'Yaramız çok taze'
Bulgaristan Parlamentosu'nun, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi, oylamaya katılan 115 milletvekilinin 112'si destekledi.
Bulgaristan Parlamentosu'nun, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi, oylamaya katılan 115 milletvekilinin 112'si destekledi.
Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Esma Gündoğdu: "en azından yaptıkları bu hatayı görmeleri önemlidir."
Rumeli Balkan Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı: "Bizleri mutlu etti ama Yaralar hala çok taze"
Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Esma Gündoğdu, Bulgaristan Parlamentosu'nun, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etmesinin iyi bir gelişme olduğunu belirtti.
Dr. Gündoğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin de Bulgaristan'da yaşanan olaylarda acılar çeken ve Türkiye'ye gelen biri olduğunu anımsattı.
Yapılanların sadece hukuki, siyasi hatanın dışında ahlaki ve etiksel bir hata olduğunu ifade eden Dr. Gündoğdu, şunları kaydetti: ''(Bildirinin kabul edilmesi) İyi bir gelişme, sonuçta geç de olsa bunu kabul etmesi biraz da olsa suçunu kabul etmek değil de, en azından yaptıkları bu hatayı görmeleri önemlidir. Bu hata sadece siyasi, hukuki bir hata değil aynı zamanda ahlaki bir hataydı. Bence bu insani bir suçtu.
360 bin kişi Türkiye'ye geldi, bir o kadar o insanımız orada kaldı, yaklaşık 1 milyon insanımız etkilendi bu olaylardan. Bu olumsuzluklar hala devam ediyor, aileler parçalandı çünkü. Anne babalar orada kaldı, çocuklar burada izleri hala sürüyor. Asimilasyon 1989'da bitmiş gibi gösterilse de bence olumsuzlukların günümüze yansımasıyla hala devam ediyor. Bu olaylar daha önce de vardı, 1984'te isim değiştirmeyle başlanan durum, 1970'te de yapıldı, 1960'ta Pomak halkına da yapıldı. Ama sonuçta bunu kabul etmek bizim için iyi bir gelişme.''
Bildiriyi eski başbakan ve Güçlü Bulgaristan İçin Demokratlar (DSB) partisi lideri İvan Kostov'un hazırladığını anımsatan Gündoğdu, ''Dünkü bu haber bana çok flaş bir haber gibi gelmedi, hatta, seçimler başladı, çok oy kaybeden İvan Kostov'un kendi için yaptığı bir şey gibi daha geldi'' diye konuştu.
Bulgaristan Parlamentosu, dün ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi oylamaya katılan 115 milletvekilinin 112'sinin desteklemesiyle kabul etmişti.
"O ÖLÜRSE CEZALANDIRILACAK KİMSE KALMAYACAK''
Rumeli Balkan Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı'da, Bulgaristan Parlamentosunun, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etmesinin kendilerini mutlu ettiğini belirtti.
Bölükbaşı, yaptığı açıklamada, Bulgaristan'da komünistlerin yürüttüğü kampanya sırasında Müslüman ve Türkler'e neler yaşattıklarını çok iyi bildiklerini söyledi.
Yaklaşık 360 bini aşkın Türk kökenli vatandaşın göçe zorlandığını ifade eden Bölükbaşı, şöyle devam etti: ''Aklın yolu bir. Bulgaristan Parlamentosunun ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türkler'e karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etmesi bizleri mutlu etti ama soydaşlarımıza neler yaşatıldıklarını çok iyi biliyoruz. Yaralar hala çok taze. Yaraların kabuk bağlaması gerekiyor. Bu karar sadece yaralarımıza bir nebze de olsa su serpmiştir ama yangın sönmüş değildir. Mağdur edilen insanların gönülleri alınmalı. Belene Kampı'nda yaşananlar unutulmadı, unutulması da mümkün değil.
Hatalardan ders almak erdemliktir. Yeni jenerasyon, hatalardan ders aldığını bu kararla ortaya koymuştur. Bu karar, göç etmiş, göç ettirilmiş insanların yüzlerinde sadece bir tebessüme neden olmuştur.''
-TARİHİ BİR BELGE-
Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Özcan Pehlivanoğlu da 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türkler'e karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildirinin kabul edilmesinin sevindirici bir gelişme olduğunu bildirdi.
Bulgaristan Parlamentosu'nun aldığı bu kararla Müslüman ve Türkler'e yapılan asimilasyonu tanıyarak bunu resmileştirdiğini ifade eden Pehlivanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bulgaristan Türkler'in mücadelesi devam ediyor. Belene Kampı'nda mağdur olan 500'ün üzerinde Bulgaristan Türkü şu an kadar tazminat alamadı, suçlular ortaya çıkartılmadı, cezalandırılmadı. DSB Milletvekili Lıçezar Toşev, en az 517 kişinin asimilasyon kampanyası sırasında öldürüldüğünü ifade etti. Dava, zaman aşımına sokulmaya çalışılıyor. Bugün davanın sağ kalan tek sanığı Jivkov döneminin son Başbakanı Georgi Atanasov. O ölürse cezalandırılacak kimse kalmayacak.
İlk defa Türklerin azınlıkta bulunduğu bir ülkede Türkler'e karşı işlenen asimilasyon kabul edildi. Bu karar, Kosova, Makedonya, Romanya, Yunanistan, Sancak, Doğu Türkistan, Çin'de yaşayan Türkler için çok önemli. Çünkü emsal bir karar. O nedenle tarihi bir belge.''
Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Esma Gündoğdu: "en azından yaptıkları bu hatayı görmeleri önemlidir."
Rumeli Balkan Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı: "Bizleri mutlu etti ama Yaralar hala çok taze"
Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Esma Gündoğdu, Bulgaristan Parlamentosu'nun, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etmesinin iyi bir gelişme olduğunu belirtti.
Dr. Gündoğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin de Bulgaristan'da yaşanan olaylarda acılar çeken ve Türkiye'ye gelen biri olduğunu anımsattı.
Yapılanların sadece hukuki, siyasi hatanın dışında ahlaki ve etiksel bir hata olduğunu ifade eden Dr. Gündoğdu, şunları kaydetti: ''(Bildirinin kabul edilmesi) İyi bir gelişme, sonuçta geç de olsa bunu kabul etmesi biraz da olsa suçunu kabul etmek değil de, en azından yaptıkları bu hatayı görmeleri önemlidir. Bu hata sadece siyasi, hukuki bir hata değil aynı zamanda ahlaki bir hataydı. Bence bu insani bir suçtu.
360 bin kişi Türkiye'ye geldi, bir o kadar o insanımız orada kaldı, yaklaşık 1 milyon insanımız etkilendi bu olaylardan. Bu olumsuzluklar hala devam ediyor, aileler parçalandı çünkü. Anne babalar orada kaldı, çocuklar burada izleri hala sürüyor. Asimilasyon 1989'da bitmiş gibi gösterilse de bence olumsuzlukların günümüze yansımasıyla hala devam ediyor. Bu olaylar daha önce de vardı, 1984'te isim değiştirmeyle başlanan durum, 1970'te de yapıldı, 1960'ta Pomak halkına da yapıldı. Ama sonuçta bunu kabul etmek bizim için iyi bir gelişme.''
Bildiriyi eski başbakan ve Güçlü Bulgaristan İçin Demokratlar (DSB) partisi lideri İvan Kostov'un hazırladığını anımsatan Gündoğdu, ''Dünkü bu haber bana çok flaş bir haber gibi gelmedi, hatta, seçimler başladı, çok oy kaybeden İvan Kostov'un kendi için yaptığı bir şey gibi daha geldi'' diye konuştu.
Bulgaristan Parlamentosu, dün ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi oylamaya katılan 115 milletvekilinin 112'sinin desteklemesiyle kabul etmişti.
"O ÖLÜRSE CEZALANDIRILACAK KİMSE KALMAYACAK''
Rumeli Balkan Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı'da, Bulgaristan Parlamentosunun, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etmesinin kendilerini mutlu ettiğini belirtti.
Bölükbaşı, yaptığı açıklamada, Bulgaristan'da komünistlerin yürüttüğü kampanya sırasında Müslüman ve Türkler'e neler yaşattıklarını çok iyi bildiklerini söyledi.
Yaklaşık 360 bini aşkın Türk kökenli vatandaşın göçe zorlandığını ifade eden Bölükbaşı, şöyle devam etti: ''Aklın yolu bir. Bulgaristan Parlamentosunun ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türkler'e karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etmesi bizleri mutlu etti ama soydaşlarımıza neler yaşatıldıklarını çok iyi biliyoruz. Yaralar hala çok taze. Yaraların kabuk bağlaması gerekiyor. Bu karar sadece yaralarımıza bir nebze de olsa su serpmiştir ama yangın sönmüş değildir. Mağdur edilen insanların gönülleri alınmalı. Belene Kampı'nda yaşananlar unutulmadı, unutulması da mümkün değil.
Hatalardan ders almak erdemliktir. Yeni jenerasyon, hatalardan ders aldığını bu kararla ortaya koymuştur. Bu karar, göç etmiş, göç ettirilmiş insanların yüzlerinde sadece bir tebessüme neden olmuştur.''
-TARİHİ BİR BELGE-
Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Özcan Pehlivanoğlu da 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türkler'e karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildirinin kabul edilmesinin sevindirici bir gelişme olduğunu bildirdi.
Bulgaristan Parlamentosu'nun aldığı bu kararla Müslüman ve Türkler'e yapılan asimilasyonu tanıyarak bunu resmileştirdiğini ifade eden Pehlivanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bulgaristan Türkler'in mücadelesi devam ediyor. Belene Kampı'nda mağdur olan 500'ün üzerinde Bulgaristan Türkü şu an kadar tazminat alamadı, suçlular ortaya çıkartılmadı, cezalandırılmadı. DSB Milletvekili Lıçezar Toşev, en az 517 kişinin asimilasyon kampanyası sırasında öldürüldüğünü ifade etti. Dava, zaman aşımına sokulmaya çalışılıyor. Bugün davanın sağ kalan tek sanığı Jivkov döneminin son Başbakanı Georgi Atanasov. O ölürse cezalandırılacak kimse kalmayacak.
İlk defa Türklerin azınlıkta bulunduğu bir ülkede Türkler'e karşı işlenen asimilasyon kabul edildi. Bu karar, Kosova, Makedonya, Romanya, Yunanistan, Sancak, Doğu Türkistan, Çin'de yaşayan Türkler için çok önemli. Çünkü emsal bir karar. O nedenle tarihi bir belge.''