'Batı Nil Virüsü'ne rastlanmadı'

Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mustafa Talha Sütçü hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte oluşabilecek kene vakaları ve sivrisinek sokmalarına bağlı olarak gelişen ‘Batı Nil Virüsü' ile ilgili açıklamalarda bulundu.  Başhekim Talha Sütçü, bilinen bir tedavisi olmayan nörolojik rahatsızlıklara neden olan Batı Nil Virüsü'nün Edirne'de görülmediğini söyledi.

'Batı Nil Virüsü'ne rastlanmadı'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

“Hayvancılık ve tarımla uğraşanların hastalığı olarak bilinir”

Kenelerin soğukta yaşama şansı az olduğu için kendini korunaklı bölgelere aldıklarını,yaz aylarında ise kene vakalarının görülmesi ve artmasının normal bir şey olduğunun altını çizen Başhekim Sütçü;

“Trakya bölgesi hayvansal işlerin yoğun olduğu bir bölge olduğu için buralarda görülme oranı daha yüksektir. Kene kırsalda kendisine daha çabuk yer edinir. Kene, kırsalda hayvancılık ve tarımla uğraşanların hastalığı olarak bilinir. Buradaki esas bilinmesi gereken kene vakalarında hangi durumda sıkıntı ve riskin ortaya çıktığıdır” dedi.

“İlk uyaran ateş”

Kene hastalığına karşı vatandaşlara uyarılarda bulunan Hastane Başhekimi Sütçü; “Kırım Kongo ortaya çıktı, zamanında bu hastalıktan ölümler de oldu. Acile kene vakası ile gelen hastada ilk olarak yapılacak uygulama keneyi ayakları içeride kalmayacak şekilde çıkarmak oluyor.İlk etapta her hangi bir kan tahlili gerekmiyor. Fakat kene olayından 2 gün sonra eğer zararlı ise yavaştan grip, ateş, halsizlik, bulantı, kusma gibi durumlar ortaya çıkıyorsa mutlaka tekrardan bir acile gelmesi ve 2 gün önce kene ısırdığını söylemesi gerekiyor. Kanama bozukluğu sorunu karşımıza çıkabiliyor. Gözlerde kanamalar, vücutta benek benek noktasal kırmızı renkler ve döküntüler oluşması,idrarda ve ya büyük abdestte kanama gibi tablo ortaya çıktığı zaman araştırılması gerekiyor demektir. Bu gibi durumla karşılaştığımızda hastaları yatırıyor ve tedavisine başlıyoruz. Kısacası kene ısırdıktan 2 gün sonra ateş ortaya çıkıyorsa ne olursa olsun vatandaşların mutlaka doktora başvurmalarını öneriyoruz” açıklamasında bulundu.

“Ayrım yapmak için bazal kan tahlili yapıyoruz”

Vücut direnci düşük olan kişilerde hastalığa yakalanma riskinin daha fazla olduğunu dile getiren Başhekim Sütçü; “Edirne’de keneden hastaneye başvuranlar oluyor. Normalde köylerde vatandaşlar keneyi kendisi de çıkarıyor. Fakat halk bu Kırım Kongo konusunda oldukça bilinçlendiği için gelip sağlık kuruluşunda çıkarttırıp kontrolünü yaptırıyor. Bazen kişilerin kene vakası ile aynı anda başka hastalığı da olabiliyor. Bu ikisinin ayrımı için bazal kan tahlillerini de yapıyoruz. Normalde kene çıkarıldıktan sonra kan alınabilir de alınmayabilir de. Kenelerin kuluçka dönemi var. Hastanın vücuduna yerleşme süresi 2 gündür bunun için ilk başvuruda alınan kanın pek fazla önemi olmaz” ifadelerine yer verdi.

2 gün sonra oluşacak riski

Hastanın keneye karşı bilinçli olmasının çok önemli olduğunu söyleyen Sütçü; “O an vatandaş köyde keneyi kendisi çıkarsa bile 2 gün sonra ortaya çıkabilecek bir riski göz önünde bulundurması önemli rol üstlenmektedir” dedi.

“Tehlikeli durumla karşılaşmadık”

Başhekim Mustafa Talha Sütçü, acil servise başvuran sayısında geçen yıla göre çok önemli bir atış olmadığını ve tehlikeli bir durumla karşılaşmadıklarını söyledi.

Halkın kene konusunda bilinç kazandığını söyleyen Sütçü, bu hastalığa özel ekipman ve personelin olduğunu gözlemlerin yapıldığını belirtti.

“Bağışıklık sistemi düşük olanlarda risk daha yüksek”

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da görülen Batı Nil Virüsü ile ilgili de açıklamalarda bulunan Sütçü; kene vakalarında olduğu gibi sivrisineklerin de taşıyıcı olduğunu söyledi.Bağışıklık sistemi düşük olan kişilerde daha etkili olduğunu söyleyen Hastane Başhekimi Sütçü;“sinek; hastalığı olan, bağışıklık sistemi düşük kişilerle muhatap oluyorsa bunlarda hastalık oluşturma oranı çok yüksek olur. Virüs sivrisinek ısırığı ile bulaşıyor. Nörolojik hastalıklara ve nadiren de olsa ölüme yol açabiliyor. Özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerin dikkatli olmasında fayda var. Birçoğumuzun vücut direnci kuvvetli olduğu için diğerlerine hastalık yapan şey bize yapmaz. Yoksa herkesin hastaneye başvurması gerekirdi” dedi.

Özlem Ceylan