Çanakkale'de gelecekte su sıkıntısı yaşanmaması için sıkı tedbirler uygulanacak

Çanakkale'deki barajlarda gelecekte su sıkıntısı yaşanmaması için bazı tedbirler uygulanacak.

Çanakkale'de gelecekte su sıkıntısı yaşanmaması için sıkı tedbirler uygulanacak
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Sonbahar ve kış mevsimlerinde aşırı kuraklığın yaşandığı Çanakkale, nisan ayında yağış alsa da kentin içme ve kullanma suyu ihtiyacının karşılandığı, 54 milyon 115 bin metreküp kapasiteli Atikhisar Barajı'nda geçen sene bugünlerde yüzde 100'e yaklaşan doluluk oranı, bu yıl yüzde 52 ölçüldü.

Tarımsal sulama amaçlı kaynaklardan Ayvacık Barajı'nda doluluk yüzde 70, Bakacak Barajı'nda yüzde 16, Lapseki Bayramdere Barajı'nda yüzde 72, Bayramiç Barajı'nda yüzde 62, Gökçeada Zeytinliköy Barajı'nda yüzde 72, Biga Taşoluk Barajı'nda yüzde 29, Gelibolu Tayfur Barajı'nda yüzde 37, Umurbey Barajı'nda yüzde 65 olarak kaydedildi.

Belediye Encümeninin mart ayı başında alarak duyurduğu kısıtlayıcı tedbirlerin tarımsal sulamayı kapsayacak şekilde genişletilmesi ve tasarruf çağrılarıyla riskin azaltılması amaçlanıyor.

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, geçen yıl ekim ayında başlayan "su yılı"nda şu ana kadar merkez ve ilçelerin çok az yağış aldığını söyledi.

Ay sonuna kadar önemli miktarda yağış düşmemesi durumunda kısıtlamalara gideceklerini belirten Gökhan, şöyle konuştu:

"Nisan sonuna kadar ciddi yağışlar olmazsa ki biraz zor gibi gözüküyor, o zaman özellikle sulamada bazı kısıtlamalar olacak çünkü bizim barajımız (Atikhisar Barajı) hem içme suyu hem kullanma suyu temin ediyor ayrıca tarımsal sulamayı da yine buradan yapıyoruz. Dolayısıyla bu sezon sadece ağaç sulamalarında kullanılacak. Onun dışında su ihtiyacı olan sulu tarımda kısıtlamalar olacak. Bu açıdan baktığımızda çiftçilik ve sulu tarım açısından sıkıntılı bir durum var ama maalesef şartlar böyle."

- "Yaz aylarını sıkıntısız atlatabilmemiz için tedbirli olmalıyız"

Şu an itibarıyla Çanakkale'nin içme suyu konusunda sıkıntı yaşamadıklarını anlatan Gökhan, yağış olmasa bile en az 2 yıllık suyun bulunduğunu ifade etti.

Gökhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir dahaki senenin ne olacağını bilmediğimiz ve yaz aylarını sıkıntısız atlatabilmemiz için hep birlikte tedbirli olmamız lazım. Biz yine de tüm olumsuzlukları düşünerek su kullanımı için kısıtlama getirdik. Encümende önemli kararlar aldık. Bu süreçte araç yıkamaların, sokakları yıkamanın dikkatli yapılması gerekiyor. Özellikle de yıkama yapan iş yerlerine aylık 20 tondan fazla su verilmemesi konusu var. Limiti aşanlara ceza verilmesi söz konusu. Biz de belediye olarak özellikle sulamaları, çiçeklerin, park bahçelerin sulanmasını damlama su ile yapıyoruz. hatta su ihtiyacı olmayan çiçek türlerinden faydalanacağız. Çalı türü yeşil örtü kullanmayı hedefliyoruz ayrıca 4 derin kuyu açtık, hazır vaziyette duruyor. Çok zor durumda kalırsak onlardan faydalanacağız."

- Yeşil alan sulaması için "arıtılmış su" çözümü

Ülgür Gökhan, Çanakkale Belediyesi bünyesinde bulunan İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi'nden çıkarak dereye akan, denize giden suyun, sulama amaçlı kullanılması için girişimlerde bulunduklarını ifade etti.

Bunun için gereken şartları sağladıklarını, izin için müracaat ettiklerini belirten Gökhan, "En yakın zamanda bunu sağlayacağız. Dolayısıyla bütün kentin yeşil alan sulamasını o sudan yapacağız. Arıtılmış atık suyun tekrar kullanılmasını sağlamış olacağız." dedi.

Gökhan, evlerdeki musluklar açıldığında suyun tazyikli aktığını, buradaki kaybı önlemek için hanelere aparat dağıtmaya başladıklarını dile getirdi.

Kuraklığı en az zararla atlatmak için bilgilendirme çalışmaları yaptıklarını kaydeden Gökhan, şöyle konuştu:

"Çiftçilik açısından, tarım açısından sulamanın, sulu tarımın etkilenecek olması çiftçiler açısından pek iyi bir durum değil ama şu an itibarıyla yapacak bir şey yok. Encümenimizin aldığı kararlara uymayanlara ceza uygulanacak. Su, herkesin hakkı. Su hakkı çok önemli bir kavram, onun için hepimiz tasarruflu kullanacağız. Evimizde dikkat edeceğiz. Yıkanırken, elimizi yıkarken, her türlü su kullanımında dikkatli olacağız. Dükkanlarımızın önümüzü süpüreceğiz ama şıldır şıldır yıkamayacağız. Islak bezle temizlik yapacağız. Araba yıkamacılar ona göre tedbir alacak, belli bir tonajın üstünde su harcamayacaklar. Meşhur atasözümüz var ya 'Damlaya damlaya göl olur.' Biz de damlaya damlaya tasarruf edeceğiz ki Allah korusun muhtaç hale gelmeyelim çünkü maalesef dünyanın küresel ısınmadan dolayı kuraklığa doğru gitme durumu söz konusu. Türkiye maalesef en hızlı kuraklığa erişme potansiyeli olan bir ülke. Buna da dikkat etmemiz lazım."