiğini, hatta küçük ve büyükbaş hayvanlara saldırdıklarını söylüyor.
"BAKIMSIZLIKTAN ÖLÜYORLAR"
İl Genel Meclisi Tarım Komisyonu Başkanı Erdal Akgün ve Komisyon üyesi Aslan Kıyunat olaya el koyarak, konuyu hem meclise taşıdılar hem de yetkililerin dikkatini çekmeye çalıştılar. Dünkü meclis toplantısında konuyu meclis üyelerine anlatan AKP Meclis ve Tarım Komisyonu üyesi Aslan Kıyunat, Kapıkule Gümrük Sahası içinde bulunan Edirne Tahaffuzhane ve Gümrük Veteriner Müdürlüğü'nde gümrükten gelen hayvanların bakımsızlıktan öldüğünü, hayvan ölülerinin de günlerce tahaffuzhaneden alınmadığını söyledi
İl Genel Meclis üyesi Arslan Kıyunat Kapıkule Gümrük Sahası içinde bulunan Edirne Tahaffuzhane ve Gümrük Veteriner Müdürlüğü'nde gümrükten gelen hayvanların bakımsızlıktan öldüğünü, hayvan ölülerinin de günlerce tahaffuzhaneden alınmadığını söyledi.
"HAYVANLARA YAPILAN EZİYETTİR"
Tahaffuzhanede gümrükten gelen hayvanlara eziyet edildiğini dile getiren Arslan Kıyunat, "Kapıkule Tahaffuzhanesinde olan hadiseleri anlatmak gereği duydum. Kapıkule'den gelen ithal hayvanların Edirne esnafından bir kişi tarafından satın alındığı ve satın alınan hayvanların satış tarihine kadar orada bakılacağı tahaffuzhanede beslenip bakılacağı devlet tarafından bu tahaffuzhane bu amaçla kuruldu. Hayvanların bakımının yapılarak beslenmesi için kurulan bir yer. Fakat şahıs on gün süre almış, hayvanlar mecburi kesime girmesi gerekiyor. On gün süre içinde yemini, suyunu ilk haftada götürmüş. Gittiğinde bir kaç kuzu bir kaç küçükbaş hayvanın öldüğünü gördüğünü söyledi.
60 - 70 kuzu almış büyükbaş hayvanlardan da bir kısmı orada duran şahıs, kendi çiftliğinde bakıp yedi emin olarak alıyormuş, bir kısmını da devlet. İndi - bindi yaparken dişisini erkeğini ayırıyor ve orada kalıyor. Bunlar toplu halde satışa sunuluyor. İkinci kez bugün gidiyor ve adam diyor ki, "Mendil bağladım yüzüme, hayvanlara yem vermeye giremedim. Üç tane iki tane büyükbaş hayvan ölmüş ve kanları üzerinden akıyordu". Burası bir tahaffuzhane.
Çürümüş, kurt atmış hayvanı o güne kadar orada tutan kimdir, mesuliyeti kimin üzerindedir. Burası devletin bir bakım yeri değil midir? Hiç mi oraya girmediler? Burada mesulü kim? Sayın valimizin de tahmin ediyorum haberi yoktur. Burayı denetim altına alınması veya bizler tarafından bir daha gidip incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Adam, hayvanlar arasında bir metreye yakın pislik var diyor, bunları da atmıyorlar. O mallar orada pislik içinde duruyor. Durduğu da tespit edilmiş. Bunlar satışa hazırlanana kadar duruyor bilgilendirmek istedim. Bu bizim ayıbımız, hayvanlara yapılan eziyettir. İnsanlar buradan nasipleniyorsa aldığı emeğin karşılığını vermesi gerekir" dedi..
"EDİRNE, KAPIKULE VE TÜRKİYE'YE YAKIŞMAYAN BİR OLAYDIR"
CHP Üyesi Mehmet Al'da bu anlatımlar karşısında , "Bu bir suç duyurusudur. Savcılığın harekete geçmesi gerekir" yorumunu yaptı.
CHP Grup Başkanı ve Tarım Komisyonu başkanı olan Erdal Akgün'de , "Eski dönemdeki arkadaşlarımız bu tahaffuzhane müdürlüğüne atanan müdüre burada bir CHP Grubu olarak karşı çıkmıştık. Torpille insanların burada olmaması gerektiğini söyledik. Bu işin ehli insanların oralarda görev yapması gerektiğine dair kayıtlarda da vardır. Ben bu kürsüden çıktım konuşma yaptım. Torpille atanan, işin ehli olmayan insanları bir yerlere getirdiğimizde bu iş böyledir. Hayvanların durumuna gelince, biz komisyon olarak geçtiğimiz aylarda rapor hazırlamıştık. Oranın içinden çıkılmaz bir hal olduğunu belirtmiştik. Erkek hayvan diye damızlık dişi hayvanlar getirildiğinde olayın savcılığa intikal ettiğinden dolayı o hayvanların TIR'da bir iki üç gün bekletildiği ve nasıl su içebilir imkansız. Adli olaydan dolayı orada bekletildiğini komisyon raporumuzda belirtmiştik. İnanın orada gördüğümüz hayvanlar tamamen bir deri bir kemik kalmıştı. Üç dört gün TIR'da bekliyor ve hiç kimse bir şey yapamıyor. İthalatta yapılan yanlışlıklardan dolayı olay adliyeye intikal ettiğinden hayvanların durumu yürekler acısı. TIR'da değil orada boş duran ahırlar var orada bekletilse?!.. İnsanların ne kadar rahat yaşam hakkı varsa hayvanların da var. Gerçekten Edirne, Kapıkule ve Türkiye'ye yakışmayan bir olaydır."dedi.